Şaban KARDEŞ


Bugün de Yüzümüz Halka Dönük…

Türkiye yeni bir güne bugün uyanacak. Bu yazı bugün Türkiye'nin yedinci referandumu için sandığa gidildiği gün 13.00 sularında kaleme alındı. Sandıktan evet de çıksa, hayır da çıksa, hayır mevcut düzenin anlamı olma özelliği içerse dahi Türkiye yeni bir güne bugün uyandı.


Sandıktan çıkacak sonuç her ne olduysa oldu ama evet de çıksa, hayır da çıksa sıkıntılı bir tablo ortaya çıktı. Çünkü değiştirilmesi istenilen Anayasa maddeleri toplumsal mutabakattan uzak bir şekilde hazırlandı. Sandıktanne sonuç çıkacağına dair kamuoyu araştırma şirketlerinin son günlerde açıkladığı sonuçlar ne derece gerçekçi ve tutarlıydı ancak sandıktan her ne sonuç çıkarsa çıksın öyle ahım şahım bir farkla çıkmayacağına dair izlenim uyandırdı. Yani hayır çıkacak olsa evetçiler, evet çıkacak olsa hayırcılar azımsanacak bir oranda değil. Umarım toplumsal mutabakat sağlanmadan atılan bu hamle memleketin başına çorap örmez.

PARTİLERDEN DAHA FAZLA SİYASET YAPILAN YERLERİZ

Bize gelince… Biz derken yok aslında toplumun hiçbir bireyinden farkımız. Aynı gemideyiz. Bizi biraz daha ön plana çıkartan ayrıntı sadece mesleğimiz ve bir de mesleği ne şekilde sürdürdüğümüz ile ilgili. Sonuca endeksli olmaksızın dün ne isek bugün de onu, yüzü halka dönük gazeteciliği sürdüreceğiz. Genel veya yerel iktidarda kimin olduğuyla, mesleki duruş anlamında çok ilgili değiliz. Yüzü halka dönük haberciliğimiz bize günü geliyor genel iktidarda AKParti’ye, yerel iktidarda CHP’ye muhalif bir görünüme büründürüyor. Ya da her türlü önyargıdan uzak olduğumuz için iyiyi methetmeyi de biliyoruz. Bu süreçte genel veya yerel iktidar yandaşı olmak gibi bir intiba da edindiriyoruz veya edindiriyor olabiliriz insanlara. Siyasetten arınmıyoruz ve arınamıyoruz. Zaten gazeteler, gazeteciliğin tam anlamı ile yapıldığı gazeteler siyasetin nabzının siyasi partilerden daha çok attığı yerler değil mi?

ÖNYARGIMIZ DA KAYGIMIZ DA YOK

Gazetemiz açısından geçtiğimiz haftaya dönüp baktığımızda gündemin peşinden sürüklenen değil gündemi belirleyen yayın organı olma özelliğimizi sürdürdük. Kimi haberlerde yaklaşım ve başlıklarımız pozitif ve negatif olarak tartışmalara konu oldu. Her ikisinden de inanılmaz keyif aldık. Kimseye karşı bir önyargıya, kimseye dair, ‘Şöyle yazarsam ne olur’ gibi bir kaygıya sahip olmadığımız için türüyor o başlık ve yaklaşımlar. Eleştirme hakkı sadece bizim başkalarını eleştirmesiyle sınırlı değil. Başkalarının da bizi eleştirme hakkı var ve biz o eleştirilere alabildiğine açığız. Erzurum yöresine ait hayli neşeli bir türkü olan, “Hele Dadaş hoş misen”den ilhamla türettiğimiz, “Hele ‘çizgi’ hoş misen” başlığı o yoldaki o hatada etkisi olanlara bir eleştiri içermekle birlikte hoş tebessümlere de yol açtı. İşte özellikle bunu sağlamış olmaktan mutluyuz.

TOPLUMUN HER KESİMİ İLGİ ALANIMIZDA

Yine geçtiğimiz hafta içinde hayatın içinde yer alan ancak gazete sayfalarında pek yer bulmayan sokak hayvanları ve hayvanseverlerin varlığını, sayfa dolusu haberler ile aktardık.

Bir sanayi, bir emekçi kenti olmamızdan esasla iş sağlığı ve güvenliği konusunu her fırsatta geniş geniş yine gündemde tutmayı sürdüreceğiz. Daha hafta içinde taşeronda çalışan bir emekçinin, önlenebilir olmasından esasla iş cinayeti diye tanımlanan kazada hayatını kaybetmesi meselenin öneminin bir göstergesi.

Sinema, tiyatro, edebiyat üzerinden kültür sanat; kadın, çocuk ve gençlik üzerinden toplum iyi kötü ele almaya çalıştığımız konular oldu. İçerik olarak bizleri çok tatmin etmemesine karşın hiç olmazsa temelini atmış olduk. Eksik kaldığımız başka toplum konuları da var. Engelliler, esnaf, sanayi, eğitim, sağlık, doğa, çevre ve diğerleri ile hayata dair her şey özel haber ve hatta röportaj çalışmaları ile sayfalarımızda yer almalı. Ya da genelin bildiği bir konu elimize geldiğinde farkındalık yaratmak gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin geçen hafta Tekirdağ Valiliği tarafından Tekirdağ’daki gümrüklerin yılın ilk çeyreğine dair ithalat ve ihracat rakamları biz dahil tüm basına ulaştı ancak ithalatın, ihracatı gerekçe her ne olursa olsun beşe katladığını, üreten değil tüketen bir toplum haline geldiğimize dair ince ayar sorgulama ile işledik ve galiba konuya bu yaklaşımı getiren tek Tekirdağ Gazetesi idik.

YANDAŞIZ AMA HALKTAN YANA YANDAŞIZ

Biz bu gibi durumlarda da sadece bakan değil gören bir gazeteciliği zülfiyare dokunmayı sürdüre sürdüre ve o zülfiyarin kim, kimler olduğuna, kimleri kızdırmış olup olmayacağı takıntılarına takılıp kalmadan sürdürme kararlığındayız.

Günümüz koşullarında, özellikle 2007 sonrası AKParti iktidarının gerek genel iktidar marifetiyle, gerekse yerelde iktidar olduğu yerlerde yerel iktidarlar marifetiyle basına yönelik ele geçirme, susturma, kendisine benzetme girişim ve hamlelerine karşı bu tür gazeteciliği sürdürüyorsak halktan aldığımız ilgi ve destekten ötürüdür.

Biz bugünden sonra da, sandıktan her ne sonuç çıkarsa çıksın, Türkiye nasıl bir güne başlamış olursan yüzü halka dönük, baktığını gören, gördüğünü yorumlayan ve gördüğünü olduğu gibi yansıtan haberciliğimizi sürdüreceğiz.

Sandıktan her ne sonuç çıkarsa çıksın kaybedenin evetçiler veya hayırcılar olmayacağının, kazananın Aziz Türk Milleti’nin olacağı bilinciyle yeni günde yeni ufuklara aynı gemide hep birlikte, umutla açılacağız.

Sadece haftanız değil özellikle bugünden itibaren her gününüz sağlık, mutluluk, barış ve kardeşlik ortamında, sevgiyle geçsin…