Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Türkiye'nin her şeye rağmen uzattığı dostluk ve barış elini geri çevirmekle kendi sonunu hazırlamış oldu.
Ta Baas Partisinin ilk dönemlerinden beri Babası Hafız Esad'ın ve ardından da kendisinin Türkiye'ye karşı beslediği düşmanlık herkes tarafından bilinen bir husustur. Beşar Esad, bu bölgede hiç bir zaman istikrarlı bir devlet adamı olamadı. Suriye'yi ikinci bir İsrail gibi yönetti. Nedense komşularıyla bir türlü karşılıklı dostane ilişkiler kuramadı. Daima hain emeller peşinde koştu.
Halkına kötü davrandı. İdaresindeki vatandaşlarına etiniksel ve mezhepsel pencereden baktı. Sünnî Arapları ve Sünnî Türkmenleri daima dışladı. Alevî ve Nusayrî Arapları kucakladı, diğerlerine ise daima dirsek gösterdi. Devleti Alevî azınlık üzerine bina edip diğer inançdaki gruplara hayat hakkı tanımadı.
Suriye böyle giderse üç bölgeye ayrılabilir. Birinci bölge; Fırat'ın doğusunda kümelenen Amerika'nın desteklediği ve himaye ettiği YPG- PYD ve PKK bölgesi, İkinci bölge; Türkiye'nin desteklediği muhalif gruplardan SMO ve Türkmen guruplarını içine alan Fırat'ın Batısı, İdlip, Halep ve Hama'ya kadar olan bölge. Üçüncü bölge ise; şimdiki yönetimin içinde bulunduğu Rus ve İran destekli Alevî ve Hıristiyan Arapların yaşadığı Şam ve Lazkiye bölgesi.
Türkiye, Suriye'ye akbabalar gibi üşüşen emperyalistlere bakmadan, kendi göbeğini kendisi kesmelidir. Başta Musul olmak üzere etkin olduğu alanlarda nizam ve intizamı sağlayarak geri dönüş politikalarını kolaylaştırıp içsel problemlerini minimize etmelidir.
Ayrıca, Fırat'ın doğusunda kökleşmeye çalışan ve hain emeller peşinde koşan, Batı beslemeli PKK unsurlarını daha güneye atabilmenin yollarını aramalıdır.
Suriye'nin toprak bütünlüğü Türkiye'den çok Suriye'yi ilgilendirmelidir. Eğer orada bir Suriye devleti yoksa, dünkü vilayetimiz olan bu bölgeleri sahipsiz bırakıp kurda kuşa yem edemeyiz! Halep ordaysa arşın burdadır!
FAHRETTİN MASUM BUDAK
Yorumlar