Ahmet Kardeş


Denetimciler ne iş yapıyor?

Hepinizin malumu… Çerkezköy ve Kapaklı, Türkiye'nin en hızlı göç alan iki ilçesi. Hızlı nüfus artışından doğan konut ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda inşaat sektörünün her iki ilçe için de ne denli önemli olduğunu söylemeye gerek yok.


Peki bölgenin sektöre verdiği değeri, sektör kendi çalışanlarına veriyor mu?

İnşaatlarda gerekli iş güvenliği önlemleri alınıyor mu?

İnşaatlar projelerine uygun yapılıyor mu?

Demiri, kumu, çimentosu yeterli miktarlarda kullanılıyor mu?

Keşke tüm bu sorulara gönülden “evet” cevabı verebilmek mümkün olsaydı. Fakat özellikle son günlerde yerel basında da geniş yer bulan iş kazaları sayısındaki artış ve inşaatlarda meydana gelen çökmeler cevaplarımızın koca bir “hayır” olmasına neden oluyor.

İsterseniz şöyle bir hafızalarımızı tazeleyelim.

Yapımı devam eden 250 yataklı Çerkezköy Devlet Hastanesinde geçtiğimiz ay yanlış iskele kurulması sonucu çatı çökmüş ve 4 inşaat işçisi yaralanmıştı. Daha geçtiğimiz gün Çerkezköy’ün göbeğinde 6 katlı bir binanın çatısında adeta bir cambaz gibi hiçbir güvenlik önlemi almadan bir o yana bir bu yana giden inşaat işçisi yürekleri ağızlara getirmişti. Önceki gün de Kapkalı’da yine bir inşaatta herhangi bir iş güvenliği tedbiri almadan montalama çalışması yapan inşaat işçisi 3’üncü kattan aşağı düşmüştü.

Şimdi asıl sorulması gereken soru şu:

Tüm bu olayların yaşandığı bölgemizde Yapı Denetim Firmaları ne iş yapar?

Yapı Denetim Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinin 5’inci maddesinin I bendinde “İnşaat alanında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile çevre sağlığı ve güvenliğinin korunması için gereken tedbirlerin alınıp alınmadığını yapı denetim firmaları tarafından kontrol edilir” yazmaktadır.

Dolayısıyla inşaatlarda meydana gelen tüm iş kazalarında yapı denetim firmaları da doğrudan sorumludur.

Bırakın inşaatlarda gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, bugün hâlâ üç kuruş daha fazla kar yapacağım diye malzemeden çalan müteahhitler var.

Demir kullanmadan inşaat temeli atmaya çalışanlar var. Maalesef bugün birçok aile farkında olmadan oturdukları binalarda Allah’a emanet yaşıyor.

İşini namusuyla yapan ve inşaatını projesine en uygun şekilde yapan müteahhitlere lafımız yok.

Fakat elinizi vicdanınıza koyup bir düşünün.

Üç kuruş daha fazla kâr yapayım derken onlarca insanın katili olmaya değer mi?

İşin özü, kurumlardan ya da yapı denetim firmalarının denetiminden önce, inşaatların vicdan denetiminden geçmesi gerekiyor…

Sizce de öyle değil mi?