Bizim memlekette ayrıcalık veya imtiyaz tanınan insana "gözü kara" derler. Bir de aynı deyimle bazı insanlara cesaretinden dolayı "gözü kara" denildiğini de biliyoruz.

DEM ile CHP, Can Atalay'ı çıkarmaya yönelik hukuku kenarından köşesinden delmek için her türlü yolu deniyor. Ortada Anayasalık, meclislik bir husus olmamasına rağmen boşuna milleti meşgul ediyorlar. 

Can Atalay'ın serbest kalması pahasına hukukun köküne adeta balta sallıyorlar! 

Hukukun sürekli olarak kendilerine hizmet etmesine alışan bu kesim, "Alışmış kudurmuştan beterdir" sözüne muhatap olan kesimdir.

Bunlar için önemli olan hukuk değil, kendi adamlarıdır. Kendi adamlarına gelince hukuku, yargıyı ve mahkemeyi hatırlıyorlar ama kendi adamları olmayınca söz konusu kavramları hatırlamak bile istemiyorlar.

12 Eylül'den sonra verilen cezaları hatırlıyorsunuz.

Bunların Adalet Bakanları devrimcileri birkaç yıl yatırıp çıkarırken, ülkücüleri ise 15-20, hatta 30 sene yatırdılar! Bunların adaleti ve hukuk anlayışı budur. 

Darbelerde de hep böyle yaptılar. 

Eğer darbeleri, kendi zihin dünyalarına uygun bir zümre yapdıysa koşarak desteklediler. Yok, eğer başka bir grup veya cunta yaptıysa hemen karşı çıkıp saldırıya geçtiler. Nitekim Türkiye'de gerçekleştirilen darbelerin arkasında çoğunlukla Batı'nın ve bunların desteği ve parmak izi vardır.

Şimdi cezası kesinleşmiş bir adamı hukuku hiçe sayarak Batı'nın da yardımıyla hapishaneden çıkarmak istiyorlar.

Meclisi toplantıya çağırıp da ne yapmak istiyorsunuz?

Ahmet Şık denen o şer odaklı adam tüm milletvekillerine hakaret etti ve aşağılayıcı sözcükler kullandı. Ne yapsaydılar, oturup bu seviyesizin küfürlerini mi dinleseydiler!

Adamın zaten amacı yüce meclisi karıştırmaktı!

Onu da yaptı zaten!

Amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmektir!

Şunu iyi bilesiniz ki, artık o eski pısırık ve özgüvensiz Türkiye yoktur!

FAHRETTİN MASUM BUDAK