Şaban KARDEŞ


Çerkezköy'de Yaşayanlar Çerkezköylü Olabilmeli

Aşırı sıcak günlerin yaşandığı yaz aylarına Ramazan Bayramı süreciyle birlikte girdik. Düne kadar yaz mevsiminin ne zaman geleceğini soranlar içinde bulunduğumuz günlerde şimdiden o serin günleri özlemeye başladı. Alışkanlıklardan esasla, yeniye alışmak zor oluyor ve zaman alıyor.


Aynı Çerkezköy’de bir süre önce uygulamaya geçilen tek yön uygulaması gibi. Giderek içinden çıkılmaz hale gelen trafik sorununun çözümünde faydalı olacağını düşündüğüm, savunduğum uygulamanın istenilen sonucu vermesi zaman alacak çünkü alışkanlıklardan vazgeçmek zaman alıyor.

Ancak vazgeçmek için de bir takım adımlar atılmalı çünkü Çerkezköy artık bir kent görünümüne ve kimliğine kavuşmak zorunda. Memleketin dört bir yanından ekmek ve geçim derdiyle Çerkezköy’e göç edenlerin bir an önce Çerkezköylü kimliğini edinmeleri, Çerkezköy’ün sorunlarına sahip çıkması lazım. Sorunların çözümü de sadece yönetenlerin karar almasını beklemek yeterli olmaz. Gerektiğinde karar mekanizmalarını önerilerimiz ve uyarılarımız ile yönlendirmeli ve alınan kararların sonuç verebilmesi için uyum başta olmak üzere her tür çabayı sergilemeliyiz. Çerkezköy’de tek yön uygulaması, karara dâhil olmadığımız ve uygulamadığımız sürece istenilen sonucu vermeyecektir. Ancak uyum göstererek sonuca ulaşması için çaba sarf etmek Çerkezköy’ü daha yaşanabilir bir yer, bir kent haline getirecektir.

Ramazan Bayramı’nın hemen ardından gelen günlerde gündeme en çok giren konulardan biri trafik kazaları oldu. Bu arada yaşanan kazaların bayram trafiği ve dönüşüyle ilgisi olmadığını belirtmek isterim. Kazalardan ikisi çok ilginç. İki tane kamyonet önlerinde giden TIR’lara arkadan çarparken bu iki kazada bir vatandaşımız hayatını kaybetti, ağır yaralılar var. Kazalardan birinde kamyonetin hızı 108 kilometre. Kazaların tümünün ortak noktaları ise sürücülerin kurar ihlalleri. Yani kurallara uyulsa hemen hiçbiri olmayacak. Çerkezköy’de de trafik sıkışıklığının önemli etkenlerinden biri kural ihlalleri. Kurallara uyduğumuz müddetçe trafik dahil olmak üzere tüm sorunların çözüleceğine inanıyorum.

 

**

 

Bu konuya daha önce de gündeme getirmiştim, tekrar hatırlatmakta fayda var. Çerkezköy’de sanayileşme ile birlikte zaten önüne geçilemeyen çevre değişimlerine karşın bir de kömürlü termik santral yapılması girişimi, hayati bir meseledir. Ne yazık ki özellikle Trakya’nın diğer ilçelerine, illerine kıyasladığımızda Çerkezköy’de bu santrale karşın gereken bilinç ve duyarlılık oluşmamıştır. Adeta hayat akışına bırakılmıştır ancak Çerkezköy akışına bırakılamayacak kadar önemli, değerli bir ilçedir. Doğa ve çevrenin tahrip edilmesine karşı verilen mücadele işin içine halk dahil olduğunda güzel sonuçlar vermektedir. Örneğin Kırklareli’nin Pınarhisar İlçesi’ne bağlı Pınarhisar Beldesi’nde DSİ tarafından kurulmak istenen gölete karşı halkın tepkisi, belediyenin konuyu yargıya taşımasıyla birlikte çevrenin korunması anlamında önemli bir başarı edinilmiştir. Kaynarca Belediye Başkanı Serdar Türker yargı kararının ardından yaptığı açıklamada, “Mahkeme kararını verdi ve davayı Kaynarca Belediyesi kazandı. Bu zafer halkındır…” diyor. Buradan da şu sonuç elde edilebilir: Çevre aleyhine alınan yatırım kararlarında karşı yargı yoluna gidildiğinde meselenin içinde halkın olup olmadığı önemli bir etken. Aynı meseleye Kaynarcalı sahip çıkmasaydı yargıdan aynı karar çıkar mıydı? Şüpheli…

**

Trafiğinden çevresine kadar Çerkezköy’ün tüm sorunlarının çözümünde elimizden geleni yapmamız gerektiğini bir kez daha tekrarlayarak bağlamak istiyorum bu haftaki yorumu.

Çünkü yaşayacağımız başka kent, ikinci bir Çerkezköy yok.

Sağlıklı, mutlu, keyifli ve gönlünüzce bir hafta diliyorum.