Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, medya kuruluşlarının sağlık muhabirleriyle toplantı yaptı.
“KORUYUCU SAĞLIK KÜLTÜRÜNÜ İNSANLARA ÖĞRETMEMİZ LAZIM”
Toplantıda Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen ve planlanan çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Memişoğlu, önceliğinin koruyucu hekimlik olduğunu kaydederek, “Bunu özellikle her seferinde söylüyorum. İnsanların hasta olmadan, sağlığını kaybetmeden kendisine bakmasının ve bedenine bakmasının, sağlıklı kalmasının yönetimini oluşturmak zorundayız. Yani bu konuda sağlığı kaybetmeden Sağlık Bakanlığı olarak çalışmamız lazım. ‘Biz hastalık bakanlığı değiliz’ diyoruz hep. Biz sağlık bakanlığıysak önce koruyucu hekimliği, koruyucu sağlık kültürünü insanlara öğretmemiz lazım. Burada önemli sağlık çalışanı sizlersiniz. Çünkü toplumun sağlık okuryazarlığını artıracak haberleri yapacak ve onları bilinçlendirecek sizlersiniz. Biz bunları üretirken veya bunları desteklerken sizlerin yardımı olmadan toplumun sağlık okuryazarlığı oranını artırmayı veya sağlıkla ilgili kendilerine bakması gerektiğini öğretemeyiz. Onun için bu sorumluluk sadece bizde değil, sizlerde de var. Çünkü bugün baktığımız zaman Türkiye’nin en büyük sorunlarının obezite, kilo olduğunu görüyoruz, bağımlılık olduğunu görüyoruz. Bu sadece sigara, madde bağımlılığı değil. Bugün en önemli bağımlılıklardan bir tanesinin dijital bağımlılık olduğunu biliyoruz” dedi.
“TOPLUMA BUNUN ZARARLARINI ANLATMALIYIZ”
Bakan Memişoğlu, “Bunun yanında doğurganlık oranının düşük olması, yaşamın hareketsiz olması, sedanter yaşam olması, şehirleşen, çok kısa sürede, belki 30-40 yılda şehirleşen bir toplumun yeme alışkanlıklarının, besleme alışkanlıklarının değişmeden, yaşam tarzının değişmesinden kaynaklanan özellikle hareketsizlik ve kilo sorunumuzun olduğunu hepimiz biliyoruz. Kilo ne demek? Baktığınız zaman inmeden eklem hastalığına, kalp hastalığına, her şeyin esas sebeplerinden bir tanesi. Ayrıca maalesef Türkiye’de sigara kullanım oranı çok yüksek, özellikle genç kadınlarımız ve çocuklarımız son zamanlarda sigara konusunda maalesef daha fazla kullanır oldular. Sigara akciğer kanserinden KOAH’a kadar her türlü hastalığa etki eden bir madde. Bu nedenle bizlerin topluma bunların zararlarını anlatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“BİZ AİLE HEKİMLERİNİN MAAŞLARINI KESMİYORUZ”
Başından beri ‘aile hekimliğini destekleyeceğiz’ dediklerini kaydeden Memişoğlu, “Çünkü aile hekimliği toplumun ilk başvuracağı ve en yakınındaki sağlık elçimiz, sağlık hizmeti sunduğumuz kapı. Onun için de aile hekimlikleriyle ilgili bir mevzuat, yönetmelik değişikliği yaptık. Bunun yanında 2025 senesinde yaklaşık bin tane hedefimiz yeni Aile Sağlığı Merkezi yapmak, onlara kurumsal kimlikle daha iyi hizmet verecek altyapı oluşturmak. Sağlıklı Hayat Merkezi hedefimiz de var, 100’ün üzerinde yapmak istiyoruz 2025 senesinde. Koruyucu hekimlik, temel sağlığın en önemli unsurudur. Mevzuatla ilgili de bazen dezenformasyon olabiliyor, yanlış algılar da olabiliyor. Burada şunu söylüyoruz, aile hekimine kayıtlı nüfusu 3 bin 500’e düşürerek hekimin kendisine kayıtlı kişilerin sağlıkla ilgili bütün parametrelerini takip etmesini, özellikle yaşlı grubu, şeker hastası, tansiyon hastası gibi grupları takip etmesini istiyoruz. Yanlış anlaşılma olmasın, biz aile hekimlerinin maaşlarını kesmiyoruz. Biz aile hekimlerine kendi nüfusunun sağlığına göre daha çok teşvik vermeye çalışıyoruz. Ve kendi nüfusunun hastalanmamasının temininde etkin rol almasını istiyoruz. Bu nedenle de biz kendisiyle kıyaslıyoruz aile hekimini. Eğer nüfusu, kendi sorumlu olduğu nüfusu bir önceki döneme göre daha sağlıklıysa bunu aile hekiminin başarısı olarak görüyoruz. Çünkü kendi sorumlu olduğu bölgedeki insanlar, kendilerine bakarsa, hastalanmazsa bunu sağlayacak kişinin aile hekimi olduğunu görüyoruz ve kişinin kendi sorumluluğunun olduğunu biliyoruz” dedi.
“BU KONUDA DEZENFORMASYON OLMASINI ARZU ETMİYORUZ”
Aile hekimlerine güvendiklerini, gelirlerinin de artacağını kaydeden Memişoğlu, “Çalışan ve çalışmayan arasındaki farkın da net olmasını istiyoruz. Onun için teşvik vereceğiz, ilave vereceğiz, ücret vereceğiz aile hekimlerine. Bu konuda dezenformasyon olmasını arzu etmiyoruz” şeklinde konuştu.
“SAĞLIK HİZMETLERİMİZİ YENİDEN YAPILANDIRMA AŞAMASINDAYIZ”
Randevu konusunda bazı branşlarda sıkıntılar olduğunu bildiklerini kaydeden Memişoğlu, “Bunları en kısa zamanda çözeceğiz. Bugün yeni atama ve yer değiştirme yönetmeliği (Sağlık Bakanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik) yayımladık. Biliyorsunuz Türkiye’de hekim dağılımında 2002 senesinde en gelişmiş bölge ile gelişmemiş bölge arasında yedi kat fark vardı. Gelişmiş bölgelerimizde yedi kat fazla sağlık personeli vardı. Şu anda 2,5 kat farka düşürdük. Bunu daha aza düşürmek için böyle bir yönetmelik yayımladık. Biz, Bakanlığımızın hizmetlerini komple check-up yapıyoruz. Yani denetleme usullerimizi, sağlık hizmetlerimizi yeniden yapılandırma aşamasındayız. Bu konuda malum yenidoğanla ilgili bir denetleme ve değerlenme bilimsel komisyonu oluşturduk. Tüm branşlarda bunu yapacağız: Acil, erişkin yoğunbakım, onkoloji gibi. Hizmet alanlarımızı kontrol ederek işleyişi daha etkin hâle nasıl getiririz konusunda çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
AİLE HEKİMLERİNE YÜZDE 10 KONTENJAN
Bakan Memişoğlu, “İsteğe bağlı raporlar, malum bunlar ikinci ve üçüncü basamakta fiyatlandırmayla yapılıyor. Yani hastaneye gittiğiniz zaman bu raporları ücretli alıyorsunuz. Aile hekimleri bu raporları, ikinci ve üçüncü basamaktaki fiyatlandırması nasılsa onlardan daha ucuza verebilsin istediğimiz için uygunluk verdik. Bu fiyatlandırılmayan bir rapor değil, onu bilmenizi istiyorum. Sadece aile hekimliğinde yapılacaksa ondan da ücret alınmasını istiyoruz. Ücretler de aile hekimliğine ve aile sağlığı merkezlerinin fiziki yapısının düzeltilmesine harcanacak. Yani yeni bir ücret alınıyormuş gibi algılanmasın. Zaten ikinci ve üçüncü basamakta isteğe bağlı raporlar ücretlidir. Bu raporların aile hekimleri tarafından da verilmesini, verilirken ikinci ve üçüncü basamaktan belirli miktarda daha az alınmasını istiyoruz. Aile hekimliğiyle, birinci basamakla ikinci basamakla entegrasyonu sağlamak istiyoruz. Aile hekimliğinde çözülecek veya tedavi edilecek bir hastalığın ikinci ve üçüncü basamağa gitmeden çözülmesini arzu ediyoruz. Doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedaviyi yapacak şekilde organizasyon yapmaya çalışıyoruz. Hasta eğer aile hekimliğinde tedavi edilecekse onun acil servise veya ikinci üçüncü basamağa gitmesine gerek olmasın. Aile hekimiyle şöyle bir yetki açıyoruz. Diyoruz ki sen kendi hastalarına randevu alabilirsin. Ve bütün hastanelerde yüzde 10 kontenjanı, MHRS kontenjanını bir gün önceki mesai bitimine kadar aile hekimine açıyoruz. Böylece aile hekimlerini kendi hastaları için hastanelerden randevu alabilir hâle getiriyoruz. Böylece entegrasyonu sağlayacağız. Önümüzdeki sene itibarıyla karşılıklı haberleşmeyi sağlayacak bir yapıyı inşa edeceğiz. Çünkü ikinci üçüncü basamakla, birinci basamağın entegrasyonu ve birbiriyle haberleşmesi çok önemli” dedi.
“HİÇBİR HEKİMİN TEDAVİ İŞLEYİŞİNE MÜDAHALE ETMEYİZ”
Aile hekimlerinin ilaç yazamadığı şeklinde dezenformasyonlar olduğunu da kaydeden Bakan Memişoğlu, “Bir dönem içinde kendi hasta grubuna yazılan ilaç miktarı, önceki dönemde yazılan ilaç miktarı ile aynıysa veya daha azsa aile hekimine teşvik veriyoruz. Bir dönem önceye kıyasla kayıtlı nüfusun hastaneye gidiş sayısı aynıysa veya daha azsa bu aile hekiminin o nüfusu daha sağlıklı hâle getirdiği anlamına gelir. Bu noktada teşvik ve ek ödeme veriyoruz. Üstelik bu teşviki iki kat artırdık. Aile hekimine kendi nüfusundaki sağlık sorumluluğunu veriyoruz. Nüfusunu sağlıklı tutan aile hekimleri başarılı olmuş demektir. Hiçbir hekimin tedavi işleyişine müdahale etmeyiz ve ilaç yazmasına engel olmayız. ‘Biz ilaç yazamıyoruz, Bakanlık yasakladı’ deme niyetinin hoş olmadığını düşünüyorum” dedi.
“ÖZEL HASTANELER MEVZUATINI TAMAMEN YENİLİYORUZ”
Özel hastaneler mevzuatını tamamen yenilediklerini de kaydeden Bakan Memişoğlu, “Özel hastanelerde mevzuat açısından bazı değişikliklere ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Kamu hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelerin tamamı aynı standartta hizmet vermek zorunda. Aynı bilimsel çalışma ile aynı şekilde tedavi etmek zorunda. Özel hastanelerde çok iyi örnekler, dünya çapında yapılan ameliyatlar var. Sezaryen oranları noktasında özel ve kamu ayrımı yapmıyoruz. Primer sezaryen oranları ile ilgili incelemelerimiz doğrultusunda 2025’te daha etkin olacak, anne adaylarının normal doğuma teşvik edilmesi için çaba harcayacağız. Ebelerle ilgili teşvik edici unsurlar da getirmeyi planlıyoruz” dedi.
Haber / İrem BANÇO
Yorumlar
Yorum Yap