Asiye ÇİFT ŞAHİN


'BEKÂ SORUNU' DEVAM EDİYOR

Geçen yıl bir makalemin başlığı 'Vatanımız evimizdir' şeklinde idi. Son yıllarda,evimizin yok edileceği korkusu ile esir alındık.


Sürekli,"bizi bölmek istiyorlar,ülkemizi parçalamak istiyorlar " boca ediliyor üzerimize..

Biteviye "Bekâ sorunun"gündemde tutulduğu bir ülkenin fertleri olarak,ülkemizin işgal edileceği kaygısı içinde nasıl rahat ve huzurlu olabiliriz.

Hep mağduruz.

Daima haklıyız.

Adalet bizde,özgürlük bizde,

basın özgür, sanatçı, özgür, büyüme rakamları muhteşem, ekonomimiz şahlanmış,dünyaya kafa tutacak kadar güçlüyüz,Batı bizi kıskanır,Yunan bizden tırsar,ABD başkanının karşısında ayak ayak üstüne atarız,Fransa başbakanı "Dünya Lideri "olan Reisi Cumhur Hazretlerini büyük bir hayranlık ve huşu ile ağzı açık seyreder.

Ama "bekâ sorunumuz var "Her mitingin,her toplanışın, kongrelerin konularından biri mutlaka "bekâ sorunu".

Kimden kaynaklanıyor bu "bekâ"sorunumuz? "Dış mihraklardan."

Olabilir.

Biz ne yapıyoruz ona bakmalı.

Madem bekâ sorunu var,milleti ortadan ikiye bölmek,bir parçayı diğerine düşman etmek,bu düşmanlığı hep tazeleyecek uygulama ve söylemlerde bulunmak kimin değirmenine su taşımak olur.?

Bekâ sorunu denilen şey,abartılıyor mu?

Eğer abartılmıyorsa,bütün vatandaşların aynı pota altında olmasını sağlamak gerekmez mi?

Reisi Cumhur hazretleri ne demişti;  "15 Temmuz öncesi gibi davranamayız.

En başta Cumhurbaşkanı olarak ben davranamam, iktidar partisi olarak, Türkiye'nin son 14 yılının sorumluluğunu üstlenmiş iktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz."

Ne ben ne arkadaşlarım daha evvel yaptıklarımızı yapamayız.

Ama bu ifadelerden 6-7 sonra,hayır 'cılar

"hain "ve "terörist "

Cumhurbaşkanlığı makamı devleti temsil ediyorsa, o makam vatandaşına "hain"sıfatını layık görüyor,diğer kesim de ,bu ifadeyi alkışlıyorsa,başka düşmana gerek var mı?

Bölünmek,parçalanmak için bundan daha iyi bir alt-yapı olabilir miydi?

Vatandaşı bölen kim?

Siyasal popülizm böyle bir şey.

Bir tarafta gerçek,öz hakiki,milli ve yerli halk.

Bir de "bunlar" var.

Kendilerine , "Biz"diyorlar.

Bir "Dava'ları" varmış.

Hangi mahkemede,kimlerin yönetimi ve gözetiminde görülen bir davadır bu,orası muamma.

Ama "Kutsal Dava" Hainler anlamazlar böyle davalardan.

Bu davanın en büyük çığırtkanı,hilâfet uğruna Yunan işgalini arzu eden Kadir Mısırlıoğlu'dur.

Bu durumda insan "hain'liğini bir başka seviyor..

"Hain "sayısının artması ve

esenlikler dileğiyle..