Abdal MALUMKİŞİ


Adalet Yürüyüşü'nün Ege'si Var. Trakya'sı Yok!

Genelde anne ve babaların ve ebeveynlerin çocuklarına, karı kocanın ve sevgililerin birbirine söylediği bir sözdür: "Sen benim için ne kadar kıymetli, değerli olduğunu biliyor musun?"


“Sen var ya sen, iyi ki varsın.”

12 Eylül 1980 askeri darbesinden bugüne, daha dar anlamda 2002 seçimlerinden bugüne genel ve yerel seçimlere bir değerlendirme yapacak olursak örneğin Sakarya’da CHP 1977 seçimlerinden sonra ilk 2015 seçimlerinde bir milletvekili çıkarttı. Aynı CHP, 2015 seçimlerinde Erzurum’dayüzde 2.7’de kaldı. Erzurum’dan ne zaman milletvekili çıkartır, bilinemez. Ama seçmen bu. Belki damarı atar belki de Sakarya örneğinde olduğu gibi sevilen bir ismi ön seçim veya atamayla milletvekili adayı olarak gösterirse neden olmasın.

Ya da işçi emekçi kenti, Kocaeli. Bir zamanlar sosyal demokratların kalbi olarak bilinen Kocaeli… CHP, Kocaeli’de milletvekilliği bakımından hiçbir zaman sıfır çekmedi ama Büyükşehir ve ilçeleri ile birlikte 12 belediyede iktidar olan parti, CHP.

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

İşte böylesi olumsuz örneklerin yaşandığı illerde yaşayanların her zaman birkaç avuntusu olmuştur. Trakya ve Ege ile birlikte birkaç ilde çıkan seçim sonuçları, özellikle sosyal demokratı, liberal demokrati, ulusalcısı Kemalist’i ile CHP seçmenini diri tutmuştur.

Ve malum son günlerde ülke gündeminde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde kendiliğinden başlatılan, CHP İl ve İlçe örgütlerinin yanı sıra solun farklı renklerinden partilerin, sivil toplum örgütlerinin de desteklediği bir yürüyüş başladı, sürüyor.

Yürüyüşe en etkili desteklerden biri İzmir’den geldi. Yürüyüşün İzmir kolu da başladı, sürüyor.

Özellikle Ankara – İstanbul arasında, güzergâh boyundaki il ve ilçelerde destekçiler yürüyüşün illerine, ilçelerine gelmesini beklemiyor. Bir otobüse atlayıp yürüyüş kolunu yol üzerinde yakalayıp kısmi eşlik ediyor.

Bu aşamada Trakya’ya düşen neydi.

Trakya’ya düşen Edirne merkezli, hatta Tekirdağ ve Kırklareli kolları olan bir yürüyüş başlatmaktı. Edirne ile Kırklareli’nin Babaeski’de, her ikisinin Çorlu’da Tekirdağ ile birleştiği bir yürüyüş ve hatta Boğaz’ın öte yakasına köprülerden birinin üzerinden yaya olarak geçmek için yapılacak bir diretme Trakya’nın anına, şanına yakışırdı.

Hiç kimse Reyiz ile birlikte Kavuklusu Binali Yıldırım ve Pişekar’ı Devlet Bahçeli’nin toplumu geren, ötekileştiren, kutuplaştıran, ABD emperyalizmine hizmet eden söylemlerine kulak asmasın, prim tanımasın, ciddiye almasın.

Referandum sürecinde olduğu gibi kendi tabanı tarafından dahi ciddiye ve kaile alınmayan, örnek kişi olarak belirlediği Reyiz gibi parti içi muhaliflerini savunmasız tasfiye edip bilumum terör örgütleriyle iftira atan ve yaftalayan Bahçeli’yi ciddiye almamalı. O artık Reyiz’in bir kumandalısı, Reyiz’i de ABD’nin kurmalısı.İstanbul’dan o yöne doğru kimse yürümez. Günümüzde 6’ncı Filo’ya hayır diyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının üzerine yürüyenlerin aklı başında torunları bugün, “Onlar haklıymış ya…” diyor.

İstanbul’dan Ankara’ya MHP’lilerin başlatacağı bir yürüyüş olsa olsa, Bahçeli’nin tasfiye ettiklerinin MHP’de de adalet istemiyle başlatacağı bir yürüyüş olabilir.

Yürüyüşün yasal olmadığına dair safsatalarda da adı üstünde, safsata. Daha dün 28 Şubat sürecinin mağdurlarının türbana özgürlük için adalet diye haykırdığı yer sokaklar değil mi idi. O sokaklar dün söz konusu sen olunca serbestti de şimdi mi yasaklı! “Hadi oradan” deyip soluğu sokakta almalı.

Henüz iş işten geçmiş değil.

Trakya’dan İstanbul’a doğru da bir Adalet Yürüyüşü, Trakya’ya yakışan olacaktır.

Böyle bir yürüyüşte ilk hamle ve çağrı diğer illerde olduğu gibi CHP İl Örgütleri’nden gelmeli, ilçe ve belde örgütlerince desteklenmeli, toplumun adalet arayan her kişi ve kesimini içine katan bir hareket ve aktivite sağlanmalıdır.