Bu satırların yazarını takip edenler bilirler. Oldum olası adaletsiz, hayasız ve bağnaz yorumlara nereden gelirse gelsin şiddetle karşı çıkmışımdır.

Son dönemlerde bizim ülkemizde İran'a karşı haksız ve insafsız yayınların ve konuşmaların arttığını görüyoruz.

İsrail ile bu ülkeyi karşı karşıya getirmeye çalışanlar, nedense hala Amerika'nın dümen suyunda döndüklerinin farkında değildirler.

Bazen ben de İran'ı eleştiriyorum. Ama benim eleştirilerim gerçeğe dayanan eleştirilerdir.

Oradaki Türklerin hakları konusunda zaman zaman çok ağır eleştiriler yazıyorum.

Ancak son İsrail -Filistin Savaşı'nda bakıyorum da söz konusu ülkenin hakkını kimse vermek istemiyor.

İslam dünyasında Türkiye'yle birlikte hatta Türkiye'den daha aktif bir şekilde direnen İran'ın yalnız bırakıldığını içim burkularak seyrediyorum.

İran devleti yersiz ve insafsızca eleştirilirken, bir Allah'ın kulu çıkıp Sünnî Arap dünyasına en ufak bir eleştiride bulunmuyor. Sünni Araplar yeri geldiğinde mezhep olarak Şiî veya Caferîleri "batıldır, sapıktır, bidattır, rafizidir, kızılbaştır" deyip karalamaktan çekinmiyorlar ama Haçlıların ayakları altında inleyen soydaş ve mezhepdaşları Filistinlileri, bu karaladıkları devletin kurtarmasını bekliyorlar!

Koskoca 1,5 milyarlık Müslüman aleminde Filistin'i canla başla savunan iki devletin olması insanın içini acıtıyor!

Bunlardan birisi onlara göre "sapık ve bidat" olan Şiî İran, diğeri ise "laik ve dinsiz" olan Türkiye.

Korku bacayı sardığında "dinsiz Türkiye"den (!) ve "sapık ve bidat İran'dan"(!) medet ummak tam bir alçaklık ve müptezelliktir.

 Cezayirli Sünni alim Şeyh Musa Halaf'ın şu sözüne hak vermemek elde değildir:

"1,5 milyar Sünni, bir Sünni liderin intikamını alması için bir Şiî'yi bekliyor"

Kimi yorumlarda, güya İran ile İsrail, Amerika'yla bitlikte gizli ittifak kurmuştur, diyorlar.

Üstelik biraz daha ileri giderek İsmail Haniye'yi bizzat İran'ın öldürdüğünü söyleyecek kadar alçalıyorlar.

Kim ne derse desin, günümüzde Ümmet'in değerlerini Haçlılara karşı tek başına koruyan ve tek başına direnen bir İran görüyoruz.

Bu devlet, bununla da kalmıyor, aynı tempoyla emperyalizme karşı da var gücüyle karşı koymasını biliyor!

FAHRETTİN MASUM BUDAK