Geçende çok sevdiğim bir arkadaşım ziyaretime gelmişti.

Onu alıp nezih bir ortamda ağırlamak istedim.

Bütçemi zorlayan bir lokantada yemek yedikten sonra bir kahveye gittik.

Yemek parası gerçekten çok ağır gelmişti.

Belli ettirmeden mırıldanıp tepkiyle karışık kahvenin yolunu tuttuk. 

Bu arada yanımıza bir arkadaşım daha gelmişti.

Çayımızı söyledikten sonra oturup epeyce sohbet ettik.

Çay faslının ardından iki kahve, bir tane de kuşburnu istedik.

Ta onlar bitene kadar biz, dereden tepeden konuşup içimizi iyice döktük.

Kalkıp hesap ödemeye gittiğimde bir hayli neşeli ve sevinçliydim.

Ancak bu sevincim kasada kursağımda kaldı. Hesap ummadığım kadar kabarık çıktı.

Bu hizmet karşılığı ödemek zorunda kaldığım ücret ne kadar olsa beğenirsiniz?

Tamı tamına 375 TL. Çok sinirlenmiştim.

O sinirle faturamı alıp mekândan ayrılırken ister istemez büyük bir tepki gösterdim.

Kapıdan çıkarken "Aldığınız bu parayla bir daha buraya gelmeyin" diyorsunuz!

Canım çok sıkılmıştı. Misafirlerimi yolcu ettikten sonra tekrar kahveye döndüm.

Bu sefer ayrıntı istedim.

"Bir bardak çayın fiyatı 40 TL" dedi.

Çerkezköy'de normal kahvelerde bir bardak çayın fiyatı 7,5 veya 10 TL'dir.

Bu fahiş fiyatların hesabını soran bir kurum yok mu?

Herkes kafasına göre zam yaparsa bu devlet enflasyonu önleyebilir mi?

Kimse korkusundan berbere gitmek istemiyor.

Saç sakal tıraşı 400 lirayı geçti.

Çerkezköy'de nereye gitsen ateş pahası.

Enflasyonu bahane edip insaf ve vicdandan tam uzaklaştık.

Bir yıldır Dolar veya Avro yerinde sayıyor.

Benzin ve mazot da öyle!

Bu gelen zamlar neyin nesidir?

Kuyumcularımızdan gidip altın alamıyoruz.

Alış ile satış arasında uçurum var. Oysa burnumuzun dibinde Çorlu'da bu mesafeyi görmek mümkün değildir.

Bizim bildiğimiz alış ile satış arasında ufak bir fark olur, o da kuyumcunun karı olur.

Çerkezköy’de döviz almak satmak da aynıdır. Arada bu kadar fark olmaz ki...

Bu ülkede herkes üstüne düşeni yapsa dünyanın en güçlü devleti ve refah seviyesi en zengin milleti oluruz.

Milliyetçilik ve vatanseverlik konusunda Batı ülkelerinden öğreneceğimiz çok şey vardır.

Kim ne yaparsa kendine yapar!

Enflasyonlu ortamların kimseye bir yararı yoktur.

Böyle bir piyasada varsıl da kaybeder yoksul da...

Maalesef ekonomik, sosyal ve kültürel alanda önemli ölçüde dejenere ve bozulma yaşıyoruz.

Bu toplum yapımızla hangi hükümet gelirse gelsin aynı şikayetler devam edecektir.

Hiçbir sistem insan faktörünün önünde değildir.

FAHRETTİN MASUM BIDAK