Gözden kaçırmayın

“Yoksulluğu yönetmek değil, hakça paylaşmak için varız”“Yoksulluğu yönetmek değil, hakça paylaşmak için varız”

Milletvekili Hamşıoğlu, “Gıda krizi ve gıda güvenliğini, üstelik de çok acil olarak; tarım alanlarının azalması, yer altı sularının azalması, bunlarla tezat bir nüfus artışı, iklim krizi gibi gerekçelerle, yani gıdayı üretememek ve gıdaya erişememek ekseninde konuşmamız gerekirken; ne hazindir ki, üretebildiğimiz ve erişebildiğimiz gıdanın murdar edilmesi dolayısıyla konuşmak durumunda kaldık! Ülkemizin aç insanlarıyla dertlenmemiz gerekirken, “doydu” saydığımız insanlarımızın derdine düştük! Yetersiz beslenmeden dolayı gelişemeyen, türlü hastalığın pençesinde kıvranan çocuklarımız olmalıyken meselemiz; beslendiklerinden hastalanan çocuklarımız şimdi endişemiz; çünkü zehirlenmişiz! Evet zehirlenmişiz, bu hiç öyle az maliyetle çok kazanmak üzere girişilmiş sahtecilik, dolandırıcılık, usulsüz hadisesi olarak ele alınamaz, alınmamalıdır. Zira kast edilen halkın parası, pulu, malı, mülkü değil doğrudan canıdır! Mukabelesi buna göre olmalıdır!” dedi.

“NERELERE DAĞITILDI, NE KADARI KULLANILDI?”

Milletvekili Hamşıoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Domuz eti üzerinden, “Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar/sattıranlar” -ki bu da tek başına fazlasıyla büyük bir kötülük, ayıp, günah, suçtur- ama maruz kaldığımız, bundan daha fazlasıdır; baharata, çikolataya aklınıza gelebilecek envai çeşit ürüne müdahale de en az ete olan kadar ciddiye alınmalıdır. Birçok ürün kimyasalla, kanserojenle tahrip edilmiştir; ki bu insanın tahribi demektir. Kimine iddialı gelebilir, uzun vadeli etkilerini düşününce maruz kitlesel bir kırım girişimidir! Skandalı Tekirdağ’da patladı ama tek Tekirdağ ile sınırlı kalmadığını öğrendik; öğrendik ki; son birkaç yılda gemiler dolusu GDO’lu, zehirli toksinler barındıran ithal gıda girmiş ülkemize; Manisa’ya, İzmir’e, Bursa’ya, Kayseri’ye, Konya’ya, İstanbul’a, Urfa’ya kadar gitmiş bunlar! Hangi fabrikalarda, ne için kullanıldılar? Nerelere dağıtıldılar? Ne kadarı tüketildi; ne kadar zehirlendik yani! Bu markalar internet sitesine bakabilme imkan ve kabiliyetine sahip vatandaşlara ifşa ediliyor. Sonra ne oluyor? Faaliyet durdurma yok, kapatma yok, market reyonlarında bir uyarı, mesela yüzlerce markalık listeyi okuyamamış olma ihtimali yüksek vatandaşlara!”

“ÜRÜN ETİKETİNİ NASIL OKUYACAK VATANDAŞ”

Yeterli, güvenli, sağlıklı beslenmenin bir hak olduğunu belirten Hamşıoğlu, “Bu hakkın gaspını bütün boyutlarıyla ve sürüklendiği maganizel, sığ alandan çıkararak, küresel tekellerin gölgesinden sıyrılarak, “vatandaş etiket okusun” kolaycılığını terk edip sorumluluk alarak yapmak durumundayız; Fiyat etiketinden gözü kör oluyor; ürün etiketini nasıl okuyacak vatandaş!” dedi.

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU