Hadi biraz da sektörel ve kurumsal özeleştiri olsun biz dâhil basın, “Nedir bu sözleşmenin ayrıntıları maddeleri?” diye sormadığı, bilgi edinme hakkından yararlanarak halka aktarmadığı için
O anlaşmanın teferruatları nedir, bilinmiyor.
Önceki cuma günü akşamı Çerkezköy’den Çorlu’ya gitmek için yola çıktım. Çorlu otobüslerinin yolcu aldığı, Öztrak Caddesi üzerinde bir yer. Çerkezköy Belediyesi’nin tam arkasına denk geliyor. Otobüse bindiğim yerde durak levhası yoktu.
Aynı yerde bekleyen bir başka vatandaşa, “Çorlu arabaları burada duruyor di mi?” dedim. Tesadüf bu ya. Kendisi de Çorlu’ya gitmek üzere bekliyormuş. Bu arada otobüsün hangi saatte geçtiğine dair bir veri, bilgi yok. Vatandaş bir önceki gün 50 dakika beklemiş, o gün de yaklaşık 40 dakikadır bekliyormuş.
Ben yaklaşık 15 dakika kadar bekledim, vatandaş 55 dakika kadar beklemiş oldu. Bindik, gidiyoruz…
Bu arada şunu da belirtmekte fayda var. Çerkezköy Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden de Çorlu’ya giden araçlar varmış ancak o otobüslerin seyir esnasında otogara girip girmeyeceği belli olmaz imiş. Yani siz otogarda Çorlu otobüsünü beklerken otobüs garajın önündeki caddeden, garaja da uğramadan gidebilirmiş. Otobüsü yakalayan biniyor ama yakalayana aşk olsun.
Öte yandan otobüsün plakasını almadım. Bile bile almadım ama Çerkezköy ile Çorlu arasındaki yol boyunca ışıklar var ya… Ben yeşil ışıkta geçtiğimizi hatırlamıyorum. Biz oradan geçerken kırmızı yanıyor ise şöyle bir sağa sola göz atılıyor, sonra topuk. Tam anlamıyla, Allah’a emanet bir yolculuk.
Öte yandan yol içinde çeşitli mahalleler, güzergâhlar var. Otobüs belirli güzergâh gereği oralara girmek durumunda. Oralardan birinde sol şeride, ışıklara yanaştı. Mahalleye girmek üzereyken inecek olan yolcuya, “Trafik var içeride. Sizi burada indirsem olur mu?” dedi. Yolcu eyvallah etti. O araç en sol şeritten en sağ şeride bodoslama daldı. Yolcuyu indirdi. Ama ya o mahallede, Çorlu’ya gitmek üzere olan bir yolcu varsa. Ne gam…
Bu arada sıklıkla yaşanan bir şikâyet konusunu da aktarmak isterim yeri gelmişken. Mesele yakıcı. Konu gözlemlerimden esasla meslek hayatımda gördüğüm en sıra dışı kaymakamlar arasında yer edinen Kapaklı Kaymakamı Mehmet Yüzer tarafından da gündeme getirilmişti. Mehmet Yüzer toplu taşımacılıkta ücretsiz taşıma hakkı olan şehit aileleri ve gaziler ile engellilere yanlış tutum ve davranışlarda bulunan toplu taşımacılara asla tavizde bulunulmayacağını, cezalandırılacağını geçtiğimiz aylarda açıklamıştı. Söz konusu vakayı Çerkezköy’de ismi en azından şimdilik bende saklı bir engelli de yaşadı. Çerkezköy’de bir otobüse binmek üzereyken çok ağır hakaret ve tutumla karşılaşmış. Annesi ve babası şimdi o otobüsü tespit etmek için çabalıyor. Bulurlarsa bir yerlere şikâyet başvurusunda bulunacaklar. O yer Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olabilir mi, olsa ne olur…
Sözün özü… Çok köklü bir tarihi geçmişi olmasına karşın Büyükşehir Belediyesi sıfatıyla çiçeği burnunda bir belediye olan Tekirdağ BŞB, toplu taşımada kötü bir gidişat sergilemektedir.
Diğer Büyükşehir modellerini ne kadar incelemiştir bilemeyeceğim ama şunu öngörürüm. Tekirdağ’daki otobüs hatlarının güzergahı ile her iki merkezden kalkış saatlerine dair halkı bilgilendiren bir bölüm Tekirdağ BŞB’nin sitesinde hala yoksa, oturdukları yerden diğer BŞB’lerin siteleri dahi incelenmemiş. İçeriği halk tarafından bilinmeyen şekilde yetkilerini kooperatiflere devreden, Türkiye’de ikinci bir BŞB var mıdır? Onu dabilmiyorum. Bilsem yanıtını verirdim.
Büyükşehir Belediyesi sınırlarında kooperatif paydaşlığı ile yetkilerin kooperatiflere devri farklı farklı şeylerdir.
Yorumun içinde yer alıyor bir tekrar ancak bugün Çerkezköy’ün en babayiğit caddelerinde toplu taşıma araçlarının yolcu indirip bindirdiği kimi yerlerde durak levhaları ile birlikte korunmalı durakların olmaması giderilmesi çok basit ancak nedense giderilmeyen bir eksiklik.
