Bolu Kartalkaya Grand Otel yangını bir kez daha gösterdi ki, bizler muhalefetiyle iktidarıyla dalaşmayı, tepişmeyi hatta boğuşmayı çok seviyoruz.

Baksanıza, sorumlu ve kusurlu bulma yerine, suçu karşı tarafta arayıp zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkmanın telaşını yaşıyoruz.

Yangında tam 78 canımız feci bir şekilde aramızdan ayrıldı.

Acımız, yasımız dinmeden birbirimizi suçlamaya başladık.

İktidar muhalefeti, muhalefet de iktidarı yaylım ateşine tuttu.

Bu davranışlarıyla her iki taraf da suçluluk psikolojisi yaşıyor.

Açıktır ki, ortada büyük bir kusur ve büyük bir ihmal vardır.

Milletimizin gözü önünde dramatik bir katliam yaşanmıştır.

Otel sahibi tedbir alacağına, prestij peşine düşmüştür.

Burada ağır bir suç işlediği ayan beyan ortadadır.

Otel müdürü ise insanların cayır cayır yanmasını seyretmekten öteye geçememiştir.

Otelde baştan sona her şey yangına davetiye çıkarmıştır.

Ölüme giden yolda tüm ihmaller ve noksanlar bu otelde sanki pusuya yatmıştır.

Çalışanların eli kolu bağlanmış ve seyirci konumuna düşürülmüştür.

Masraf ve maliyet fazla çıkar diye tüm güvenlik tedbirleri rafa kaldırılmıştır.

Oteldeki eksikler sümen altı edilmiştir.

Şu andaki trajediden sorumlu kişiler ve kurumlar kaçıp kurtulmak istiyor.

Özel idareden tutun, belediye ve bakanlığa kadar, tüm ilgili birimler, bu cinayetlerin müsebbi olduklarını kafalarına koymalıdırlar.

Kaçış ve kurtuluş yolu yoktur!

Bunun hesabını önce hukuka, daha sonra da en ağırını Allah'a vereceklerdir.

Bu acı tabloyu fakir fukaranın üstüne atıp kurtulamazlar!

Gözü doymaz otel sahibi bu facianın baş sorumlusudur.

İçişleri, Kültür ve Turizm Bakanı ve Bolu Belediyesi aynı facianın ortaklarıdır.

Yetkide, sorumlulukta bir karmaşa varsa- ki vardır- yeni canların yanmaması için bir an evvel devletin harekete geçip bu müphemliği düzeltmesi lazım.

FAHRETTİN MASUM BUDAK