Gözden kaçırmayın
Başkan Çetin, Gençlik Merkezi yapım çalışmalarını inceledi3 dönemdir Çerkezköy Belediye Başkanlığı yapan Vahap Akay, “Bugün burada olmaktan çok mutluyuz. Üçüncü dönemi ilk yılını tamamlıyoruz. Hemşehrilerimizle beraber yeni bir dönemde, yeni heyecanlarla, yeni hedeflerle buluşmanın da mutluluğu içerisindeyiz” dedi.
“KENT LOKANTASI’NI ÇERKEZKÖY’E KAZANDIRDIK”
Belediyenin hizmetlerini de anlatan Akay, “Kent Lokantaları Türkiye’nin gerçeğiyle bizi yüzleştiriyor maalesef. Biz de pazartesi günü Ekrem İmamoğlu başkanımızın da katılımıyla çok güzel bir Kent Lokantası’nı Çerkezköy’ümüze kazandırdık. Ancak tabi ki bu memleketin ekonomisinin ne durumda olduğunu, emeklinin ne durunda olduğunu, asgari ücretle ay sonunu getirmeye çalışan milletimizin ne durumda olduğunun da maalesef bir göstergesi. Belediyeler bu noktada ciddi sosyal hizmetler ortaya koyuyor ama esas dikkat çekmemiz gereken mesele burada oluşan kuyruklar. Bu, milletimizin ne kadar zor durumda olduğunun, ekonomik anlamda ne kadar sıkıntıda olduğunun göstergesi. Umut ediyoruz bu günler geçecek” dedi.
“ÇERKEZKÖYLÜLERİN NEFES ALACAĞI BİR ALAN ORTAYA ÇIKARDIK”
Kent Ormanı Projesiyle ilgili de konuşan Akay, “Çok uğraştık. Yaklaşık 4-5 yıllık mücadeleden sonra Orman Genel Müdürlüğü’nden yeri kiraladık. Sonra da bu güzellikler ortaya çıktı. Şu anda Çerkezköy’ün bir yaşam alanı, hemşehrilerimizin buluşma alanı. Burası bir işçi kenti, burası bir emek kenti. Emek kenti Çerkezköy’de vatandaşlarımızın nefes alacağı, soluklanacağı bir yaşam alanı ortaya çıkarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Burası yeni. Bir yaz geçirdik. Bu sene Yeni Kent Ormanı’nda ilk senemiz. Daha önce de 170 dönümlük bir mesire alanımız vardı. Onunla bütünleşti ve her hafta sonu genç saatlere kadar binlerce hemşehrimizin buluşma alanı. İçinde spor alanları, yürüyüş alanlarıyla beraber bir yaşam alanı ortaya çıktı. Çerkezköy çok dar alanda bir yer. Nüfusu yüksek bir yer. Nüfus 10 yıl önce 115 bindir. Tam 2’ye katladık” diye konuştu. Çerkezköy’ün bir sanayi kenti olduğunu söyleyen başkan Akay, “İçerisinde 3 OSB, 1 endüstriyel bölgesiyle bir sanayi alanı. Dolayısıyla artık yaşam alanını korumak, ormanı korumak, bu süreçte çok kolay işler değil. Bunun sanayi kentinde ortaya çıkması bizim için ayrı bir mutluluk” dedi.
“TEKİRDAĞ 3 KEMALLER DİYARI”
Tekirdağ’ın 3 Kemaller diyarı olduğunu belirten Akay, “Çok şanslıyız. Bu memleketi bize vatan yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bu coğrafyanın insanı olması da bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı. Gurur içerisindeyiz. Şükran duygularımızı bir kere da ifade ediyoruz” dedi.
HALK ET MÜJDESİ
Çerkezköylüleri halk et ve halk sütle buluşturacaklarını söyleyen Akay, “Vatandaşlarımız ekonomik darboğazdan dolayı ete ulaşamadığı, gerekli besini alamadığı bir süreci yaşıyorlar. Önümüzdeki ay halk eti Çerkezköylü hemşehrilerimizle buluşturacağız. Sosyal anlamda vatandaşın darboğazda olduğu dönemde, ekonominin bu kadar can yaktığı bir dönemde vatandaşlarımıza belediyenin, kamunun sıcak elini uzatmak adına elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Halk ekmek bunlardan bir tanesi, kent lokantası bunlardan bir tanesi. Yalnız başına yaşayan yaşlıyı unutmayan, ihtiyaç sahiplerini unutmayan bir yaklaşımla bir yerel yöneticilik süreci yaşıyoruz. Türkiye son dönemde Ekrem İmamoğlu başkanımızın başlattığı birçok sosyal hedefle, sosyal yardımla memleketin her tarafında, tüm belediyeler tarafından örneklenen bir sürü örnekle karşı karşıya. Buradaki temel hedef vatandaşların zor ekonomisine yerel yönetimlerin el uzatması. Umut ediyorum, inanıyorum güzel günler yakında. Bugün bu başarıları yerel yönetimlerde ortaya çıkaranlar uzak olmayan bir zamanda inşallah iktidar olduğumuz dönemde de vatandaşlarımızı bu darboğazdan çıkaracak süreçleri yaşayacağız. Buna gönülden inanıyorum” diye konuştu.
“VATANDAŞLARIMIZA KUCAK AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Çerkezköy’ün nüfusunun yüzde 88’ini Türkiye'nin 81 ilinden, 7 bölgesinden gelen insanların oluşturduğunu ifade eden Akay, “Tekirdağ’ın en hızlı büyüyen, İstanbul’dan en fazla göç alan ilçesiyiz. Bu büyüme hızına ayak uyduran bir yerel yönetim, genel yönetim anlayışına ihtiyaç var. Bugün Çerkezköy’de sadece ayda 300-350 doğum meydana geliyor. Yıllık iç büyüme yaklaşık 4 bin. Gelen göçle beraber her yıl 15 bine yakın bir büyüme yaşıyor. Biz 5-10 yılda Tekirdağ’ın 3 küçük ilçesi kadar göç almış, büyümüş bir yeriz. Burası bir emek kenti, büyüyen bir sanayi kenti. Bu sanayi kentine yakışan, bu sanayi kentinin büyüme hızına yetişen bir yaklaşımla yerel yöneticilik yapmaya çalışıyoruz. İhtiyaçların durmadığı bir süreci yaşıyoruz. Asgari ücretle geçimini sağlamak zorunda olan bir yoğun nüfusla karşı karşıyayız. Dolayısıyla memleketin en temel meselesinin, en sorunlu meselesinin geçim sıkıntısı olduğu gerçeğini bu topraklarda çok net görüyoruz. Her an, her dakika vatandaşlarımızın yanında, onlara destek olma yaklaşımımızı önümüzdeki yıllarda da sürdürmek zorundayız. Bu yaptıklarımızı sürdürülebilir kılmak zorundayız. 2 tane kreşimiz var. Yenilerini de açacağız. Daha fazla kadını çalışma hayatına kazandırmak, daha fazla çocuğumuza kucak açmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğumuzu yükseltmek zorundayız. Üzerimizde bir gölge var. Üzerimizde bir yaptırım uygulanmak isteniyor ama bunların hepsini bir kenara koyarak vatandaşlarımıza kucak açmaya devam edeceğiz” dedi.
“100 YIL ÖNCEKİ OLAĞANÜSTÜ MÜCADELEYE BORÇLUYUZ”
Tarihçi Yazar Sinan Meydan da Çerkezköy’de olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Bizim tarihimiz açısından da bu bölge çok önemli. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Uzak geçmişi var, yakın geçmişi var. Yakın tarihte Trakya’yı, yakın tarihte Tekirdağ’ı, yakın tarihte Çerkezköy’ü konuşacağız. 100 yıl önce olağanüstü Kurtuluş Savaşı’nı kazanamasaydık bugün maalesef bu topraklar bize ait olmayacaktı. Ortadoğu’da yaşananları gördükten sonra 100 yıl önce Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığı o büyük başarının ne anlama geldiğini bugün daha iyi anlıyoruz. Bugün Çerkezköy hala Türk toprağıysa, bugün Tekirdağ hala Türkiye’nin bir parçasıysa, bugün burada özgürce nefes alabiliyorsak, 100 yıl önceki o olağanüstü mücadeleye borçluyuz bunu” dedi. Bugün bütün Ortadoğu’nun paramparça olduğunu söyleyen Meydan, “Emperyalizmin ‘böl-parçala-yönet’ planının bir göstergesi bu. 10 Ağustos 1920 tarihinde padişah Vahdettin’e ve padişah Vahdettin’in görevlendirdiği Osmanlı heyetine Paris’te imzalatılan 433 maddelik Sevr anlaşması ve ona ek bir de 11 maddelik üçlü anlaşma var. Türkiye paramparça ediliyordu. 100 yıl önce Anadolu’yu da paramparça etmek istemişlerdi” diye konuştu.
“BİZ BU HARİTAYI LOZAN’DA YIRTTIK”
Atatürk’ün Nutuk isimli eserinde yer alan Sevr Haritası’nı da izleyicilerle paylaşan Meydan, “Emperyalizm sadece Ortadoğu’yu değil Türkiye’yi de paramparça etmek istemişti. Ortadoğu’yu parçaladılar. Ortadoğu’daki devletlerin sınırlarını İngiltere çizdi, Fransa çizdi, hatta Amerikan Başkanı Woodrow Wilson çizdi. 1. Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken hazırlanan Sevr haritasında Türkiye’miz de İngiltere ve Fransa tarafından parçalandı. Çerkezköy ve Tekirdağ’ın da yer aldığı Doğu Trakya’nın tamamı Büyükçekmece’ye kadar Yunanistan’a bırakılıyor. Sevr Anlaşması’na göre Türkiye’nin batı sınırı Büyükçekmece’den geçiyor. Ege’de İzmir ve civarı Yunanistan’a bağlanıyor. Biz bu haritayı Lozan’da yırttık. İsmet Paşa’nın reisliğinde 40 kişiden oluşan Türk heyeti Lozan’a gitti. Lozan süreci 8 ay sürdü. Orada olağanüstü bir mücadele verildi. Ve o mücadele sonunda bağımsız Türkiye’yi kurduk. Edirne’den Ardahan’a tam bağımsız Türkiye Lozan’da elde edildi” ifadelerini kullandı.
“EŞİT, EGEMEN BİR ÜLKE OLARAK MÜCADELE ETTİK”
İsmet Paşa’nın eşit, egemen bir ulusun temsilcisi olarak Lozan’a katıldığını söyleyen Meydan, “İngiltere, Fransa, İtalya ve diğerleriyle aynı masada, eşit, egemen bir ülke olarak mücadele ettik. Atatürk ölmeden önce Hatay’ı da topraklarımıza katarak Lozan’ı tamamladı” dedi. Lozan’ın Türk ulusunun bağımsızlığı, özgürlüğü olduğunu vurgulayan Meydan, “Lozan sadece Türkiye’nin bağımsızlığını sağlamadı. Lozan aynı zamanda laik Türkiye Cumhuriyeti’nin de temelini attı. Barışın olması için özgürlüğün ve bağımsızlığın olması gerekiyor. Türk milleti Atatürk’le bunu başardı. Türk milleti İsmet Paşa’yla Lozan’da bunu başardı. Türk ulusu Sevr’i kabul etmedi. İstiklal Savaşı’nı kazanarak özgür, bağımsız bir ülke kurduk. Lozan’da bir diplomasi savaşı vererek istiklal harbini tamamladık. Bunu sadece biz başardık. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, İsmet Paşa’nın Lozan’daki olağanüstü mücadelesiyle bunu başardık” dedi.
“VATAN VE HÜRRİYET ÇİZGİSİ”
Namık Kemal’den Mustafa Kemal’e uzanan bir çizginin olduğunu söyleyen Sinan Meydan, “Vatan ve hürriyet çizgisi. Bu çizgi o kadar değerli ki. İki önemli kavram. Vatan ve hürriyet, o neslin mücadelesinin de merkezini oluşturur. Namık Kemal ve yeni Osmanlı aydınları vatana vurgu yapıyor. Çünkü vatan dağılıyor, imparatorluk çözülüyor. Onun için o vatan artık o kadar değerli ki, padişahın mülkü değil vatan, halkın, üzerinde yaşayan insanların toprağı vatan. Bu kavramlar ilk kez 19’uncu yüzyılda 1850’lerden itibaren Namık Kemal, Mehmet Emin Yurdakul gibi aydınlarla Türk toplumunun gündemine geldi. Ve Mustafa Kemal Paşa bu kavramları içselleştirerek, Namık Kemal’i okuyarak, O’nun eserlerini okuyarak kendisini geliştirdi ve fikri olgunluğa ulaştı. Mustafa Kemal’in o büyük mücadelesinde ilham kaynaklarından biri Namık Kemal” diye konuştu.
“HEP BİRLİKTE TÜRK MİLLETİNİ OLUŞTURUYORUZ”
Namık Kemal’in saray tarafından hep İstanbul’dan uzakta tutulduğunu söyleyen Meydan “Çünkü zararlı biri olarak görülüyor saray tarafından. Mustafa Kemal ilk görev yeri olan Şam’da bir cemiyet kurdu. Kurduğu cemiyetin adı Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ydi. Burada da Namık Kemal etkisini çok açık ve net bir şekilde görüyoruz. Atatürk düşünürlerden besleniyor fikir olarak ama kendi özgün sentezini de yaratmayı başarıyor. Mustafa Kemal Paşa Namık Kemal’de yararlandı, O’nun vatan ve hürriyet düşüncesinden faydalandı fakat Namık Kemal’in ve diğer aydınların da ötesinde Mustafa Kemal Paşa başka bir gerçeği gördü. ‘Artık bir ulus devler çağı, onun için bir araya geleceğiz, bir arada duracağız ama şimdi bir ulus devlet kurmamız gerekir’ Bunun bilincine vardı. İstiklal Harbi sonrasında Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken de ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir’ dedi. Hiçbir ayrım yapmadan. Etnik kökeni, inancı, mezhebi farklı olanlar diye ayırmıyor. Hep birlikte Türk milletini oluşturuyoruz. Bu o kadar değerli ki. Ortadoğu’nun nasıl parçalandığını, nasıl çözüldüğünü görüyoruz. Etnik ayrımcılık, mezhep ayrımcılığı, büyük bir zehirdir bu coğrafyada. Bizi bir arada tutansa ulus olabilmemizdir, bütün farklılıklarıyla yan yana gelebilmemizdir. Onun için Namık Kemal’den Mustafa Kemal’e uzanan o çizgi çok değerli bir çizgidir” dedi.
“BU TÜR OLAYLARA SESSİZ KALAMAYIZ”
Kubilay’ın Cumhuriyetin sembollerinden biri olduğunu dile getiren Meydan, “Menemen olayı tarihimizin en acı olaylarından biridir. Asteğmen Kubilay 23 Aralık 1930’da bir meczup tarafından, bir yobaz tarafından, bir cumhuriyet düşmanı tarafından katledildi. Boğazı kör testereyle kesilerek katledildi. Kubilay’ı katleden meczuba, vatan hainine türbe yapmışlar ve bir belediye başkanı o türbeye gidip dua ediyor. Kubilay’ın katiline dua ediliyor Türkiye’de. Bunu kabul edemeyiz. Türbeyi kim yapmış, kim izin vermiş, bir sürü soru var. Bu tür olaylara sessiz kalamayız. Kubilay’a saldırı cumhuriyete saldırıdır, Kubilay’ın boğazını kesen kör testere cumhuriyetin boğazını kesmek istemiştir. Bunu kabul edemeyiz. Kubilay’ın katiline türbe yapmak da nereden çıktı? Gerçi öyle günler yaşıyoruz ki Şeyh Said kahraman ilan ediliyor Türkiye’de. Biz bütün farklılıklarımızla bir ulusuz. Ve bu ulus yapımızı koyabilmek için bu tür hassasiyetlere de dikkat etmek gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin sembolü olan Kubilay’ın katiline türbe yapılır mı? Buna karşı sessiz kalamayız” diye konuştu.
“ÇERKEZKÖY’ÜN ŞEKİLLENMESİNDE 2 SAVAŞ ÇOK ÖNEMLİ”
Çerkezköy’ün tarihiyle ilgili de konuşan Tarihçi ve Yazar Sinan Meydan, “Çerkezköy’ün şekillenmesinde iki savaş çok önemli. Bunlardan biri Kırım Savaşı 1853-1856. Diğeri de 93 Harbi. 1848’den itibaren Kafkasya’dan bir Çerkez göçü gerçekleşmiş özellikle bu bölgeye. Yerleşim oluşmaya başlamış. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı bizim için büyük bir felakettir. Bir taraftan Kafkaslarda bir taraftan Balkanlarda iki taraflı sıkıştırdı Ruslar Osmanlı’yı ve Rus orduları İstanbul’a geldiler. Yeşilköy’de 1878’de Ayestefanos Anlaşması imzaladılar. Buralar hep işgal edildi. Ruslar bir taraftan doğu illerimizi ele geçirdi Ruslar, diğer taraftan batı illerimizi ele geçirdi. Osmanlı İmparatorluğu 1877-78 savaşıyla dağılmanın eşiğine geldi. Ruslar sıcak denizlere indi artık. Onların en büyük hedefi buydu. O sırada İngiltere devreye girdi. Abdülhamit Kıbrıs’ı İngilizlere kiraladı, İngiliz desteğini alarak Rusları durdurmaya çalıştı. Ve Berlin Anlaşması imzalandı Osmanlı-Rus Savaşı sonunda. Çok toprak kaybettik. Bu süreçte Kafkaslardan Çerkez göçünün özellikle bu bölgeye gerçekleştiğini de görüyoruz ama o savaştan önce de 1800’lü yılların ikinci yarısında buraya yavaş yavaş Çerkez göçleri başladı. 1912’de Balkan Savaşında burası işgal edildi. Burası bir işgal daha yaşadı, 20 Temmuz 1920’den 1922’ye kadar işgal altında kaldı. İstiklal Harbini kazandıktan sonra Mudanya’da Trakya’yı kurtardık. Lozan’da da bunu tescilledik. Mudanya ve Lozan Çerkezköy için, Tekirdağ için çok önemlidir. Bu topraklar hala vatan toprağıysa bunu önce İstiklal Harbi’ne, sonra Mudanya Ateşkes Anlaşması’na ve sonra da Lozan Barış Antlaşması’na borçluyuz. Lozan, burası için ayrı bir öneme sahiptir” dedi.
ÇERKEZKÖYLÜLER İÇİN KİTAPLARINI İMZALADILAR
Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Tarihçi Yazar Sinan Meydan programın son bölümünde Türkiye Sakatlar Derneği Çerkezköy Şubesi Halk Oyunları ekibiyle birlikte Rumeli ezgileri eşliğinde oyunlar oynadı. Programda ayrıca çocuklara da kitap hediye edildi. Programın sona ermesinin ardından Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanı’nda düzenlenen imza gününde Sinan Meydan ve Serhan Asker, Çerkezköylüler için kitaplarını imzaladı.
Haber / Gülveren ALTUNOĞLU
Yorumlar
Yorum Yap