Gözden kaçırmayın

Altın satma vaadiyle 3 kişiyi dolandıran 12 kişi tutuklandı: 4’ü belediye personeliAltın satma vaadiyle 3 kişiyi dolandıran 12 kişi tutuklandı: 4’ü belediye personeli

BUGÜN O OKULLAR YOK
Program Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Lüleburgaz Şube Başkanı Günsel Solak’ın konuşmasıyla başladı. Mustafa Necati’nin ‘Ulusal eğitim örgütümüzün iyileştirilmesi için ilk düşünülecek sorun öğretmen yetiştirme sorunudur. Öğrenim amaç değil araçtır. Öğretmenin görevi sadece eğitim, öğretim değildir. Herkese görevinin yükümlülüğünü kavratan bir aydınlatıcıdır. Eski okullara devam eden çocukların hepsi yaşam için tamamen yararsız bilgilerle o derece doldurulmuşlar ki, onun baskısı altında, yararlanacağı bilgileri bile kullanma olanağı yoktur.’ sözleriyle konuşmasına başlayan Günsel Solak sözlerine şöyle devam etti: “Mustafa Necati,  1925 yılında Milli Eğitim Bakanı olduğunda 31 yaşındaydı. Eğitim tarihimizde öğretmen yetiştirmeye gösterdiği özen ve öğretmeni değerli kılan çalışmalarıyla günümüze kadar yapılamayanları başarmıştır.16 Mart 1848 yılında Darül Muallim-i Rüşdi adıyla ilk kez öğretmen yetiştirmek üzere okul açılmıştır. Daha sonraları Kız- Erkek Öğretmen Okulları, Köy Öğretmen Okulu, Köy Enstitüleri, Eğitim Enstitüleri, Öğretmen Liseleri, Eğitim Yüksek Okulları, Anadolu Öğretmen Liseleri… Bugün artık yoklar. Artık sadece atanamayan öğretmenlerin yetiştiği Eğitim Fakültelerimiz kaldı.”
OLMAYAN OKULLARIN YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYORUZ
Solak, sözlerine şöyle devam etti: “167 yıl sonra bugün öğretmen yetiştiren, adı öğretmen okulu olan okul kalmadı.  Bu yıl ilk kez olmayan okullarımızın kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Aynı Köy Enstitüleri gibi. Cumhuriyet kurulduğunda ülkenin kalkınmasının yolunun eğitim devriminden geçtiğini düşünenlerin, bu yolda çabalarını okuduk, öğrendik, yaşadık. O dönemlerde yetenekli çocukların seçilerek devlet bursuyla yurt dışına eğitim almaları için gönderildiğini hepimiz biliyoruz. Bu öğrencilerden birinin anılarını sizinle paylaşmak istiyorum. Cevat Memduh Altar Almanya’da devlet bursuyla keman ve müzikbilim eğitimi almış ve yurda döndüğünde Musiki Muallim Mektebine sonra da Gazi Eğitim Enstitüsüne atanmıştı. Aldığı eğitimle ilgili bilgi almak isteyen Gazi Mustafa Kemal onu sık sık köşke davet ediyordu. İlk karşılaşmalarında ona Almanya’da neler öğrendiğini sordu. ‘Aklıma ne geldiyse anlattım. Beni dikkatle dinliyordu. Gözlerinde insanı büyüleyen kıvılcımlar çakıyordu.’  Bir başka Çankaya davetinde ise benimle sadece müzik üzerine konuştu.
Cumhuriyeti kurmuş bir insan, başında bin bir memleket sorunu var, onun kafası müzik sorunlarına takılmış. Bir şeyler araştırıyor. Bana ulusal müziğimizin bir an önce uluslar arası müzik tekniğiyle, yani çok seslilik kurallarıyla işlenmesi gerektiğini anlattı. Türk müziğinin öteki ulusların çağdaş müzikleri arasında yerini alabilmesi için neler yapılması gerektiğini sordu. Bir ara yan odaya geçti. Pencerenin içinde açık duran kitap dikkatimi çekti.
MUSİKİDEKİ DEĞİŞİM ULUSUN DEĞİŞİM ÖLÇÜSÜDÜR
Paşa acaba ne okuyordu. Kitaba bakmaya bir türlü cesaret edemiyordum. Sonunda kalktım, baktım. Ünlü Fransız müzikolog Lavignac’ın La Musique et les Musiciens adlı Fransızca kitabı, satırların altını çize çize okuyormuş meğer... Atatürk’ün devrimleri nasıl hazırladığını ve müziğimizin geleceğini hazırlarken bilimsel kaynakları nasıl araştırdığı gördüm. Geleceğe inancım daha da güçlendi. 1934 Yılında Meclisin çalışma dönemi açılışında yaptığı konuşmada ‘Bir ulusun değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği algılayabilmesidir.’ dedi. Bu sözün önemini anlayabiliyor muyuz?”
Solak sözlerine şu ifadelerle son verdi: “2004 yılından beri aralıksız olarak çalışmalarını sürdüren koromuzun konserini izledik. Köy Enstitülü öğretmenlerimizin başlattığı bu çalışmalara, onların eğitimiyle yetişmiş öğretmenlerimiz de katıldı. On bir yıldan beri çalışmalarını aynı heyecan ve istekle sürdürüyorlar. Bu yıl aramıza gençlerin de katılmasıyla daha da büyüdük, güçlendik. Emekleriyle değerlenen bu çalışmaları sizlerle paylaşmaktan mutluyuz. Koromuzdaki Köy Enstitülü öğretmenlerime, arkadaşlarıma, gençlerimize, şefimiz Saime Topuz’a, çalışmalarımızda hep yanımızda olan, destek veren Lüleburgaz Belediyesine ve Başkanımız Sayın Emin Halebak’a hepimiz adına teşekkür ediyorum.”