Gözden kaçırmayın

Öğretim elemanlarının projesine TÜBİTAK’tan destekÖğretim elemanlarının projesine TÜBİTAK’tan destek

Sunumun başlıca konularından biri, Türkiye topraklarını tehdit eden erozyon oldu. TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, erozyonun tarım alanları üzerindeki etkilerini vurgulayarak, “2019 verilerine göre Türkiye’de her yıl 642 milyon ton toprak erozyona uğruyor. Bu kaybın yüzde 92’si tarım ve mera alanlarında gerçekleşmektedir. Ülke genelindeki toprakların yüzde 75’i çölleşme açısından orta ve yüksek hassasiyet grubunda yer alırken, tarım alanlarında bu oran yüzde 91, meralarda ise yüzde 87’ye ulaşmaktadır. Bu kayıplar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini tehdit etmektedir” dedi. 

“ÇÖZÜM ODAKLI ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ”

Çoğal, iklim değişikliğinin hızla küresel bir krize dönüştüğünü ifade ederek, “1990-2020 yılları arasında dünya genelinde 177 milyon hektar orman kaybı yaşanmıştır. Bu, Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık 2,3 katına denk gelmektedir. Ormanların kaybı, karbon depolama kapasitesinin azalması ve biyoçeşitlilik üzerindeki olumsuz etkiler nedeniyle, iklim krizini daha da derinleştirmektedir” Çoğal, TEMA Vakfı’nın bu bağlamda uluslararası süreçleri takip ettiğini ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çözüm odaklı çalışmalar yürüttüğünü de belirtti.

“EKONOMİK KALKINMA İÇİN DE KRİTİK BİR UNSUR”

Eğitimde, su kaynakları ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının önemi de vurgulandı. Çoğal, sürdürülebilir yaşam ilkesi doğrultusunda doğa koruma çalışmalarının yalnızca çevre için değil, toplumsal barış ve ekonomik kalkınma için de kritik bir unsur olduğunu ifade etti.

“KONTROL ALTINDA TUTULMASI GEREKİYOR”

Edirne’de çevreyle ilgili belirgin sorunlara da dikkat çeken TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, özellikle kömür ocaklarının çevresel etkilerini vurguladı. Çoğal, bu ocakların tarım alanlarına, hava kalitesine, altyapıya ve insan sağlığına zarar verdiğini belirterek, “Kamyon taşımacılığının yollarda yarattığı hasarlar ve bölgedeki toprakların toz ile kirlenmesi gibi etkiler, yerel tarımı olumsuz etkiliyor. Ayrıca, bu alanların geri kazanımı için ağaçlandırma ve yenilenebilir enerji projeleri önerilmektedir. Bunun yanında, bölgedeki katı atık depolama tesislerinin düzenli denetim ve kontrol altında tutulması gerekiyor” dedi.

KATILIM BELGELERİ TAKDİM EDİLDİ

TEMA Vakfı’nın bilimsel temelli, gönüllülük esasına dayalı, öncü bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirten Çoğal, “Vakfımız, kurucularımız Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit’in vizyonuyla, topraktan gelen toplumsal barışı savunmakta ve gelecek nesiller için doğal varlıkların korunmasını hedeflemektedir” dedi. Eğitim, gönüllülere katılım belgelerinin takdim edilmesiyle sona erdi. TEMA Vakfı’nın çevresel sorunlara yönelik çözüm önerileri ve gönüllülük temelli projelerin öneminin bir kez daha altı çizildi. Bu tür eğitimlerin, bilimsel temellere dayalı bilgi paylaşımıyla toplumsal farkındalığı artıracağı ve çevreye duyarlı bir toplum oluşturma yolunda önemli bir adım olduğu vurgulandı.

Haber / Menşure KARDEŞ