Zalim diktatör Hafız Esad, oğlu müstebit Beşar Esad'a Suriye yönetimini bıraktığında iki kavram üzerinde sıkı durmasını öğütlemişti.

Bunlardan biri Arapçılık, diğeri ise Baas Sosyalizmi idi.

Kimi çevreler Baba - oğulun "Alevilik" konusunda hassas olduğunu ileri sürer ama Suriye konusu derin bir analize tabii tutulursa görülecektir ki, Baas Rejimi'nin böyle bir kaygısı yoktur.

Burada sadece Ortadoğu'da Araplara güvenmediği için Aleviliği kalkan kullanarak, sırtını İran'a ve sosyalizm döneminden kalma dostu Rusya'ya dayamak istemiştir.

Eğer Esadlarda Alevi bilinci olsaydı ülkelerinde ne kadar Emevi kalıntıları varsa hepsini yok ederdi.

Oysa aynı zihin dünyasının temsilcisi olduklarından Emevi tespotçuluğunun Suriye'de kökleşmesi için yönetimleri boyunca bu yönde çok etkin bir çalışma başlattıklarını biliyoruz.

Suriye'de her nereye bakılırsa bakılsın "Alevilikten" ziyade, "Emeviliğin" iz ve işaretlerini görürsünüz.

Bu da gösteriyor ki, orada yönetim süresince mezhepsel yapıya değil, Arapçı Sosyalizme ağırlık verilmiştir.

Yeni yönetimin lideri başa geçer geçmez tercihini Arap ülkelerinden yana kullandı.

İlk ziyaretini Suudi Arabistan'a yaptı. Bu bir işaretti. Soydaş kavramı ağır bastı.

İkinci ziyaret Türkiye'ye ayrıldı.

Zaten Gümrük engellemeleri bunun böyle olacağını gösteriyordu. 

Emevi şeriatçılığı ağır basan bir yönetimin Arapçılığa direksiyon kırması düşündürücü değil midir?

Türkiye yıllarca ekmeğini Suriyeli kardeşleriyle bölüştü.

Yine aynı şey olursa yine bölüşür.

Ancak Türkiye'nin bu samimiyet ve sadakati karşı taraftan karşılık bulmayınca siyasi çevrelerin eleştirisini artırdı.

Şam, tarih boyunca problemli ve nankör bir bölge.

Burada "ela karga bala(yavru)çıkarmaz" 

Dikkat etmek Türk devlet idarecilerine düşmektedir. Şamlıların erkek deveyi dişi deve yaptıkları meşhurdur. 

Türkiye'yi Suriye ile kardeş yapmak istiyorsak orada yaşayan Türkmenlere ağırlık vermek zorundayız.

Bakalım, Devrim lideri Ahmet Şara ile Cumhurbaşkanı Erdoğan halkların bu tarihi sıcak yaklaşımlarını daha ileri bir noktaya taşıyabilecekler mi?

FAHRETTİN MASUM BUDAK