Ahmet Kardeş


DSİ ne iş yapar?

"Ayinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz" diye boşuna dememiş Ziya Paşa.


Yazıma bu güzel terci-i bent mısrasıyla başladım. Çünkü bugün DSİ’nin ne söyleyip ne konuştuğunu değil de şimdiye kadar ne gibi icraat yaptığını gündeme getireceğim.

Bu anlamda Çerkezköy halkını kaderine terk eden, Edirne Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü yetkililerine sesleniyorum:

Siz ne iş yaparsınız?

Çerkezköy, ilçe içinden geçen Pınarca ve Çorlu Derelerinin şiddetli yağışlar nedeniyle taşması sonucu hemen her yıl taşkın tehlikesi ile karşı karşıya. 2001, 2012 ve 2014’te derelerin taşması sonucu sel felaketi yaşanan Çerkezköy’de yıllarca herhangi bir tedbir alınmaması yüzünden, her zaman ki gibi olan yine vatandaşa oluyor. Yüzlerce ev ve iş yeri sular altında kalıyor. Milyonlarca liralık maddi hasar meydana geliyor.

Peki Çerkezköy sular altında kalırken kimler neler yapıyor?

Yağmurlar yağıp dereler taşıp ev ve iş yerlerini sular basınca siyasiler geldi. Taşkınların yaşandığı yerleri gezerek basın mensuplarına, geldiklerini ispatlamak için poz verdiler. Akabinde “gerekenler yapılacaktır” diyerek “laf” söyleyip gittiler.

Gereken bir şey yapıldı mı? Hayır.

Peki sel felaketinin tekrarlanmaması için taşkınlar karşısında gerekli tedbirleri almak kimin ya da kimlerin sorumluluğundaydı? Ya da DSİ sorumluluklarının farkında mıydı? Çerkezköy halkının taşkın korkusu olmadan yaşaması için tedbir kapsamında şimdiye kadar ne yapıldı?

30 Mart Seçimleri öncesinde hızlı bir şekilde başlatılan Dere Islah Çalışmaları da, ne hikmetse seçimlerin ardından durma noktasına geldi.

“Çalışmalar neden durdu” diye sorduğumuzda DSİ yetkilileri kamulaştırma bahanesine saklandı. Peki bu kamulaştırmayı kim yapacak? Büyükşehir mi? Yoksa DSİ mi? Yaklaşık 50 milyon TL’yi bulan kamulaştırma yükünün altına ne DSİ ne de Büyükşehir girmek istemiyor.

Peki ne olacak? Yıllardır olduğu gibi halk yine kaderine mi terk edilecek? Baktılar ki olmuyor, vatandaşın refahı ve huzuru biraz pahalıya mal oluyor. Bu kez de “baraj yapımı” gibi alternatif çözümler üretilmeye başlandı. Ambardere mevkiine yapılacak baraj ile dere sularının yükünün azaltılması planlanıyor.

Bu konuda kendini pâreleyen kurumlar ise Çerkezköy Kaymakamlığı ve Çerkezköy Belediyesi. Çünkü bu kurumlar her taşkın sonrasında insanların yaşadığı zulme yakından tanıklık ediyorlar. Empati yaparak kendilerini mağdur olan vatandaşın yerine koyuyorlar. Bu nedenle kendi işleri olmamasına rağmen, dere ıslah çalışmalarının bir an evvel tamamlanması için adeta çırpınıyorlar. Onlar bu özverilerinin karşılığını hem Hak hem de halk nezdinde alacaktır. Buna şüphe yok. Peki işini yapmayanların akıbeti ne olacak? Kim onlara hesap soracak?

Halkın huzuru için Hakk’ın adaletinin en kısa zamanda tecelli etmesini diliyor, sözlerimi yine bir başka güzel cümle ile noktalıyorum:

“Adalet topaldır, ağır yürür ama gideceği yere er geç ulaşır.”