Gözden kaçırmayın

“Atatürk, bu halkın gönlünde erişilemez ve dokunulamaz bir yerde”“Atatürk, bu halkın gönlünde erişilemez ve dokunulamaz bir yerde”

İKİ ÇEŞİT DİYABET VARDIR
Tip1 ve Tip 2 olmak üzere iki çeşit diyabet olduğu belirtilen bildiride, “Tip 1 de pankreas harabiyetiğne bağlı olarak gelişen mutlak insulin eksikliği vardır. Gerçek nedeni henüz bilinmemektedir. Tip 1 diyabet, genetik yatkınlığı olan kişilerde genellikle viral enfeksiyonlar, stres veya travma gibi bir olay sonrasında tetiklenmektedir. Bu hastalarda günlük enjeksiyonlarla ensülin eksikliğinin telafi edilmesi gerekmektedir. Tip 2 diyabet genellikle obezite ve fiziksel hareketsizliğe bağlı olarak görülmekte olup tüm dünyada tanı konulan diyabet vakalarının yüzde 90’dan fazlasını tip 2 diyabet oluşturmaktadır. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen insülin direnci ve zamanla insulin salgısında azalma söz konusu olur. Tip 2 diyabet genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkar ve yaşlanma ile sıklığı artar” denildi.
 
İLAÇ, BESLENME VE EGZERSİZ
Diyabetin tedavisinin; ilaç, tıbbi beslenme ve egzersizle sağlanabileceği ifade edilen bildiride şu ifadeler yer aldı: “Tip 1 diyabetin tedavisinde kullanılacak tek ilaç insülindir. Tedavi amacı, kan glikozunu normal düzeylerde tutmak, diyabete bağlı akut ve kronik komplikasyonların oluşumunu önlemek, varsa ilerlemesini durdurmak, normal büyümeyi ve gelişmeyi sağlamaktır. Tip 2 diyabetin tedavisinde olumlu yönde uygulanacak yaşam tarzı değişikliğinin yerini tutacak hiçbir ilaç yoktur. Yaşam tarzı değişikliliğinin iki bileşeni olan beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve yeterli fiziksel aktivite bu bireylerde uygulanacak ilk adımdır. Yeterli gelmediği durumlarda hekim kontrolünde oral anti diyabetik ilaçlar ya da insülin takviyesi yapılabilir.”
 
DİYABETİN BESLENME İLE İLGİSİ
Kan şekerini oluşturan asıl kaynağın besinler olduğuna vurgu yapılan basın bildirisinde, “Diyet, diyabetin tedavisinin temelidir. Karbonhidratlar kan şekeri düzeylerini etkileyen temel besin öğesidir. Öğünlerden sonra, öğünlerde alınan karbonhidrat miktarına paralel olarak kan şekeri yükselmeye başlar. Protein ve yağların kan şekerinin yükselmesinde göz ardı edilecek kadar az payı vardır. Karbonhidratlar büyük oranda bitkisel kaynaklı besinlerden özellikle de tahıl grubundan alınmaktadır. Karbonhidrat ihtiyacı mümkün oldukça glisemik indeksi düşük, yani kan şekerini yavaş yükselten yiyeceklerden karşılanmalıdır” uyarılarında bulunuldu.
 
DİYABETİK BESİNLER TÜKETİLMELİ
Diyabetin genellikle aşırı karbonhidrat alımına ve hareketsiz yaşama bağlı geliştiği kaydedilen açıklamada, “Stresin kan şekerini artırıcı etkisi vardır. Diyet ürünlerinin özeliği, en az yüzde 25 oranından daha düşük enerji içermeleridir. Ancak her hangi bir besinin düşük enerjili olması hiç şeker içermediği anlamına gelmemektedir. Bu tür besinlerin içinde glikoz veya sofra şekeri olabileceği için ambalajda ki içindekiler bölümü dikkatlice okunmalıdır. Üzerinde diyabetik yazan besinlerde ilave olarak glikoz veya sofra şekeri bulunmaz. Yapay tatlandırıcı içerirler. Dolayısıyla diyabetli bireyler belirli yiyeceklerden kısarak bu ürünleri tercih edebilirler” ifadeleri kullanıldı.
 
EGZERSİZ ÇOK ÖNEMLİ
Öğünlerle birlikte fazla miktarda sıvı tüketiminin mide boşaltımını hızlandırdığı için kan şekerinin de buna bağlı olarak hızlı yükselmesini sağladığından yemek esnasında fazla su tüketilmesi uyarısı yapılan bildiride, “Aldığımız besinler,  yemek esnasında tükettiğimiz su ve egzersiz diyabet hastalarının dikkat etmesi gereken hususlardır. Fiziksel aktivite ve egzersiz her birey için sağlıklı ve gereklidir. Ancak diyabetli bireylerin düzensiz ve süresi belli olmayan aktivitelerden kaçınması gerekir. Çünkü egzersiz ve fiziksel aktivite genel olarak kan şekerini düşürür. Egzersiz ve fiziksel aktivite yapılacaksa ek karbonhidrat alınmalıdır. Düzenli aynı saatte egzersiz yapılıyorsa buna göre bir beslenme planı yapılabilir” denildi.
 
Haber / Asim YAVUZ