Hüseyin Gökçeli


Medyanın magazinleşmesi

Medya doğduğu andan itibaren halkı aydınlatmak, bir şeyler öğretmek, kamu yararına bir sorunu çözüme kavuşturmak gibi bir görev üstlenmiştir. Ve bu görevin yanında gazetecilik çok önemli bir sorumluluk olarak ön plana çıkıyor.


Halkı aydınlatma gibi bir görevi kendine amaç edinmiş medya günümüzde magazinleşme ve sansasyonel haber yapma uğraşında yoluna devam etmektedir. Bu tarz haberler yapılmasının en önemli sebebi 1980’ler Türkiye’sinde meydana gelen liberalleşme olarak görülse de, halkın da bu konulara aç olduğu karşı konulmaz bir gerçek olarak ön plana çıkıyor. 1989 yılında İlk Özel Televizyon kanalı olarak Cem Uzan Ahmet Özal ortaklığında kurulan Star Tv kanalı, ilk yılbaşı programında dansöz çıkartarak eğlenceli bir yılbaşı programına imza attı ve halk bu programı ağzı açık bir şekilde izledi. Yine 1980’li yılların ortasında yayın hayatına başlayan Sabah gazetesi Televizyon kanalları ile rekabet edebilmek için sayfalarına ünlülerin çıplak fotoğraflarını ve sansasyonel magazin haberlerini yerleştirerek okur kitlesini daha yükseğe yerleştirmeyi hedefledi. Bu durumda tirajını yükselten Sabah gazetesi’ne diğer gazeteler de katılınca, artık magazini gazetelerin vazgeçilmez eki olarak yayınlamaya başladılar. Peki bu durum halktan mı kaynaklı? Yoksa Medyanın bunu halka sunması mı?

Bu konu yıllardır tartışılan bir konu olarak birçok araştırmacıların ortak noktası haline gelmiştir. Halk mı istiyor? Yoksa medya ne sunarsa halk onu mu tüketiyor?  Televizyonun yayın hayatına başlaması ile birlikte meydana gelen değişim, ‘ses ve görüntünün aynı anda izleyiciye ulaşması’ gazetelerde değişime neden olmuştur. Gazeteler tirajını arttırmak ve daha çok satmak için mevcut gazeteler ile rekabet halinde iken araya televizyon gibi büyük bir medyanın ortaya çıkması izler kitlede de değişime yol açmıştır. 1989 yılında Star TV’nin yayınladığı magazin programı şu ana kadar ki en yüksek reytingi ele geçirmişti. Bundan hareketle gazetelerde magazin sayfalarında yer alan eklere çıplaklık unsuru ekleyerek bu olayı perçinlemiştir. Okuyucudan gelen isteklerle oluşturulan bu medya unsuru şimdilerde de aynı şekilde devam etmektedir. Yani, halk magazin isterse, çıplaklık isterse, ‘bırakınız yapalım, bırakınız edelim’ anlayışı ile onların istediğini vermiştir. Bu durumdan hareketle 80ler Özal döneminde yaşanan yeni sağ politikaların etkisini günümüzde de hâlâ görmekteyiz. Türkiye’de medya bu duruma uyum sağlama sürecinde oldukça etkin bir rol oynamıştır. Halktan gelen isteklere aynı şekilde yanıt vermiş ve yayınladığı eklere çıplaklığı eklemiştir. İnternetin hayatımızda yer edinmesi ile birlikte gazete sayfalarını sosyal ortamlara taşıyan gazeteler, listelist şeklinde foto galeri yayınlayarak kadınları çıplak bir şekilde sayfasına taşımız ve tık alma konusunda bayağı bir başarı sağlamıştır. Hatta yapılan bu yeni içerik üretimine, ‘soyunan ünlüler kervanına o da eklendi’ şeklinde başlık atarak, izler kitleyi sayfasına doğru yönlendirmiştir. Seks, aşk dedikoduları, skandal haberler sürekli okuyucunun dikkatini çeken haberler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu da medyanın yayınladığı programlarda, yaptığı haberlerde değişime yol açmaktadır. Bu durum daha ne kadar devam eder ve kadının meta olarak halka sunulması ne zaman sona erer bilinmez ama, şu anda ki gidişatın en büyük sorumluları, tiraj merakında olan patronlar ve ağzı açık bir şekilde bu haberlere itibar gösteren sevgili halkımızdır. Saygılarımla…