Şaban KARDEŞ


Aydın'daki Çevre Mücadelesi Çerkezköy'den Örnek Alınmalı

"Aydın'ın kırsal mahallesi Musluca'da, köylüler jeotermal kuyusu açmak için zemin etüdü yapan firma görevlilerine engel olup, bölgeden kovdu. Ardından köylüler 5 kilometre ilerdeki Aydın-İzmir Karayolu Musluca Mahallesi Kavşağı'na köylülerine giden yolu trafiğe kapatıp, oturma eylemi yaptı. Efeler Kaymakamı İzzettin Sevgili, konuyu Aydın Valisi Ömer Faruk Koçak'a ileteceğini belirtmesi üzerine ikna olan köylüler, 1 saat sonra eylemlerini sonlandırdı. Kaynak: haberler.com…"


AMA YERÜSTÜ KÖYLÜLERİN

Haber özetle bu. Kanuni bulun veya bulmayın, yasaların kimi maddelerinin çiğnenip çiğnenmediğini düşünün veya düşünmeyin Aydın ili merkez ilçeye 30 kilometre mesafede köylüler bir kazanım edindi. Vatandaşa mücadelelerinde destek olan ve hak veren Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili’nin söylediği gibi: “Jeotermal, su çıkartılacak arazilerin imtiyaz hakkını firmalara verdi. Mahallelinin arazisinde izinsiz rahatça arama yapabiliyorlar. Yeraltı bunların olabilir ama yerüstü ise köylülerin…”

KALICI ZAFER İÇİN

BEKLEYİŞTELER

Bu aşamada söylemek istediğim yani sözün özü şudur. Dün değil bir önceki pazar, Silivri Ambardere’de gerçekleşen eylemden esasla kömürlü termik santralin kurulmaması için Silivri ve Çerkezköy’de mücadele yürütenlerin Aydın’a gitmesi, Musluca’daki köylüler ile görüşmesi gerekli. Aydınlılar mücadelelerinde günümüz itibariyle bir kazanım edinmişlerdir ve bu kazanımın kalıcı hale gelmesi için bekleyişe geçmişlerdir. Örnek ve ibret alınması gereken bir mücadeleyi sürdürüyorlar.

HALKA GENİŞ TUTULMALI

Şu unutulmamalı. Çevreyle ilgili bir mücadele yürüttüğünüzde halkayı alabildiğine geniş ve güçlü tutmakta fayda var. Silivri öncülüğünde, Çerkezköy’ün ite kaka desteğiyle süren, kömürlü termik santrale karşı verilen mücadeleye Trakya’nın bütünü ile yakın mesafedeki İstanbul, Kocaeli, Sakarya gibi sanayileşmenin ve bu tür yapılanmaların getirdiği çevre kirliliğine karşı mücadele verenlerin deneyim ve birikimleri dâhil edilmeli.

**

RAKAMLARIN DİLİ…

Kömürlü termik santrale karşın mücadele etmenin ne kadar gerekli olduğunu rakamlar da tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz hafta içi TÜİK Edirne Bölge Müdürlüğü tarafından Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli’nin 2016 yılına ilişkin ölüm rakamları basına servis edildi. Yine bakmak ile görmek arasında bir fark sergiledik ama değdi. Yaklaşık üç saatlik, rakamların aslında neyi ifade ettiğine dair değerlendirme sonrası örneğin Edirne’de intihar vakalarının Türkiye ortalamasının iki kat üstünde olduğuna dikkat çektik. Edirne, Trakyalı komşularını da sayısal olarak ikiye katlamış. Başlığa ve gazetenin manşetine çektiğimiz gibi, Edirne’nin psikolog desteğine ihtiyacı Tekirdağ ve Kırklareli’den daha fazla.

ÇERKEZKÖY VE CİVARI

TEKİRDAĞ’IN ÜZERİNDEDİR

Diğer yandan Tekirdağ’da ölüm oranlarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olduğu vakadır. TÜİK Edirne Bölge Müdürlüğü sadece rakamları açıklayıp gerekçelerine konumu gereği de değinmemiş. Rakamlar umarız harekete geçmesi gereken yerleri harekete geçirecektir. Acaba Tekirdağ’ın ilçe bazlı değerlendirmesinde tablo nedir? Algılarımız bizi Çerkezköy, Çorlu, Ergene, Kapaklı gibi sanayi yoğun ilçelerde ortalamanın Tekirdağ ortalamasının da üzerinde olacağına dair bir kanıya sürüklüyor. Konunun takipçisi olacağız. Peki, bu kanıya nereden edindik…

**

SAĞLIK TURİZMİ ÇOK ÖNEMLİ

Geçtiğimiz hafta içi Marmara Haber üzerinden yine sessiz sedasız bir yeniliğe imza attık. Huyumuz kursun. “Yaptık, yapacağız…” diye yazıp etmektense, “Biz yaptık oldu” biçimini tercih ediyoruz. Optimed Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Recep Çalışkan ile yaptığımız röportajı farklı bir biçimde geçen haftanın üç günü yayınladık. Bugün ve yarına sarkan ayrıntılar da var. O görüşmede konuların merkezine çok önemsediğimiz sağlık turizmini koyduk. Gerek Çerkezköy gerekse Trakya’nın otelcisi, lokantacısı, taksicisi, hediyelik eşya satıcısı, rehberi… ile her tür esnafı ve girişimcisi bu konuyu takibine almalı ve hatta yer alabiliyorsa içinde yer edinebilmeli.

ÇERKEZKÖY’DE KANSER VE

ASTIMDA ARTIŞ VAR

Şayet sağlık turizminde istenilen aşamayı ülke olarak tutturursak ülkemiz kalkınacak. Bölgesel bazda Trakya ve lokalimizde Çerkezköy tutturursa kazanım sadece kamusu ve özeliyle sağlık sektörüne ait olmayacak. Görüşmeleri geçen hafta farklı kurum ve isimler ile de sürdürdük. Yine Tekirdağ’daki 2016 ölüm istatistiklerine döndüğümüzde ilimizde ölümlü vaka sayılarının artışında sanayileşmenin ve getirdiği çevresel kirliliğin faktörü var gibi. Görüştüğümüz sağlıkçılardan Çerkezköy’de kanser ve astım vakalarının kayda değer şekilde arttığına dair söylemleri kayda geçirdik. Paylaşmayı sürdüreceğiz.

**

ÇEVREYİ ÇEVRE’DEN KORUMAK

Geçtiğimiz hafta yaptığımız haberlerde kimi yaklaşımlarımız ve duruşlarımız yine gündemi oluşturdu. İki örneğimizden esasla şunu söylemek mümkün. Günümüzde gerek halk gerekse zaman zaman hukuk çevreyi korurken bu korumacılığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı yapmaktadır. Bakanlığın kimi konularda tavır ve uygulamaları gerçekten de her tür hukuka aykırı. Yasalara aykırı. Kendi imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı. Kendi kanaatlerine aykırı. Bu terim bize ait değil ancak, tuttuk. Gerçekten de çevreyi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan korur bir konumdayız.

**

KRİPTO FETÖ’CÜLERE SIRA GELECEK Mİ?

FETÖ operasyonlarının ardı arkası kesilmiyor. “Memlekette birilerine damat olmak varmış” dedirten hadiselerin ikincisi geçen hafta yaşandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın ardından Bülent Akarcalı’nın damadı da serbest veya tutuksuz yargılanacak.. Tutuksuz yargılanma meselenin tam bir kılıfı. Zaman içinde halkın unutkanlığına havale edilip basına sızdırılmaması için takla atılan bir kararla beraatlerine bile hükmedilebilir. Ulu Önder Atatürk’e hakaret eden ve iktidara yakınlığıyla bilinen zevatın bile birkaç gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığı ülkemizde FETÖ operasyonlarında sıra siyasete de gelmişmiş… Neyin nereye kadar sırasının geldiğini yerelimizde gözlemleyeceğiz. Örneğin AKP Çerkezköy İlçe Teşkilatı’nın kriptoFettullahçı/FETÖ’cülerinden kimlerin kapısı çalınacak veya pas geçilecek. Kamu vicdanı ne zamandan itibaren varlığını hissettirecek. Deneme yanılma yöntemi, göreceğiz!

**

AYŞE DOĞAN NEYİ NİYE YALANLADI

Bu haftaki mektuba noktayı  Çerkezköy Mal Müdürlüğü tarafından Ambardere’de satışa sunulan arsalarla  koyalım. Malum, bu arsaların satışı gündeme geldiğinde konuyla ilgili haber yapmıştık. Ardından AK Parti Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan da kamuoyundaki söylentiler üzerine yaptığımız haberden, konuyu gündeme getirmemizden dolayı bizi kutlamış ve teşekkür etmişti. Öyle ya yıllardır bu toprakları beleşçe işgal eden işgalcilerden kurtarılacak, yeni iştirakçilerden devletin kasasına hatırı sayılır paralar girecekti. Günü geldiğinde de konunun takipçisi olduk. Ayşe Doğan bu sefer bırakın tebriki ateş püskürdü. Çünkü sayın vekil gazetemizde yer alan demecini asla söylememiş, biz kendimizden üretmişiz.

Şimdi sormak lazım. Bu haberi yazdığımızın ertesi günü sayın vekil tarafından niye uyarılmadık, “yalanlanmadık.” Yoksa Sayın Doğan bir veya birkaç üst akıl tarafından, bir yerler tarafından uyarıldı mı? Sayın vekile şunu aktaralım: Biz gazeteciyiz. Bizim kaydımız olur veya olmaz ama Allah’ın kaydını  silecek hiçbir hacker yok.  İşin özeti şu:

Çerkezköy Mal Müdürlüğü tarafından biri açık ikisi kapalı teklif usulü ile satışa çıkartılan arsalara ne, “İşgalciler”den ne de iştirakçilerden talip olmadı, yani ihale iptal oldu. Ama Ayşe Hanım bu durumdan fazlasıyla rahatsızlık duydu. Nedense suyu kafamıza dökmeyi tercih etti.

Milletvekili olan şahsiyet Sayın Ayşe Doğan’dır. Vekaleten de olsa “güç elinde ya.. Dilediği gibi kullanabilir! Ancak unutulmasın ki aslolan seçmendir ve Tekirdağlılar, Çerkezköylüler olarak son sözü seçmen, sandıkta söyler.

Bu konuya dair takdir ve yorumu Çerkezköy halkına bırakıyorum. Bu konuya bugünlük bir (,) koyuyorum.

Haftanız keyifli, mutlu ve sağlıklı geçsin…