Aras-Ca Bakış


“Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını çalar”

“Öyle ya da böyle sebebi şu veya bu neyse ne, kesin olan bir şey var ki; ‘zor zamanlardan geçiyoruz’ bu doğru”


Amma ve lakin her birimiz milyarlarca sperm hücresi arasından sıyrılıp, dünyanın ilk ve en zor yarışında büyük bir mücadele sonucu hedefe varıp, yaşam hakkımızı elde ederken bile, hani o ilk zaferimiz olan ağlayarak başladığımız ‘hayata gelişimizin’ de bir sancılı süreci vardır.

 

Yani her karanlığın zorlu da olsa bir aydınlığa çıkışı vardır. Her kışın bir baharı, her gecenin bir sabahı olduğu gibi.

 

Yaşama şansımızın devamını sağlamanın en temel şartı beslenmektir. Beslenme kaynağımız olan yediğimiz yemeği bile çiğnemeden yutamıyoruz değil mi? Zor zamanlarla mücadele etmeden güzel günlere erişilmez.

 

Bu arada atasözlerimizin hiçbiri boşa söylenmiş sözler değildir. Yüzyılların tecrübesi sonucunda ortaya çıkmış gerçeklerdir. Ne demiş atalarımız; “Fırsat her vakit ele geçmez” Evet biz Türkiye olarak çok uzun yıllar sonra tam bağımsız ve büyük bir ülke olma şansını yakalamış ve bu yola girmiş bir dönemdeyiz. Bu fırsatı iyi kullanmalıyız. Bu yolda elbette önümüze aşılması güç engeller çıkaracaklar, bu uğurda millet olarak birbirimizle ve devletimizle kenetlenmeli dirayetli olup zorluklara metanetle dayanmalıyız. 

 

Bakın Mevlâna hazretleri diyor ki "Her şey üstüne gelip, seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçme! Çünkü orası kaderinin değişeceği yerdir"

 

Yaratıcımız Allah’ımızın da inancımız olan kutsal kitabımızda bizlere bu anlamda birçok mesajı vardır. Mesela bunlardan birinde...

 

Maide suresi 15. Allah onunla rızası peşinde olanları selamet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir.

 

Zorluklar karşısında dayanarak yaşamak sabredenlerin, yılmak-yıkılmak korkakların tercihidir. Her şeraitte bulunduğu yeri geliştirip güzelleştirmek, yaşanabilir kılmak ise cesurların, akıllıların ve mayası sağlam onurlu insanların yapabileceği şeylerdir.

 

Evet, sıkıntılı günlerden geçiyoruz ama bu sıkıntılar mutlaka aşılacaktır. 

 

Ve aslında sadece ülkemize has bir dönem değil bu zor zamanlar, tüm dünya da küresel bir ekonomik sıkıntı baş göstermiş durumdadır.

 

Elbet bu dönemler de geçecek. İnanın her zorluk geçip gidiyor zira zaman geçiyor ve hiçbir şey yerli yerinde durmuyor. 

 

Dünyanın döndüğü gibi zaman da zamanla beraber yaşanılanlar da her bir şey dönüyor, dönüşüyor, değişiyor.

 

Birlikte var olabilmek, yarınlara ulaşabilmek, milletin devamını sürdürebilmek ve ayakta kalabilmek için güçlü olmak zorundayız.

 

“Güç kazanmaktan gelmez. Senin mücadelen, senin gücünü artırır. Zorluklardan geçip teslim olmamaya karar verdiğinizde, bu güçtür” diyor Arnold Schwarzenegger. 

 

Bizde bu minvalde küresel güçlere asla boyun eğmemeli, direncimizi zafiyete uğratmamalıyız.

 

Bir sözünde “Güç ve büyüme yalnızca sürekli çaba ve mücadele yoluyla gelir ” diyor ya ünlü Napolyon.

 

Ülkemiz her alanda mücadele veriyor. Bunun arkasından güç ve büyüme mutlaka gelecektir.

 

Gün olur Yusuf’un yeri zindandır, gün olur Yusuf saraya sultandır.

 

İşte bütün bunlar sabır ve mücadele sonucu olur. O sabır ki her kapının anahtarıdır.

 

Sabreden insanın ayağına her şey gelir.

 

Sabrın sonunda selamet varsa sabretmek her şeye değer.

 

Sabretmesini bilene her acı tatlı, her sığ derin, her uzak yakın olur.

 

Hangi çiçek var ki; sabır, ilgi ve sevgiyle sulanırken solsun?

 

Her şey ama her şey yitirilir de yerine geri getirilir de. 

 

Ta ki.. “VATAN SAĞ OLSUN”

 

**

 

Yazımın girişinde şu başlığı atmıştım.

 

“Gâvurun ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını çalar”

 

Meali şöyledir.

 

Kişi geçimini kimden sağlıyorsa, kimin hizmetinde ise, kimden ne menfaat görüyorsa; o zat ne kadar merhametsiz ve acımasız olursa olsun, kime ne gibi zararları dokunursa dokunsun ne kadar fikirleri uyuşmazsa uyuşmasın onun yanında olur; onun emirlerini uygular ve onun istediklerini yerine getirir.

 

Dünya bir pandemi belasına maruz kaldı, pandemi durumu geçse de etkileri daha tam olarak geçmedi. 

 

Henüz pandemi bitmemişti ki halen devam eden Ukrayna – Rusya Savaşı başladı. 

 

Bu savaşla başlayıp devam eden daha uzun sürede devam edecek olan küresel bir ekonomik kriz var. 

 

Krizin yanı sıra İsrail’in Gazze katliamları yaşanırken ve bütün bunlarla eş zamanlı olarak bir de ülke olarak biz büyük atılım ve yatırım hamleleriyle beraber, her cephede her alanda her anlamda çetin mücadeleler veriyoruz. 

 

İşte en önemli nokta da şu ki; bütün bunlar yaşanırken siyasi arenada kimlerin kimlerle beraber olduğunu, kimlerin kimleri desteklediğini, bizlere düşman olan emperyalist ülkelerle kimlerin birlikte yoldaş-yandaş-paydaş ya da ırgat-refakat-aparat olduğunu varın siz ayan beyan gerçekleşen ilişkileri eylem-söylem ve tüm siyasi tavırlarıyla birlikte gözlemleyin.

 

Gözlemi ve çözümlemeyi doğru yaptınız mı gerisi kolay. 

 

Her şey yoluna girecektir. 

 

Yeter ki biz millet olarak hep birlikte devletimizin yanında olalım.

 

Birçok konuda çokça hak-batıl kavgaları yapıyoruz olmamıza rağmen;

 

Hala çoğumuz neyin hak neyin batıl olduğunun idrakine malik değiliz!

 

__Aras_Ca