Başlığa bakıp esnafın kaldırımları işgal ettiğini hemen düşünmeyin.

Bahsedeceğim bu işgal başka bir işgaldir.

İster sokaklarda olsun isterse caddelerde olsun, nerede kaldırımlar alçaksa ve arabalar bu alçak kaldırımlara çıkabiliyorsa orada mutlaka araba işgali vardır. Bunu her sokakta ve her caddede görebilirsiniz.

Biz kaldırımlardan temizlenen esnaf reyonlarına çok sevinmiştik. Ancak onların yerini şimdilerde arabalar alınca sevincimiz kursağımızda kaldı. Acaba kaldırımlardan sorumlu zabıtalar uyuyor mu?

Bu meseleden neden ilgilenmiyorlar? 

Bazı sokak ve caddelerin kaldırımlarında inanın ki yayaların geçebileceği yer kalmamıştır.

Arzu ederseniz bu konuda bir iki örnek vermek istiyorum. Malkoçoğlu Caddesi'nin Anfi'den köprüye kadar bölümüne gidip bakabilirsiniz. 

Aynı şekilde Şehit Doğan Çabuk Sokağı'na da göz atabilirsiniz.

Bu kaldırımlar yayalar için mi yapılmış yoksa park yeri bulamayan araçlar için mi yapılmış? Eğer benzer biçimde göz yummaya devam edilirse korkarım ki, yayaların şehirde dolaşmasına yer kalmayacak.

Bir şehirde disiplin, nizam ve kural işlemiyorsa, o şehrin yaşam kalitesinden ve estetik görüntüsünden bahsetmek mümkün değildir.

Yayalar için yapılan kaldırımlar işlevini trafiğe bırakacaksa, kaldırım yapıp yolları daraltmanın ne anlamı vardır?

Zaten gürültü kirliliğinden bıkıp usanmıştık, üstüne üstlük bir de bu yaya geçiş engeline takılıp görüntü kirliliği yaşayınca tam yaka silkeceğimiz bir kentle karşı karşıya kaldık.

Bu konuda maalesef insanımız da duyarlı değildir.

Trafiğin yoğunluğunu ve park sorununu dikkate almadan yaşıyoruz.

Evimizden marketlere ve kahvelere mutlaka özel arabamızla gidiyoruz. Gittiğimiz yerlerde de park yeri bulmakta zorlanıyor ve problem çıkarmaya başlıyoruz.

Unutmayalım ki, kurallı yaşayan toplumlar mutlu ve müreffeh yaşayan toplumlardır.

FAHRETTİN MASUM BUDAK