Gözden kaçırmayın
Altın satma vaadiyle 3 kişiyi dolandıran 12 kişi tutuklandı: 4’ü belediye personeliKADIN EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞE SAHİP OLMALI
Belediye Başkanı Ulaş Yurdakul mesajında; “Orhun Kitabeleri'nde ‘44 Göktanrı, Türk Ulusu'nun özgür ve egemen olmasını istiyordu. Bu nedenle babam İlteriş Kağan ile anam Albilge Hatun'u Türk Ulusu'nun başına getirdi' cümlesi yer almaktadır. Aynı zamanda ‘Devleti yöneten erkektir, devleti bilen kadındır' denilmektedir. Bu sözler, Türk kadının hem ekonomik hem de siyasal bakımdan yerini açıkça ortaya koymaktadır. Yani kadın; üretici, ekonomik özgürlüğe sahip, tutumlu olmalı, devletin her aşamasında bulunmalıdır düşüncesi eski çağlarda bile bilinen bir gerçek olmuştur. Ne var ki, zaman içinde Türk kadını ile Türk erkeği arasındaki eşitlik bozulmuş, kadınlar bütün haklarından yoksun bırakılmışlardır. Bu yoksun bırakılış Mustafa Kemal Atatürk ile bir son bulmuştur.”dedi.
OSMANLI DÖNEMİNDE KADINLAR HAK SAHİBİ DEĞİLDİ
Başkan Ulaş Yurdakul mesajında şöyle devam etti. “Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de bu mücadelelerin en şiddetlilerinin yaşandığı bilinmektedir. Ülkemizde, gerek Osmanlı İmparatorluğu ve gerek Cumhuriyet döneminde kadınlarımızın kendi hakları konusunda, batı ülkelerindekine benzer şekilde mücadele ettiklerini söylemek mümkün değildir ama kadınlarımıza birçok batı ülkesinden daha evvel bu hak Atatürk tarafından verilmiş ve hatta adeta sunulmuştur. Kadın erkek eşitliğinin kabul edildiği modern Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş birçok devrimle mümkün olabildi. Bu devrimler içerisinde kadınların erkekler ile eşit toplumsal varlıklar olarak toplum içerisinde yerlerini almaları bir uygarlık aşaması olarak görülmektedir. 1926 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabulle yürürlüğe giren ve Türk Kadınlarını ‘şeriat' zincirinden kurtaran Medeni Kanun ile Türk kadınına bin yıl önce kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli atılmıştır. Artık kadın güçlenmeye, kişiliğini bulmaya başlamış ve erkeğin yanında sosyal faaliyetlere katılmaya hazır hale gelmiştir.”ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE KADINA SEÇME SEÇİLME HAKKI 26 EKİM 1932 ‘DE ÇIKARILAN YASA ŞİLE KABUL EDİLDİ
Medeni Kanun ile erkekle eşit haklara sahip olan Türk kadınına 3. TBMM tarafından 3 Nisan 1930'da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma hakkı tanındığını hatırlatan Yurdakul, “4. TBMM tarafından 26 Ekim 1932‘de kabul edilen bir yasa ile Türk Kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış, ertesi yıl da 8 Ekim 1934'de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren başka bir yasa ile kadın-erkek eşitliği alanında bütün haklar ‘Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı'nın tanınmasıyla verilmiş oluyordu. Atatürk'ün kadın hakları konusundaki görüşleri ve gerçekleştirdikleri bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur.‘Ey, kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde, göklerde, yükselmeye layıksın' diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün öncelikle Türk kadınına, sonrasında da tüm milletimize armağan ettiği bu devrimin 80. yılını kutluyor, tüm kadınlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Ne mutlu bir Atatürk yetiştiren Türk kadınına, ne mutlu O'na sahip olan Türk milletine.”dedi.
Haber Merkezi
Yorumlar
Yorum Yap