Türkiye'de %80'lik kesim gerçek manada çalışıyor, %20'lik kesim de har vurup harman savuruyor.
Milyonlarca işçi ve memur aybaşını zor getirirken, bu %20'lik kesim vur çatlasın, vur patlasın oynuyor!
Zenginlik kaynaklarımızın yarısı maalesef bunların eline geçmiştir.
İstedikleri yerde yiyip, istedikleri yerde eğlenebiliyorlar.
Savaş olsa savaşa gitmezler.
Askerlik çağları gelse askere gitmezler.
Ne memurluk yaparlar ne de işçilik...
Vatan kaygıları, devlet ve millet endişeleri, çıkarları orandadır.
Bunlar kaymak tabaka olarak bilinir.
Bir elleri yağda, bir elleri baldadır.
Yüksek sosyete bunların içinden çıkar.
İşbirlikçi yönleri ağır basar.
Millet konusunda gevşek tavırları meşhurdur. Çünkü zoru gördüklerinde arkalarına bakmadan istedikleri ülkeye kaçarlar. Bankalar bunlara çalışır. Devlet bunlara çalışır. Yüksek faiz oldu mu bunlar kazanır. Dolar fırladı mı bunlar nemalanır.
Yaz kış tatilleri vardır. Yazın sahiller, kışın kayak merkezleri bunlardan sorulur.
Yönetimde söz sahibidirler. Bürokrasi emirlerindedir. Demokrasinin çarkları bunlar için çalışır.
Kredi muslukları daima ellerinin altındadır.
İstedikleri bankadan istedikleri miktarda para çekip kullanabiliyorlar. Ahlak anlayışları maddiyatla bağlantılıdır. Kanunlar onlar için çıkartılmış ve onlar için ayarlanmıştır.
Devlet kademeleri onların yol geçen hanı gibidir. Bir dedikleri, iki olmaz!
Emirleri, istekleri anında uygulanır ve anında yerine getirilir.
Memleketin idaresinde sözleri kanun yerine geçer. Dinleri, imanları parayla ölçülür.
O banka benim, bu banka senin koşturup dururlar. Paralarına kim daha fazla para veriyorsa oraya atlarlar.
En iyi okullar onlarındır. En iyi hastaneler onlara hizmet verir.
Lüks ve şatafatta üstlerine yoktur. İsrafı diz boyu yaparlar. Mevki- makam, koltuk onlar için sorun değildir. Her türlü karakter ve ahlak zayıflığı yakalarında asılı durur ama herkes de onlara özenir.
Ülkenin zenginlik kaynaklarının yarısından fazlası onların elindedir ama kimse de kalkıp bunun hesabını sorma cesaretini gösteremez.
Çünkü yasalar, tüzükler ve talimatlar onların düzenine göre ayarlanmıştır.
Bunlar bazen sosyete, bazen futbolcu, bazen bankacı ve bazen de tüccar ve iş adamı olarak karşımıza çıkarlar.
Daima hazırdan yerler ve daima hazırdan tüketirler! Yönetim de değişse rejim de değişse bunların sınırsız tüketim alışkanlıklarının hiçbir zaman sonu gelmez.
Enflasyonun, fiyat artışlarının sebebi olmalarına rağmen kimse bu kesimi asla konuşmaz ve asla dile getirmez!
Bu %20'lik kesimin insanları değişse de bu %20'lik oran kesinlikle değişmez!
Her zaman vardır, var olmaya devam ederler.
Sanki bu ülkede %80'lik kesim onlar için vardır.
Bir kere çarkı kurmuşlar ve düzeni oturtmuşlardır.
Kimse de dönüp bu sosyal dilime yan gözle bakma cesaretini gösteremez.
Son dönemlerde 7 milyon asgari ücretlinin durumunu gördükçe ve 10 milyondan fazla emeklinin süründüğünü okudukça aklıma; ülkemizdeki gelir dağılımının yarattığı sınıfsal farklılıktan dolayı bahsettiğim bu %20'lik kesimin vicdansızlığı ve insafsızlığı takıldı.
Gelir dağılımındaki bozulma devam ettiği sürece, her devirde bu %20'lik kesim bir kene ve bir asalak gibi toplumun kanını emmeye devam edecektir.
Galiba sözü edilen vahşi kapitalizm bu olsa gerek!
Onlar yaşıyor, Türk halkı seyrediyor!
FAHRETTİN MASUM BUDAK
Yorumlar