Şükrü Gökçek


ÇAY TARLASINDAKİ ADALET

Değerli okurlarım, Çok zor bir yazı olacak. Elim yazmak istemiyor. Lakin, vicdanım emrediyor.


Konu, yüksek yargı organlarının başkanlarının, Sayın Cumhurbaşkanının gezilerine katılması. Peki, anormallik bunun neresinde denilebilir.

Bu gezinin yapılmasına kimsenin bir diyeceği olamaz. Hatta, Cumhurbaşkanı ve eşinin çay toplaması arzulanan bir manzaradır. Halkı ile iç içe olan bir cumhurbaşkanına herkes saygı duyar. Aksini düşünenlere affedersiniz, defol lan derim.

Ama, çok elemli bir dönemden geçen ülkemizde Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Başkanlarının çay tarlasında bir araya gelmesi, çok manidardır. Bu konuya bir vermek, haddimi aşmak olur, düşüncesiyle, Susma hakkımı kullanıyorum. Yalnız şu kadarını söylemeliyim, doğru ve hayırlı bir gezi değildir. Alışıldığı gibi, acaba bir gündem değiştirme oyunu olabilir mi?Diye, düşünenlere katılıyorum. Elbette bu hususta , kısır muhalefet sessiz kalamazdı! Nitekim, CHP Genel Başkanı, sert tepki göstererek, Yüksek yargı başkanlarına: Cübbeyi çıkarın, Artık Türkiye’de adalet dağıtamazsınız. Üzülerek söylüyorum, Adalete en büyük darbeyi “siyasetçiler vurdu” derler. Ama adalete en büyük darbeyi adaletin başında olanlar vurdu. Adaleti siyasallaştırmışlardır.” AKP’ye kayıt olsunlar” Diye, haklı olarak şimdilik üzerine düşeni yapmıştır.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’de, kurultay kararı üzerine: Çay toplamaktan fırsat bulduğu bir arada Yargıtay Başkanının, verdiği kararın vicdanlarının sesini dinledikleri söylemesi, bize göre durumu,

kurtarma adına telaşla yapılan bir açıklamadan başka anlam taşımamıştır.

Yargıtay, kimlerin lehine çalıştığı belli olan “YANDAŞTAY” olma yolunda hızla ilerlemektedir” diye tepkisini dile getirmiştir.

Sadece bir milletin değil, dünyadaki tüm milletlerin huzur ve güven içinde yaşaması, adaletle kaimdir. Adalet mülkün temelidir”

Boşuna söylenmemiştir. Buradaki “mülk” çeşitli anlamlarla edilebilir. Malum olduğu üzere mülk sadece ev, tarla bahçeden ibaret değildir. İnsanın, maddi ve manevi bir varlık olduğu da unutulmamalıdır.

 Adalet yalnız var olan mülkümüzün değil, manevi dünyamızın da koruyucusudur. İnsanı, sadece yiyen, içen, zevk eden bir varlık olarak düşünenler, adalet dağıtamazlar, çay tarlalarında adalet olur mu? Ülkemiz de olduğuna göre, daha çok acılar yaşayacağız demektir..