Göksal Çidem


Göç: Kuşlar Süzülerek. İnsanlar Üzülerek (1)

Balkanların göçmenleri. Kuşları süzülerek, insanları üzülerek göç ederler.


Balkanlar göç yoludur. Kuşlar her yıl doğal döngü içerisinde Avrupa ve Afrika arasındaki yolu süzülerek kat ederken, insanlar ise siyasi nedenler ve savaşlar nedeniyle bu topraklardan üzülerek göç etmişlerdir. Bazı göçler acılarla dolu, bazı göçler ise kışın ve baharın habercisidir.

Göçlerin en güzeli kuşların olsa gerek. Ancak bu göçler bile acılar yaşanmasına rağmen hızla ilerliyor. Kuşların uçtukları gökyüzünde dönen devasa RES pervaneleri, iletim hatları. Beslenme ve dinlenme için indikleri alanlarda sanayi tesisleri yerleşim alanları.  Ormanda yaşayan hayvanların karşısında ise jiletli dikenli teller. Yüzyıllardır göç ettikleri yollar kapanıyor.

İnsanoğlu el birliği ile bu göç döngüsünü tehditler ve tahribatlar ile ortadan kaldırana kadar işbirliği içerisinde sürdürmelidir. Kuşların göçü durduğunda, leylekler bir şey getirmediğinde, yaşam alanlarındaki yapılaşmanın ve RES’lerin bir işe yaramadığını anladığımızda çok geç olduğunu göreceğiz.

Elbette sanayi de, RES te olmalı. Ama doğru yerde olmalı. Hayvanların ve kuşların yaşadığı, beslendiği ve göç ettiği yollar yok olursa bu canlılarda yok olacaktır. 

Komşumuzda, sınırın hemen diğer tarafında bu yönde çok olumlu çalışmalar var. Bu çalışmaları yerinde görme fırsatı bulduk.

Doğa Derneği ve Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği (BSPB) yönetici ve üyeleri ile Küçük Akbaba ve Şah Kartalı konusunda yaptıkları çalışmaları yerinde görmek için Elhovo ve Macarova’da incelemelerde bulunduk. İncelemelere Bulgaristan Istranca, Sakar ve Rodop dağları bölgesinde elektrik dağıtım şirketi EVN, Türkiye’den İlgili Bakanlık ve TEDAŞ yetkilileri katıldı.

BSPB Kuşlar konusunda faaliyet gösteren, projeler üreten geçmişi oldukça eski bir STK. Kartal ve akbaba yuvalarının ve beslenme alanlarının bulunduğu bölgeleri dernek adına satın alıyorlar. Köylerde ölen hayvanları veteriner kontrolünden sonra beslenme alanlarına bırakıyorlar. Kartal ve akbaba bilgilendirme merkezinde gelen ziyaretçileri yazılı ve görsel sunumlarla bilgilendiriyorlar. Ayrıca orman içi dinlenme tesisi ve restoran işletmeciliği yaparak, derneğin güçlenmesini sağlıyor, dernek güçlendikçe de nesli tehlike altında olan kuşları korumaya çalışıyorlar.

Satın aldıkları alanlara kuşların yuvalanacağı ağaçlar ekilip, rüzgâr ve fırtınaya dayanaklı yapay yuvalar inşa edilerek, kuşların üremesine kalıcı çözümler üretiyorlar.

Bu kuşları GPS uydu takibi ile göç takibi yapıyorlar.

Istrancalar, Sakar ve Rodoplar’ın bir kısmında RES yok. Çünkü kuş göç yolu. Afrika üzerinden gelip, Avrupa’ya Trakya üzerinden gidiyorlar. Gitmeye çalışıyorlar.  Büyük bir kısmı her yıl yeni yeni engelleri aşarak Avrupa’ya ulaşıyor. Ana kuş göç yolu üzerinde bulunan Istrancalar’da 31 adet, “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” kararı verilen RES projesi var. Bugün onlarca olan RES’lerin yarın yüzlerce, öbür gün binlerce olması çok yüksek ihtimal.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım ve düşünelim. Komşu kuş göç yolu üzerine RES kurmuyor. Gerekçe göçmen kuşlar zarar görür. Onlar RES’leri iç kısımlara kuruyorlar.

Bizde ise kuşların göç ve beslenme yolları üzerinde, taş, kil, kalker, çimento, mermer, kum v.b ne kadar madencilik faaliyeti varsa, hepsi bir arada. Biz bugüne kadar epey dava açtık. Açtığımız dava RES’lere karşı değildi, yanlış yere kurulmasına dava açtık. Bir örnek vermek gerekirse;evlerimizde enerjiye ihtiyaç var. Tuvalete de ihtiyaç var. Ama tuvaleti salonun ya da mutfağın ortasına yapmıyoruz. Evin ayrı bir köşesine yapıyoruz.  Yani doğru bir yere yapıyoruz. RES’ler de doğru yere yapılmalı.  Dava açma nedenimiz de doğru yer seçimi yapılmadığındadır. Edirne İdare Mahkemesi ve Danıştay kararları da haklılığımızı ortaya koymaktadır.

Yarın Sürecek