Hüseyin Gökçeli


Keşke Like'larla uçabilse idi…

Ülke olarak okumaya açız. Köşeye bugün bu sözlerle başladım Çünkü geçtiğimiz günlerde bir mizah dergisi daha kapandığının duyurusunu sosyal medya hesabından açıklamıştı. Penguen isimli mizah dergisi 2000'li yıllardan itibaren haftalık olarak okuyucuları ile buluşuyor ve bir anlık olsun bütün derdi, tasayı bırakıp yüzümüzde tebessüm oluşmasına bir ön ayak oluyordu.


Penguen dergisi önceki gün de neden kapandığını uzun uzadıya anlatan bir yazı paylaşmış. Ama sorunun asıl nedeni ekonomi olduğu siz değerli okuyucularımız tarafından da tahmin edilmiştir. Özellikle mizah dergileri reklam almak gibi bir tutum sergilemediği için, sadece satıştan eline geçenle yetinmektedir. Ve ülke olarak okumaya, öğrenmeye karşı isteksiz davrandığımız için bu tür dergiler birer birer kapanıyor. Dilerseniz, sözü penguen gazetesine bırakalım. Çok güzel açıklamışlar durumu;

‘’Sevgili okur, Nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? Bizi soracak olursanız, çok üzgünüz. Artık bu elinizde tuttuğunuz haliyle canım dergimizi dört sayı daha çıkartabileceğiz. Penguen, 2002’de kanat takıp çıktı yola. Neler atlattık yıllar içinde, siz iyi biliyorsunuz, çünkü hep yanımızdaydınız. Kanatlarımızda hep sizin rüzgârınız vardı. Biz de çocukken mizah dergilerini okuyarak heves ettik bu işe, elimizden geldiğince âşık olduğumuz bu dergi geleneğini devam ettirmeye çalıştık. Bir noktada tıkandık. Şimdi başka maceralara doğru uçma zamanı. Derdimiz özetle şu: Artık dergi okumuyoruz, dergi okuma alışkanlığını kaybettik. Mesele sadece mizah dergileri de değil. Bütün dünyada basın hızla küçülüyor. Önce internet, ardından akıllı telefonlar hayatımıza girince dergi, gazete okuma alışkanlığı yavaş yavaş azaldı. Bunun üstüne bir de kendileri bir şey üretmeden karikatürlerimizi izinsiz yayımlayan, bizim işlerimizin üzerinden reklam geliri toplamaya çalışan siteleri, sosyal medya hesaplarını da ekleyin. Aman yanlış anlaşılmasın, bu yüzden okurlarımıza sitem içinde değiliz. Nerede olursa olsun karikatür okumak isteyen okurlarımızı anlıyoruz, kendi sayfalarında karikatürlerimizi arkadaşlarıyla paylaşan okurumuzun heyecanı da hoşumuza gidiyor. Ama durum bu, keşke dergi Facebook’taki like’larla çıkabilseydi. Şu yaşadığımız zorluklar da yeni değil, aslında yıllar önce zorlanmaya başladık. Özveriyle ancak buraya kadar gelebildik. Basın dünyada küçülüyor dedik, ama bizim memlekette işler biraz daha zor. Özgürlük alanı gittikçe daralırken gazetecilerin işi zorlaşıyor, mizahçıların da işi kolaylaşmıyor. Biz yine de bu ortamda kendimizce nefes olmaya çalıştık. Sevdiğimiz dergimizi de sevdiğimiz şekilde yapmak istiyoruz. Hayal ettiğimiz kalitede yapamayacaksak da yapmamayı tercih ediyoruz. Bir yanda “oh olsuncular” var. Hayatında hiç okumadığı dergi kapanacak diye seviniyor. Onlar da hiç sevinmesin. Karikatür de mizah da bir şekilde devam edecek. Özündeki aykırılığı da muhalifliği de koruyacak. Biz yazıp çizmeyi çok seviyoruz, bırakmaya da niyetimiz yok ‘’ Diyerekten bir güzel açıklamışlar. 200’li yıllardan beri süre gelen liderliğini kapanışla da bir güzel dile getirmişler. Mesele para değil eyy halkım’ mesele okuma alışkanlığımız. Bir sigara parası dahi tutmayan dergiye vereceğimiz okuma ücretini vermekten aciz bir şekilde kuru kuruya yaşamımızı sürdürüyoruz. Bu sadece bir örnekti. İyi ki varsınız. İyi ki okursunuz…