Amerika uluslararası toplumdan ve özellikle Müslüman toplumların aklından alay ediyor.

Baksanıza İsrail'in vahşi saldırganlığını görmezden gelip İslam devletlerinden ve bilhassa Türkiye'den İran'a baskı yapmalarını, savaşı tırmandırmamasına yönelik talepte bulunmalarını ve ikna etmelerini istiyor.

Amerika, açıkça İslam ülkelerini ne devlet yerine koyuyor ne adam yerine koyuyor ne de toplum yerine koyuyor.

Amerika önce gitsin İsrail'den katliamların hesabını sorsun. "Bu kadar masum Müslümanı; çocuğu, kadını ve yaşlıyı niye öldürdün?" desin.

Kırk bin insanın ölümünü, on binlerce insanın yaralanmasını ve yüzbinlerce insanın yerinden ve yurdundan dipçik ve bomba zoruyla sürüldüğünün akıbetini sorsun. ‘İran'da, Lübnan'da ve Suriye'de Hamas ve Hizbullah liderlerini niye katlettin?’ desin.

Soramaz, diyemez, çünkü İsrail'in sel gibi akıttığı kanda parmağı ve ortaklığı vardır.

Bu cinayetlere, bu vahşetlere ve bu katliamlara ortak olduğunu bütün dünya alem biliyor.

Acaba savaşı İsrail mi tırmandırıyor yoksa İran mı tırmandırıyor? İkna edilmesi gereken İran mıdır yoksa İsrail midir?

Savaşı Ortadoğu'ya yaymaya çalışan İsrail midir yoksa İran mıdır?

45 yıldır İran'ı köşeye sıkıştırmaya çalışan hangi devletlerdir?

İsrail, Amerika ve Batı'yı arkasına alıp fırsat buldukça İran'a saldıracak ve İran da oturup bunu her defasında seyredecek, öyle mi?

Son suikastlar işaret etmektedir ki, İran'ın devlet adamlarını helikopter kazası süsü vererek öldürten bu melun iki devlettir. Ortada kuvvetli emarelerin olduğuna dair söylentiler az değildir.

Bütün kuşkular bu iki devlet üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Hal böyle iken, hâlâ kalkıp İran'ı savaşı yaymakla suçlamak ve buradan hareketle Türkiye'den İran'ı ikna etmesini ve yatıştırmasını istemek; tam bir tavşana kaç, tazıya tut taktiğidir! Yani bunun açıklaması şudur: "Ben vursam da kırsam da katliam ve soykırım yapsam da sen bir şey demeyeceksin. Oturup seyredeceksin."

Amerika, şamar oğlanı yaptığı, köle evezine kullandığı Arap ülkelerine bunu reva görebilir ama İran’a asla...

Zira İran toplumunun hangi gelenekten geldiğini çok iyi biliyor.

Karşılarında, gerektiğinde zalimlere karşı başkaldırmasını bilen bilinçli ve onurlu bir toplum vardır.

Sadece zamanı ve zemini beklenmektedir!

FAHRETTİN MASUM BUDAK