Gözden kaçırmayın

Kartalkaya ateşi Keşan’a da düştüKartalkaya ateşi Keşan’a da düştü

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara, TBMM Çocuğa Karşı Şiddeti Araştırma Komisyonu'nda yaptığı sunumda, 2025 yılında çocukları dijital risklerden korumak için 'akran iletişimi’ kampanyasını başlatacaklarını söyleyerek, "'Akran zorbalığı' demiyoruz; bunu pozitif bir cümleyle kamuoyuyla buluşturmak istiyoruz. 'Akran iletişimi' toplumsal farkındalık çalışmasıyla özellikle son zamanlarda gündeme gelen akran zorbalığıyla ilgili hem çocukların hem ailelerin hem de çocukla temas hâlinde olan bütün kesimlerin neler yapacağına dair bir dizi bilinçlenme kampanyası olacak" dedi.

TİYATRO OYUNLARIYLA DA KAMPANYA DESTEKLENECEK

Bakanlık, pozitif bir yaklaşım ve dille 'akran zorbalığı' yerine 'akran iletişimi' kavramını toplumsal farkındalık çalışmasıyla kamuoyuyla buluşturacak. Kampanya kapsamında hazırlanan içeriklerin geniş kitlelere ulaşması için dijital ve konvansiyonel medyanın gücü kullanılacak. Ayrıca seminerler, atölyeler ve tiyatro oyunlarıyla da kampanya desteklenecek. Kampanya ile ebeveynler ve topluma yönelik farkındalık ve bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yürüterek çocuklar arasında daha sağlıklı ve güvenli bir iletişim ortamı oluşturulması hedefleniyor.

“YENİ BİR BAKIŞ AÇISI KAZANDIRIYORUZ”

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Çocuklar ve gençler arasında yaşanan olumsuz davranışlara yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlayan çalışmalarımıza yeni bir bakış açısı kazandırıyoruz. 'Akran zorbalığı' ifadesini kullanmanın olası sakıncalarını ele alırken, bu terimin çocuklar, aileler ve toplum üzerindeki etkilerini göz önünde bulunduruyoruz. 'Akran zorbalığı' ifadesinin yaygınlaşmasının, zorbalık davranışlarını farkında olmadan normalleştirebileceği ve bu tür olumsuz davranışlara karşı duyarlılığı azaltabileceği kanaatindeyiz. Medya içeriklerinde sıkça karşılaştığımız ve doğru olmadığını ifade ettiğimiz bu durum, şiddetin zararlarını ya da genel ahlaka uygun olmayan davranışların olumsuz etkilerini vurgularken bile dikkatli bir dil kullanmayı gerektiriyor. Sürekli negatif ifadeler, bir süre sonra zihinlerde normalleşmeye ve bu tür davranışların kanıksanmasına yol açabilir. Bu nedenle, dengeli bir yaklaşım benimsemek büyük önem taşıyor. Ayrıca, 'zorbalık' kelimesinin kendisi, yaşanan sorunları dramatize ederek çocukların kendilerini ya mağdur ya da suçlu olarak etiketlemesine yol açabiliyor. Bu durum, hem zorbalığa maruz kalan çocukların hem de bu davranışı sergileyen çocukların destek almasını zorlaştırabilir. Oysa amacımız, çocukların sorunlarını çözmek için daha yapıcı ve destekleyici bir yaklaşım benimsemektir. Bu doğrultuda, söylemlerimizde 'akran iletişimi' kavramını tercih ediyor ve akranlar arasındaki etkileşimleri tüm boyutlarıyla ele almayı hedefliyoruz" denildi.

Haber / Abdullah GÜMÜŞ