Gözden kaçırmayın

Lösemi hakkında yanlış bilinenler ve gerçeklerLösemi hakkında yanlış bilinenler ve gerçekler

Yapılan çalışmalara göre dünyadaki her 10 yetişkinden birinin KOAH hastası olduğunu ve KOAH’ta yetersiz tanının önemli bir sorun olup, hastaların yüzde 60-85’i halen tanı almamış durumda olduğunu kaydeden İl Sağlık Müdürü Kalkan, “2023 yılında yapılan çalışmaya göre ülkemizde doktor tanılı KOAH sıklığı 45 yaş üstü bireylerde ortalama yüzde 8,8’dir” dedi.

RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

Kalkan, “Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, yoğun şehirleşme nedeniyle artan hava kirliliğine maruziyet, iç ve dış ortamda odun ve kömür gibi fosil yakıtlar ile bitki sapları ve tezek gibi biyokütle yakıtlarının dumanının solunması, KOAH hastalığına neden olan önemli risk faktörleridir. Bununla birlikte, yapılan çalışmalar, KOAH hastası olan kişilerin yüzde 80’inin sigara içtiğini, tütün ve tütün ürünlerinin KOAH’ın en yaygın nedeni olduğunu ortaya koymuştur. Yetersiz beslenme, özellikle çocuklukta geçirilen akciğer enfeksiyonları, iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruziyete bağlı olarak akciğer gelişiminin geri kalması da KOAH'a yol açabilir. Bunun yanı sıra küresel iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan anormal hava olayları (aşırı sıcak ya da soğuk gibi) ve orman yangınlarının KOAH görülme sıklığını artıracağı, hastalığın seyrini olumsuz etkileyeceği ve erken ölümlere neden olacağı öngörülmektedir” dedi.

“TANI, NEFES ÖLÇÜM TESTİ İLE KOLAYCA KONABİLİR”

KOAH’da en sık görülen yakınmaların; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissi olduğunu kaydeden İl Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan, “Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Hastalığın tanısı, sağlık kurum ve kuruluşlarında, basit bir test olan nefes ölçüm testi ile kolayca konulabilir. Solunum fonksiyon testİ olarak isimlendirilen bu test hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığın belirler. Hem KOAH'ın önlenmesinde hem de hastalık yükünün azaltılmasında ilk ve en önemli müdahale basamağı risk faktörleriyle mücadele edilmesidir. KOAH teşhisi konulan kişilerin bahsi geçen risk faktörlerinden uzak durmaları, sağlıklı beslenmeleri ve günlük egzersiz yapmaları çok önemlidir. KOAH hastalarının, yaşadıkları yerlerin hava kalitesini Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kurulan Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağından takip etmeleri ve dış ortam aktivitelerini buna uygun olarak düzenlemeleri faydalı olacaktır. Bu bağlamda, hava kirliliği bulunan yerlerde, özellikle dış ortama çıkılması halinde maske kullanılması da uzmanlar tarafından yapılan öneriler arasında yer almaktadır” dedi.

KILAVUZ HAZIRLANDI

KOAH’ın bireysel tedavisinde ‘inhaler’ olarak bilinen ve solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçların kullanıldığını kaydeden Kalkan, “Bu ilaçlarla, hava yollarındaki daralmanın azaltılması, hastanın olabildiğince rahatlatılması ve yaşam kalitesinin artırılması amaçlanmaktadır. Ancak, belirtilen amaçlara ulaşılabilmesi için bahsi geçen ilaçların düzenli ve doğru kullanılması gerekmektedir. Öte yandan, hastalığın seyrini kötüleştirecek alevlenmelerden ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması önemlidir. Solunum yetmezliği gelişen hastalar, evde oksijen tedavisi ve/veya evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç duyabilmektedir. Bunun yanı sıra akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Sağlık Bakanlığımız, risk faktörleriyle etkin mücadele edilerek KOAH hastalığının önlenmesi; hasta olanların erken teşhisi, düzenli takibi ve uygun tedavisi için önemli çalışmalar yürütmektedir. Bu doğrultuda; ilgili paydaşlarla birlikte Türkiye Kronik Hava Yolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programını -GARD hazırlayarak uygulamaya koymuş, birinci basamakta çalışan hekimlere yönelik Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığını Değerlendirme ve İzlem Kılavuzunu hazırlamıştır” dedi.

“HAVAMIZI KORUYALIM, KOAH’SIZ YAŞAYALIM”

Dünya KOAH Günü’nün bu yılki temasının; ‘Havamızı koruyalım, KOAH’sız yaşayalım’ olarak belirlendiğini kaydeden Kalkan, “İklim değişiminin etkilerini de içerecek şekilde temiz hava ve akciğer sağlığının öneminin vurgulanması amaçlanmıştır. Akciğerlerinizi sağlıklı tutabilmeniz ve sağlıklı nefes alabilmeniz için tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın. Soluduğunuz ortam havasını temiz tutun. Düzenli ve dengeli beslenin. Düzenli egzersiz yapın. Yaş grubunuza uygun aşınızı olun. İklim değişimine duyarsız kalmayın” ifadelerini kullandı.

Haber / Buse AKIN