Gözden kaçırmayın
Haksız fiyat artışına ceza yağdıKapalı yapılan duruşmaya; başka dosya kapsamında 'Müstehcenlik' suçundan tutuklu bulunan sanık Sanlı Ö. ile tutuksuz sanık Kani A. ve taraf avukatları katılırken, anne Bakiye Yeniçeri ile suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A. ise duruşmaya tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile bağlandı. Duruşmaya gözlemci olarak TBMM Araştırma Komisyonu'ndan bir avukat, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ve Tekirdağ Barosu'ndan da bir avukat katılırken, ahkeme heyeti, diğer baroların katılma talebini kabul etmedi.
“ADALETE SAHİP ÇIKMAK İÇİN BİR ARADAYIZ”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir başta olmak üzere, Ankara, İzmir, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Samsun, Şırnak, İstanbul ve Sakarya barolarından başkanlar ve avukatları da adliyeye gelirken, ilk gününden itibaren olayın takipçisi oldukları belirten Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, “Haklının hakkının arandığı yerlerdir adliye sarayları. Bugün de adalet peşinde Türkiye'nin dört bir yanından gelen avukatlar, barolar, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileriyle beraber burada Sıla meleğimizin hukukunu savunmak, adaletine sahip çıkmak için bir aradayız” dedi.
“KATILMA TALEPLERİMİZ REDDEDİLDİ”
Avukatlık Kanunu'nun 76 ve 95’inci maddelerinin çok açık olduğunu söyleyen Gürcün, “Baroların hukukun üstünlüğünü savunmak ve bu kavramlara içtenlik kazandırmak noktasındaki insan haklarını yüceltmek noktasındaki çalışmaları bir görev olarak barolara verilmişken; bugün ve daha önceki Yargıtay kararları gerekçe gösterilerek, bugün de tekrar katılma taleplerimiz maalesef reddedildi. Ancak bu bir reddedilişin dışında da önemli bir gelişmeydi. Bugün Tekirdağ Adliyesi'nde yaşandığını ifade etmek istiyorum. O da şu Tekirdağ Barosu bu davada CMK 187 uyarınca davaya gözlemci olarak katılma hakkı da kazanmış bulunmakta” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIN RAHATÇA YAŞAYABİLECEKLERİ BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ”
Bunun, Tekirdağ Barosu'nun ve Türkiye'deki baroların mücadelesinin somutlaş bir biçimi olduğunu vurgulayan Gürcün, “Bu açıdan baronun davayı takip ediyor olması, toplumun da bu adalet beklentisinin gözlemcisi olması sıfatını bize gösterdi, yükledi. Bu sıfatın gereğince bu davayı başından sonuna takip edeceğiz. Tekirdağ Barosu'ndan Çocuk Hakları Komisyonu başkanı davaya izlemeye başladı. Bu açıdan gelinen aşama, bizim açımızdan çok değerli ve bu anlamda da bu davaya sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyoruz. Türkiye’de çocukların saklambaç oynarken kaybolmasını istiyoruz. Çocukların rahatça, özgürce gelişebilecekleri, yaşayabilecekleri bir Türkiye istiyoruz. O açıdan her kurumun kendisini bu noktada bir kontrol etmesini ve gerekli sorumluluklarını yerine getirmesini de bekliyoruz” dedi.
“TAM BİR KARARLILIKLA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Türkiye’deki çocuk istismarının giderek artıyor olmasının, kadına dönük şiddetin her geçen gün devam ediyor olmasının, çok üzüntü verici bir durum olduğunu kaydeden Gürcün, “Kaygılanıyoruz ancak bu kaygıya karşılık tam bir kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu açıdan, bizlerin bu açıdan yürüttüğümüz bu çalışmalara verilecek destek sizler açısından da çok değerli olacak. Bizler şunu ifade etmek istiyoruz; çocuklarımızın, kadınların, çevrenin, herkesin rahat bir çevrede yaşayabilmesi, rahat bir ülkede yaşayabilmesi için varlığımızı devam ettireceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“SILA BEBEK ADINA MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Hukuk kurumları olan Türkiye Barolar Birliği ve baroların tabi oldukları Avukatlık Kanunu gereğince hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak, savunmak ve Sıla bebek gibi bu topraklarda yaşayan her çocuğun, her kadının, her yurttaşın yaşam hakkı da başta olmak üzere tüm insan haklarının tesisiyle korunması için mücadele eden kurumlar olduğunu ifade eden Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir ise, bu görev sorumluluğuyla barolarla birlikte yurdun dört bir tarafından gelen çocukların komisyonları, dernekler, milletvekilleriyle birlikte, duyarlılık hisseden yurttaşlarla birlikte duruşmaya katılım sağladıklarını ifade etti. Yargılama sürecine katkıda bulunmak, Sıla bebeği yaşamdan koparan kişi ya da kişiler hakkında gerekli kanuni takibatın yapılması, davanın hukukun üstünlüğü tesisiyle sona erdirebilmesi ve bu zorlu sürece katkı koymak adına yapmış oldukları katılma taleplerinin reddedildiğini söyleyen Candemir, “Ama Sıla bebek adına mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Her ne kadar katılma taleplerimiz reddedildiyse de gözlemci olarak davayı takip edeceğiz. Sıla bebeğin yaşam hakkından koparıldığına ilişkin bu davada hukuk mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz. Toplum adına hukuku savunacağız” ifadelerini kullandı.
“AYNI GÜNE DENK GELMESİNİ ANLAMLI BULUYORUZ”
Davayı takip etmek için geldiklerini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise “Yurttaşlarımızla birlikte, çocuklarımızı koruyalım diyenlerle birlikte, çocuklarımızı yaşatalım, hepimiz güven içinde yaşayalım diyenlerle birlikte buradayız. Ama bir gözümüz, bir kulağımız da bugün Diyarbakır'da Narin duruşmasında. Daha önce dile getirmiştik; Narin cinayetinin duruşmasıyla, Sıla bebeğin duruşmasının aynı güne denk gelmesini anlamlı buluyoruz. Aynı güne denk geldiği için, kamuoyunun tepkilerinin bölünebileceği, dikkatinin dağılabileceği, takibin azalabileceği amaçlanıyorsa eğer bu amaç gerçekleşmeyecek. Gün boyunca, hep beraber duruşmayı takip edeceğiz” dedi.
“GİZLİLİK KAYDI VAR”
Duruşmaya TBMM Araştırma Komisyonu’ndan temsilci olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, duruşmaya girip çıktıktan sonra yaptığı açıklamada, Meclis'te kurulan çocuk ihmal, istismarını önlemeye yönelik alt komisyon temsilcisi olarak duruşmayı gözlemesi konusunda mahkemenin bir ara karar verdiğini ve şu ana kadar duruşmayı takip ettiğini belirtti. Duruşmanın içerisindeki konularda gizlilik kaydı olduğunu dile getiren Özçağdaş, “Kapalı bir görüşme. Çünkü yargılananlar arasında 18 yaşından küçük suça sürüklenmiş çocuklar var. Nitekim şu an çocukların ifadesi alındığından ben dahil, Tekirdağ Barosu da dışarı çıktı. Duruşmanın kendisiyle ilgili, içeriğiyle ilgili kapalı bir görüşme olduğundan bir şey söylemek mümkün değil. Ama şunu söylemek mümkün. Türkiye’de maalesef yeni doğan bebekleri koruyamadık. 18 kez ziyaret etsek de 5 çocuğumuzu ölümden kurtaramadık. Burada Sıla bebeği, Diyarbakır’da Narin çocuğumuzu, kadınlarımızı koruyamadık. Asıl üzüntü veren olaylardan biri toplumda bu derece büyük infial yaratan, bu derece insanlarımızı gözyaşlarına boğan olaylarda bile iktidar partisi mensuplarının, gerekli bürokratların buralara gelip takip etmediklerini görüyoruz" dedi.
5 ŞUBAT 2025’E ERTELENDİ
4 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Şubat 2025’e ertelendi.
Haber / Gülveren ALTUNOĞLU
Yorumlar
Yorum Yap