İran, İslam ülkeleri içinde siyonizme ve evanjelizme karşı sert tutumuyla örnek teşkil eden mücadelesinden vazgeçmek niyetinde değildir.

Nitekim bu politikasını 1979 yılından beri sürdürerek kendisini bu alanda bir numaraya oturtmuştur.

Hiçbir devlet bu konuda İran kadar emperyalist devletlerin karşısına dikilecek ölçüde bir politika geliştirememiştir.

İslam ülkelerinin kılcal damarlarına dek nüfuz eden Hıristiyan Batı'nın önünde yıkılmaz bir kale gibi duran İran'dan başka Müslüman bir devlet göremiyoruz.

İran'ın bu stratejik ve gayretli tutumu diğer İslam ülkelerinde maalesef yeterli derecede karşılık görmüyor.

Bakıldığında İran, öz kardeşleri tarafından yerden yere vuruluyor ve Hıristiyan ve Yahudilerden daha çok eleştiri alıyor.

Ortadoğu dediğimiz Müslüman ülkeler emperyalizmi kabullenip seyrederken, İran bunların tam tersine bir tutum sergileyerek hepsine meydan okuyor.

Ve Ortadoğu'da Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin yayılmasına ve güç oluşturmasına karşı çıkıyor.

İran canını dişine takarak bunu yaparken diğer din kardeşleri de boşboğazlık yapmaya devam ediyor.

Öyle ki, emirlerindeki televizyon kanallarında gece gündüz Şii yayılmacılığından bahisle emperyalizmin değirmenine su taşıyor.

İki asrı aşkın bir süredir gırtlağımıza kadar çöken Batı'ya, en ufak bir eleştiriyi çok görürken, Ortadoğu'da İran yayılmacılığını ağzımıza vird ediyoruz. 

İran emperyalizmin siyonizmin ve evanjelizmin İslam ülkelerine musallat olduğunu ve bu coğrafyadan defolup gitmesini istiyor, peki siz ne istiyorsunuz?

İran'ın Ortadoğu'da bazı noktalarda etkinlik sağlamasına tahammül gösteremiyorsunuz ama öte yandan tam bir asırdan fazladır ki, emperyalist Batı tarafından teslim alınan İslam ülkelerinin zenginlik kaynaklarının sömürülmesine ses çıkarmıyorsunuz.

Unutmayalım ki, daha bir asır önce sözü edilen bölgeler Türk Osmanlı İmparatorluğunun vilayetleriydi. Tabiat boşluk kaldırmaz. Bu boşluğu sömürgecilere teslim etsek mi iyidir yoksa elbirliği ile mücadele edip onları bu mukaddes coğrafyadan söküp atsak mı iyidir?

İran'ın İsrail'e karşı attığı hipersonik füzelerin tam isabetle askeri tesisleri imha ettiğini bildikleri halde, sırf İsrail ve Amerika'ya moral olsun diye bu füzelerin hiçbir işe yaramadığından dem vurarak İran'ı danışıklı dövüş yapmakla suçluyorlar.

Bunu söyleyen yorumcuların ya aptal olması lazım ya da özel görevlendirilmiş ajan olması lazım.

Gerçi biz onların neden böyle konuştuğunu çok iyi biliyoruz.

Kiralık kalem sahibi olduklarını, Avrupa'nın fonlarından yemlendiklerini bilmeyen mi var? Keşke bütün bunları halkımız da bilmiş olsaydı.

İran'ın en has adamlarını öldürdüler.

Devlet başkanları, dışişleri bakanları, elçileri ve İsmail Haneyleri, Hasan Nasrallahları ve Kasım Süleymanîleri gitti. Üstelik daha öncekileri de hiç saymıyorum.

Bütün bunlara rağmen, İran'ı Amerika ile İsrail'in gizli müttefiki olarak görüp eleştirmek akıl tutulmasından veya ajanlıktan başka bir şey değildir!

FAHRETTİN MASUM BUDAK