İsmet Bozoğlan


SORUYORUM.......

İsrail'ile aramızda ne oldu ki barıştık. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız İsrail soykırım yapıyor normalleşme olmayacak. O masum çocukların ahi İsrail'den sorulacak " diyordu. Şimdi soruyorum ne oldu da İsrail'den barışıyoruz.


Ben şahsen Türkiye Cumhuriyetinin komşu devletlerle ve diğer devletlerle barış içinde olmasını isterim. Bu Güzel Türkiye’mizin menfaatine olur.

İsrail’in Orta doğuda ki emellerinden sapma mı oldu.? Ne oldu.? Dün daha İsrail: “ İşid’in Suriye’ye saldırısından memnun olduğunu söylüyordu.” Türkiye’nin terörist dediği PYD’ye destek veriyordu. Yoksa “ Büyük İsrail hayalinden vazmı geçti.? Yoksa, bizim bilmediğimiz oyun içinde oyun mu? var. Ne pazarlık yapıldı da kamuoyundan saklanıyor.? Bunları soruyorum.

Suriye Türkmen meclisinin bundan önceki dönem başkanı Sayın Abdurrahman Mustafa, konu ile ilgili . “ Türkiye , Suriye bataklığından çıkmak için dış politikada önemli adımlar atıyor . Üzücü olan Suriye bataklığına iyice sokulan ve bunun bedelini çok ağır ödeyen Suriye Türkmen’lerinin nasıl kurtulacağı konusunda hiç bir fikrimizin olmamasıdır. “ diyor.

İşte, bende şahsen bu endişe içindeyim. Bu güne kadar 385 Bayır-Bucaklı şehidimizin kanı boşuna mı? Akmış olacak.? Yoksa Rusya ağır bombardımanını keserek, bu coğrafyada ki kişileri baş başa mı bırakacak? Şayet kendi toprağı, kendi köyü ve tüm anılarının geçtiği yerleri kanı pahasına yeniden alıp, oralarda yaşamayı tercih edin deniyorsa Bayır-Bucaklı ve Tüm Türkmen kardeşlerimiz hazırdır. O kendini bilmez başıboş Şebbiha’lara haddini bildirmek boyunlarının borsudur. O İran’ın kadar Milislerini ve ne olduğu bilinmeyen gözü dönmüş eli kanlı grupları söküp atmak içten bile değildir.

26.06.2016 günü Dörtyol’da sayın devlet Bahçeli iftar yemeğinde Bayır-Bucak ile ilgili konuşmasında “ Türkmen dağı Türk’ün öz yurdudur. Ne Rus ne terör örgütü orada barınamaz. Türkmen dağı kuşatma altındadır. Bayır-Bucaklıların çığlıklarını duyan yoktur. Mesele eden de yoktur. Biz varız. Son nefesimize kadar olacağız da. Türkmen dağı öz yurdumuzdur. Türkmen dağı bizim şah damarımızdır. Ortadoğu da tarihi bir kırılma yaşanmaktadır. Türkiye tehdit altındadır. “ şeklinde konuşma yaparak adeta bizim insanımızın ruhuna, içinden geçirip te söyleyemediğine tercüman olmuştur.

Gazete başlıklarının en çarpıcı sürmanşeti bana göre “ İsrail Diz çöktü “ başlığı idi. İnşallah diyorum. Ama inanamıyorum. Çünkü İsrail’in bölgede emelleri var.  Gazze’de insani yardımların ve bazı ticari konuların yumuşaması, İsrail’in özür ve tazminat konuları çok güzel ama, Türkmen topraklarının sonu ne olacak?

Bunun üzerine Rusya ile de ikili görüşmeler sürdürülür anlaşma olursa elbette bölgede rahatlama olur. İsteğimiz ve tek arzumuz savaşın bitmesidir. Büyük meseleleri, küçük detaylarda kaybetmemek lazım. Yani uçak düşürme konusu ile başlayan gerginlik için ne gerekiyorsa yapılması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımızın yazdığı mektup ve her iki devletin üst düzey yetkililerinin görüşmeleri sonucunda kısmi de olsa anlaşma bölgeyi, turizmi, ticareti canlandıracağına inanıyorum. Buna da ihtiyacımız var.

“Bu günkü olanlar ani bir refleks değil” Diyen Devlet Bahçeli haklı. Bu bir proje. Bu projede bir çok ulaşılması gerekli konular var. Bunlardan en önemlisi bu toprakların haritasının yeniden çizilmesidir. İşte biz bu aşamada şüphelerimiz vardır. Çünkü biz kendi topraklarımızda kendi evimizde özgürce yeniden kurulacak Suriye devletinin asli unsuru olarak yaşamak istiyoruz. Onun için bu anlaşmalarda Türkmenlerle ilgili konu başlıklarını görmek hakkımızdır. Bunu görme hakkımızın olduğunu konularının ne olduğunu sormak, toplumumuzla paylaşmak istiyoruz.

Geleceğimizi düzenleyecek bu anlaşmaların temelinde, Ankara, hatta Lozan anlaşmalarında olduğu gibi yine Türkmenler yok mu? Kabul edilerek, yeni yapılan anlaşmalar yapıldı şüphelerimiz vardır. Bunu sormak hakkımızdır. Soruyorum da…

Buradan sayın Yüce Türkiye Cumhuriyetinin üst düzey yetkililerine seslenmek hatta yalvarmak istiyorum. Ne olur. Türkmenleri ileriki zamanlarda zor durumda bırakacak sözleşmelere imza atmayın. Yıllarca bu toplum, yeteri kadar üzüldü, yerlerde süründü, artık ayağa kalkmayı hak etmiştir. Bu ayağa kalması için yetkililerden atacakları adımların sonucunu iyi tartmalarını istemek hakkımızdır. Şayet ayağa kaldıracak adım atılırsa bu toplum kadirşinastır. İyiliği de kötülüğü de unutmaz. Saygılarımla.

Not: İstanbul Atatürk Hava Alanında meydana gelen terör olaylarında şehit olan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil şifa, yakınlarına sabır ve başsağlığı dilerken, bu menfur olaydan en derin üzüntüyü şu mübarek günlerde en derin şekliyle kınıyorum.