Şükrü Gökçek


YAZIMA BAŞLIK KOYAMADIM

İyi ki, dünyada bir adalet kavramı varmış. Çok şükür kıyısından, köşesinden ülkemize de uğramış! Yedi yaşımdan bu güne kadar okullarımızdan uzak kalmadım. Bir öğretmen olarak, uzak kalmayı hiç düşünmedim. İlkokul öğretmenlerimizin ruh dünyamızı ne kadar beslediğini düşünürken, hepsini rahmetle anıyorum.


Öğretmenlik görevine Van’da başladığım günlerden beri, ülkemizde adı MEB. olan sistemin, eğitim olayı ile de uzaktan, yakından ilgisinin olmadığını anlamaya başladım.

20 yaşındaki bir genci, “Haydi öğretmen oldun” diye, bir köye yolluyorsunuz.

Ne arayan ne de soran oluyor. Allah razı olsun insanlarımızdan. Van’da ilk tanıdığım Ali Kılıç , “Ben öğretmenlerin babasıyım, çay ve sigaradan başka hiçbir şey almayacaksın. Evimizde pişen sana da yeter. Annen, bazen de kızım Zübeyde getirir…” Van’ın köyünde ve merkezinde gördüğüm insanlığı asla unutmadım. Ali Babanın çocuklarını 50 yıl sonra Çerkezköy’de buldum. Kızım ve damadımla birlikte evlerine gittim…Ali babayı rahmetle anıyorum.

Van’da piştim! Bir garip kuşa Anadolu insanının nasıl sahip çıktığını gördüm.

Van merkez Atatürk ilk okulunda, başöğretmenimiz Kerim Tuncer, sayesinde Vatan, millet sevgisinin insanları nasıl yücelttiğini öğrendim. Devletin: “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” dediği! Bizlere, nasıl babalık yaptığını anlatamam. Ancak yaşamak lazım.

Babacan milliyetperver bir insandı. Rahmetle anıyorum. Van’da görev yapan oğlu Murat’a gönül dolusu selamlar. Konuya giremedim bağışlayın, malum ya insanlar hatıralarıyla yaşar

 

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

Türkiye’mizin en büyük problemi, milli ve manevi bir eğitim politikasının olmayışıdır.

Tabii, niyetler halisane olmadığı için de bir sistem geliştirilemedi. Adından hayırla bahsedeceğimiz bir MEB’ nı hatırlayan var mı? Vatan , millet sevgisiyle görev yapmak isteyen olmuştur. Ama, siyasetin kurbanı olduklarını unutmamak lazım. 65 yıllık dönem içindeki bakanları biliyorum. Olaylara siyasi gözlükle bakmayan bir fani olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Bir maarif sistemi olmadığı için bakanlar, tepedeki kişilerin talimatı dışında bir iş yapamamışlardır. Bu sebeple, zaman içinde millilik vasfı yontularak bugünlere gelinmiş tir. Son 14 yıllık hükümet döneminde millilik tamamen yok edilmiştir. Ak Parti maalesef, kendi anlayışına uygun, manevi bir yol tutturarak!.. Milletimizi başı sonu yalnız belirsiz bir istikamete doğru götürmeye devam etmektedir.

 

14 yıl içinde 5 Milli Eğitim Bakanı değiştirerek, milliğin yanı sıra eğitimi de yok ettiler. 4+4+4 çukuru kendilerini de üzüyor, ama çıkış yolunu henüz bulamıyorlar. Tecrübeli eğitimcilerin müdür ve müdür yardımcılarına uygulanan haksız mesnetsiz kıyımlar, toplumda telafisi imkansız derin yaralar açmıştır. Sadece kendi yandaşlarını memnun etmek maksadıyla, görevden alınan idarecilerin yerine sınavla atama yapma yolunu buldular. Hangi gerekçelerle yaptığını soran olamıyor.. Ayıptır beyler ayıp. Eğitim bir milletin canıdır, kanıdır. Bugün toplumun geldiği içinde bulunduğu durumu beğenen var mı? Bugünkü elem verici gidişatın sebebi eğitimsizlik değil mi? Okullara baktığımız da, toplumun halini de görmüş oluruz. Kıyafet, disiplinsizlik, öğretmen, öğrenci ilişkileri, idarecilerin baskı altında oluşu, kısaca okullarımız “Hababam sınıfı” na döndürülmüş vaziyette. İmam- Hatip Okullarında öğrenci sayısı arttı diye bayram yapılıyor. Yapılanlar maksatlı, hedef cumhuriyet ve Atatürk ruhunu öldürmek. Malum ya, eğitimsiz bir toplumda gücü eline alan, istediğini rahatlıkla yapar. Hele bir de muhalifler in sesi duyulmazsa… Çok şükür ki, adaleti henüz tabuta koyan bir güç olmadı!!! Sınavda İnkılap tarihi ve Atatürkçülük dersi sorularının çıkarılmasını isteyenlere, Danıştay : “Burası Atatürk’ün kurduğu Türkiye, Atatürk ve inkılapları var temelinde” diyerek reddetmiştir. Türkiye’miz, sahipsiz değil demek ki…