Barış ELÇİ


''Pardon'' mu diyeceksin?

Ağzı olan konuşuyor, ama kulağı olan duymuyor, ya da kulağının olması anlamasına yetmiyor. Demek ki konuşmak ve dinlemek ile anlamak doğru orantılı olmak zorunda. Buradan çıkan sonuç konuşmak için düşünmek gerekiyor.


Son zamanlarda toplumda kaotik ortamlar oluşumuna sebebiyet veren konuşmaları yapan, ya da yapıldığını düşünenler ve düşünmeyenlerin cepheleştiği ve kılıç kalkan ile kendilerini savunduklarını görmekteyiz. Kendilerince haklı oldukları yönlerini ispatlamaya çalışırken, biz bunu dedik ama şu amaçla dedik, ya da bunu dedik ama böyle yapın demedik diyerek kendilerini savunma moduna girmekteler. Bu savunmaları sıradan vatandaşların yapmasını dahi hata olarak algılayıp, bağışlama isteğini  göstermeyen bu toplumda, sen çıkacaksın diyeceksin ki ben bu topluma lider olacak vasıfları taşıyorum, bana oy verin de ben sizin baş temsilciniz olayım. Arkasından da ben onu dedim de, böylesini demedim. Buna inanan var mı bilemem ama ben inanmam, ya da senin aklından zorun mu var? Söylediklerinin neye mal olacağını hesaplayamıyor musun? O zaman hangi akla hizmet, bu toplumun liderliğine talip olmakta idin? Diye sorarım. Şimdi sen bana cevap ver, sen ki bu topluma lider olmaya kalkmakta idin, şimdi senin söylemine göre, bir takım işlevleri yerine getiren bu toplumsal olaylarda kaybolan canların, emeğin, barışın, kurban edilen kardeşliğin hesabını kim verecek? Ölenleri kim geri getirecek, yoksa daha önce olduğu gibi sadece ''pardon'' mu diyeceksin?

 

Madem ki yapabileceğin tek şey bu, bari onu da adam gibi yap,de ki arkadaşlar bu iş bu yöntemle olmaz. Gelin biz onun bunun maşası olmayalım. Şimdiye kadar olduğumuz, öldüğümüz, öldürdüğümüz, öldürttüğümüz yeter de!

 

Köyün birinde öküzün kafası küpün içine girmiş, herkes sabırla iş bileni beklemekte, aramakta iken oradan birisi fırlamış, ben iş bilenim, nedir sıkıntı? Demiş! Anlatmışlar: öküzün kafasını kurtarmak istediklerini. İş bilen demiş ki kolay yolu var, kesin öküzün kafasını, kesmişler. Kırın küpü, kırmışlar. Alın demiş öküzün kafası kurtuldu. Demişler ki ; iş bilen biz bu işten ne anladık? Hem öküzden olduk, hem küpten olduk.

 

Bizde bu akıl olduğu müddetçe daha çok küpleri kırar, kırdırır, daha çok öküzleri mundar ederiz. Daha üç gün önce övünüyorduk ki barış için şunu bunu yaptı, şu kadar yol aldık, ekonomide şu kadar yol aldık, bankalarımızda bu kadar altın, şu kadar para var diye. Bu gün ölenlere ne diyeceğiz? Kaybolan milli yatırımları nereden karşılayacağız? Bu kadar olayı üç günde gerçekleştirebilecek potansiyele sahip, yeryüzünde bizden başka cahil başka bir millet var mı? Yaptık yaptık ta bir şeyi değiştirebildik mi? Kendi kazanımlarımıza ve kendi kardeşlerimize zarara vermekten başka ne değişti? Kimden kimin öcünü alabildik? Kime ne faydamız olabildi?

 

O  zaman benim aklıma gelen tek söz''oha vardır, saban kırdırır, oha vardır çift sürdürür''geldi.Ben de söyleyeyim o zaman ''pardon '' ama siz ne halt yemeye liderliğe soyunursunuz ki?