Gözden kaçırmayın

Son noktayı Cumhurbaşkanı Erdoğan koyduSon noktayı Cumhurbaşkanı Erdoğan koydu

Geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş’ta kanser tedavisi gören arkadaşları Kemal Koyuncu’ya geçmiş olsun ziyaretinde bulunan Taşmedreseli ülkücüler, Erdem Karakoç’un moderatörlüğünde duygularını paylaştı. 40-50 yıllık arkadaşlarını karşısında gören Kemal Koyuncu, duygulu anlar yaşarken, tüm arkadaşlarını ayakta ve kucaklayarak karşıladı. Hüzünle sevincin birbirine karıştığı ziyarette Taşmedreseli ülkücüler Kemal Koyuncu’yu görmenin ve ziyaret etmenin mutluluğunu yaşarken, Kemal Koyuncu ise dostlarıyla buluşmaktan dolayı mutluluk yaşarken, 40-50 yıllık dostlarının vefası karşısında zaman zaman duygulu anlar da yaşadı. 

 

 

YENİDEN BİR ARAYA GELDİLER

Taşmedreseli ülkücüler, önceki gün de İstanbul Fındıkzade’de ülkücü Hayrettin Alp’e ait Huzur Kafe’de bir araya geldi. Ocak ruhu, dava aşkı, birlik, dirlik ve sevgi ilkeleri ile hareket eden “Ülkücü Delikanlılar Vuslat Kervanı” ruhu genç Taş Medreselileri ve Ülkücü harekete gönül verenleri bir araya getirerek önemli bir misyonu üstleniyor. “Ülkücü Delikanlılar” iki aylık aradan sonra İstanbul Fındıkzade’de ülkücü Hayrettin Alp’e ait Huzur Kafe’de yeniden bir araya eldiler.

 

 

ÜLKÜCÜLERİN ÜSTLENDİKLERİ MİSYON

Toplantı, ülkücü hareketin Dede Korkut’u olan Orhan Çakıroğlu’nun konuşması ile başladı. Çakıroğlu konuşmasında ağırlıklı olarak ülkücü olmanın ilkelerinden ve ülkücülerin üstlendikleri misyondan bahsederken, “Ülkücü davasında yok olan, benliğini davasında eriten kişidir. Ülkücü bu anlamda kendini ön plana çıkarmamakla meşhurdur. Onun, kendisi ile ilgili bir hesabı yoktur ve bu türden hesabı olanları, hareketin çekirdeğine yaklaştırmaz. Türk milliyetçileri milletinin sosyal, kültürel, ekonomik ve politik açıdan güçlenmesini, bütünleşmesini, gelişmesini ve yücelmesini temin için kadrolaşır ve teşkilatlanır. Ülkücünün şahsi dostu ve düşmanı yoktur; onun dostluğu da, düşmanlığı da Allah içindir. O, devletini de, milletini de, bayrağını da Allah için sever ve yüceltir” dedi.

 

 

“BU GÜCÜN FARKINA VARMALIYIZ”

Çakıroğlu, “Ülkücü milletini mutlu, devletini güçlü kılmak için savaşır. Fikir, sanat, kültür, medeniyet, şahsiyet, cemiyet, ekonomi, ilim ve politika konularında orijinal ve yepyeni olduğu kadar, âlemşümul bir hakikat ile mayalanan bir yolun takipçisidir. Ülkücü insan sevgisini, ailesini, milletini soydaşını ve dindaşını sevmek, korumak ve geliştirmek olarak anlar ve diğer milletlerin de mutlu yaşamasını diler. Milliyetçilik, kendi insanını sevmekle başlar ve bu sevgi, diğer insanların da mutlu olmasını istemeye engel teşkil etmez. Ülkücüler kendi aralarında sevgi ve gönül birliğini oluşturmalıdır. Ülkücü inanç değerleriyle var olur. Ruhumuz sevgi ve muhabbetle donanmıştır. Kendini seven milletinize sever. Birbirimizi seversek gücümüz bine katlar. Biz yani Türk milleti bu gücün farkına varmalıyız. Bir olamadığımız için bizi ayrıştırmak isteyenlere yardımcı oluyoruz. Birlik ve dirlik ruhunu yeşertemediğimiz zeminlerde yetişen ülkücüleri başkalarına kaptırıyoruz. Bunun sebeplerini bulmak zorundayız. Sevgisizlik bizi uçuruma götürür. Sevgimizi sürdürebilir hale getirmeliyiz. Bunu yaparsak ülkemizin kalkınmasında etkin rol oynarız” diye konuştu.

 

 

“YOLUMUZ ALLAH DAVASIDIR”

Turan Treninin kalktığını söyleyen Çakıroğlu, “Turan treni kalktı. Şimdilik içinde Turancı olmasa da zamanla doldurmalıyız. Bunun için elimizden gelen her türlü çalışmayı yapmak zorundayız. İnsan ruhen genç olursa cesedin yaşı önemli değildir. Bizim ülkümüz Resul’ün yolunda olmaktır. Yolumuz Allah davasıdır. Anadolu Hz. Muhammed’in gönül karargâhıdır. Ülkücüler olarak gönül karargâhımıza hakkıyla sahip çıkmalıyız. Birbirimizi arayalım, bulalım, sevelim. Sevgimizi, ocak ruhumuzu gelecek nesillere ulaştırmalıyız. Ülkücü menfaat peşinde koşmaz. Koşanlar ülkücü olamaz. Hayatını Türk milletine adamış ülkücünün kıymetini tespit edecek bir sitem henüz keşfedilmedi” dedi. Çakıroğlu’nun konuşmasının ardından toplantıya katılanlar kısa kısa düşüncelerini dile getirdiler. Daha sonra sazını eline alan ozan Hilmi Şahballı da, sevginin insan üzerindeki tesirinden söz ederken, ülkücülerin birbirlerini sevmelerinin şart olduğunu dile getirdi. Ozan Hilmi Şahballı ardından da ilk defa bestelediği Yavrum isimli parçasını katılanlara takdim etti.

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU