MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin iç barışa ve teröre yönelik son teklifleri bazı art niyetli çözümcüleri harekete geçirdi.

Hala Devlet Bey'in ne deyip ne demediğinin şifrelerini çözemeyen malum çevreler nedense üzerine koya koya gidiyorlar.

Devlet Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan'ın "Umut Hakkı"ndan yararlanabilmesini PKK'nın lağvedilmesi şartına bağlaması, bazı yıkıcı ve işbirlikçi kesimler tarafından farklı değerlendirilmeye çalışıldı.

Buradan kendilerine, örgütlerine ve yandaşlarına pay çıkarmaya başladılar. Bizim bildiğimiz Bahçeli, ilkeli ve prensipli bir lider ve ileriyi gören çok tecrübeli bir devlet adamıdır.

Aklınızdan ve gönlünüzden geçenleri sizlerden daha iyi biliyor ve daha iyi okuyor.

O, emin olun ki, tek devletten, tek milletten, tek vatandan, tek bayraktan ve tek dilden asla taviz vermez. Bu beş mukaddes kavramın dışında birtakım iyileştirmelerin yapılmasına yönelik önerilerde bulunması, kimseyi umutlandıracak pozisyona sokmasın.

Nitekim buna paralel olarak Anayasa'nın ilk 4 maddesini tartışmanın dışına çıkararak belli kesimleri hayal kurmaktan ve rüya görmekten alıkoymuştur.

Kaldı ki, hiçbir güç Türk Devletinin kurucu kodlarına karşı en ufak bir müdahalede bulunma gafletine kapılamaz!

Eğer bir etnik unsura tanınacak haklar, diğer etnik unsurlardan saklanırsa, Türkiye için kıyamet alametleri başlamıştır demektir. Kimse kör cehalet peşinde koşmasın, kadük kalmış değerleri ısıtıp ısıtıp gün yüzüne çıkarma melanetinde bulunmasın.

Herkes bunu bilsin ki, hortlatılmak istenen Mondros ile Sevr'e karşı "Kuvayı Milliye" ruhu dimdik ayakta, hazır kıta şahlanıştadır!

FAHRETTİN MASUM BUDAK