Gözden kaçırmayın

Vatandaşlar Deprem Simülasyon TIR’ı ile bilinçlendiriliyorVatandaşlar Deprem Simülasyon TIR’ı ile bilinçlendiriliyor

Yerli ve milli imkanlarla geliştirilen TUZÖ'nun nisan ayında 3 ile 22 yaş arasındaki bireylerde kullanılmaya başlayacağını aktaran Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, “TUZÖ ile Türkiye'de özel yetenekliler ve özel eğitime ihtiyacı olan bireyler belirlenecek. Bu test gerekirse kağıt kalem testi şeklinde kullanılabilir, gerekirse de bireye uyarlanmış bilgisayar uygulamaları şeklinde kullanılabiliyor. Çok sayıda bilişsel özelliğin ortaya konmasına, ölçülmesine, sayısal değerlerle betimlenmesine fırsat veren bir ölçme aracı şeklinde tasarlandı. Elde ettiğimiz veriler bireylerin birçok özelliğini ortaya koyması açısından özellikle yönlendirme gerektiğinde eğitim türü, seçmeli dersler, eğitimin farklı kategorilerine nereye yönlendirileceği gibi sorularda bize güçlü cevaplar veriyor olacak" dedi.

 

 

“KENDİ KÜLTÜRÜNÜN İÇERİSİNDE GERÇEK ÖLÇÜCÜLÜĞÜNÜ YANSITIR”

Zeka testlerinin daha çok 6-7 yaş itibarıyla kullanıldığını ve 22 yaşa kadar ölçüm yapabilen başka bir test olmadığını belirten Otrar, “Dolayısıyla bu testimiz sadece belirli bir yaş için değil, çok geniş bir yaş aralığı için bize kullanma avantajı, kullanışlılığı sağlıyor. Bir test her zaman kendi kültürünün içerisinde gerçek ölçücülüğünü yansıtır. Yani eğer bir testi Amerika'dan geliştirmişseniz, Amerikan çocukları üzerinde geliştirmişseniz, bu testi hazırlamış olduğunuz maddeler yani sorular, o kültürün içerisinden beslenerek hazırlanırlar. Geliştirdiğimiz test tam olarak kendi çocuklarımızdan aldığımız verilerle, kendi kültürel kodlarımızın işin içerisine alınmasıyla geliştirilmiş bir test. Dolayısıyla kültürden kaynaklanabilecek, kültür farklılığından kaynaklanabilecek ve test sonuçlarını etkileyebilecek olası gömülü değişkenler, bu testte bertaraf edilmiş oluyor" ifadelerini kullandı.

“TESTİMİZ YAPAY ZEKA DESTEKLİ BİR ALTYAPIYA SAHİP”

Özellikle özel yeteneklilerle ilgili eğitim kurumlara öğrenci alırken yapılan değerlendirme sürecinde, öğrencilerin bu testlere çalıştırıldığı gerçeğiyle karşılaştıklarını kaydeden Otrar, “Bazen online kurslar şeklinde, bazen doğrudan kurslar şeklinde aslında alenen bir zekâ testine hazırlık yapılıyordu. Dolayısıyla uzun zamandır kullandığımız testlerde bir etik problemi oluşmuştu. Çalışıp gelen öğrencilerle karşılaşıyorduk. Ama bu yeni testimizde bunu kırmış oluyoruz. Testimiz yapay zekâ destekli bir altyapıya sahip. Ve her ne kadar tek bir test gibi görünüyor olsa da aslında içeride tek bir test yok. Daha karmaşık algoritmaları olan 5 farklı testten oluşan bir test. Burada hangi soruların sorulacağını da yapay zekâ kodlaması belirleyecek" şeklinde konuştu.

“BİZE BÜYÜK AVANTAJ SAĞLAYACAK”

Türkiye'de tanılama amacıyla bir senede minimum 50 bin öğrenciye bu testlerin uygulandığını belirten Otrar, "Bu testimizin yıllık bize tasarrufu 150-200 milyon liradan daha aşağıda olmayacaktır. Testimizi geliştirirken özellikle bu tür testlerde puanlamayı büyük oranda etkileyen dil sorununu minimize etmeye çalıştık. Yani sözel olmayan bir test formunda ölçeğimizi geliştirmeye çalıştık. Bu bize büyük avantaj sağlayacak. Mesela Türkiye'de bulunan sığınmacı öğrencilerimiz, çocuklarımızın da ihtiyaç duyduğunda bu testten istifade etmesi, almaları, dil unsurları az olduğu için sözel olmayan test diye nitelendirdiğimiz bir test olduğundan imkanı olacak. Diğer taraftan gönül coğrafyamızın içinde bulunan ülkeler, Azerbaycan, Türkistan, Bosna Hersek gibi, Kosova gibi, Balkanlar, Suriye, Kuzey Irak gibi bölgelerdeki çocuklarımıza da ihtiyaç duyduğunda çok küçük bir takım istatistiksel uyarlama işlemleriyle test uygulanabilecek. Şekil testinde oluşan testte, sözel malzemeler daha az. Bu bir başlangıç olacak diye düşünüyorum. Çünkü elimizde çok güçlü veriler var. Savunma sanayiinde SİHA, KAAN var biliyorsunuz. Bizim alanın KAAN'ı bu test" dedi.

Haber / İrem BANÇO