BAL’da mücadele edecek olan bir kulüp olarak geciktiler çünkü yakın coğrafyada kendisine rakip olması yüksek ihtimalli kulüpler teknik heyet ve takım kurgularını tamamladı.Kamp hazırlıklarına dahi başlamak üzereler.
BAL başladığından bu yana Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli takımları hep aynı grupta mücadele etti. 1911 Çerkezköyspor’un grubunda Çorluspor 1947’nin yer alacağı kesin. Edirnespor, Uzunköprüspor, Babaeskispor ve Lüleburgazspor kesine yakın olasılıkta rakipler. Onlardan bu sezon da şampiyonluğu hedefleyecek olan Edirnespor iç transfer görüşmelerinin ardından dış transferde de imza üzerine imza attırıyor.
Edirnespor ilginç bir kulüp, takım. Edirnespor’dan Edirne Belediyesi Edirnespor’a dönüşmüştü. Şimdi yine Edirnespor halini aldı. Kulüp başkanları, aynı zamanda Edirne Belediyesi Meclis Üyesi Savaş Üner. Ağzı var, dili yok bir başkan. Sosyal medyadan konuşmayı çok seviyor. Ötesi kapı duvar. Google Baba’ya Edirnespor Başkanı Savaş Üner diye yazıp haberler bölümüne tıklayınca kongre sonrası bilinen tek demecini yazılı vermiş. “Her şey Edirne için, Edirnesporumuz için…” diye başlayan açıklama ardından yönetime seçilenlerden kimin hangi görevi üstendiğine dair bilgilendirme ile sürüp, “Görev dağılımında hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan ve sorumluluk alan bütün yönetici arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum” diye bitiyor. Bilinen başka bir demeci, şampiyonluk adayı kulübün başkanı olarak sezon öncesi Edirne’de herhangi bir yerel gazeteye özel açıklaması, röportajı falan yok.
Öte yandan kulüp yine isim değiştirmiş. Edirne Belediyesi Edirnespor’dan yine Edirnespor’a dönüşmüş. O dönüşüme dair ne bir haber, ne de dönüşümün gerekçelerine ilişkin bilgi falan en azından bana denk gelmedi.
Tüm bunlar neden böyle. Çünkü Edirnespor’da da gerçek başkan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan. Gözlemlediğim kadarıyla Başkan Gürkan meseleyi biraz fazla abartmış. Savaş Üner’e özlük hakkı bile tanımıyor.
Türkiye’de bu şekilde olan kulüp sadece Edirnespor değil. Çok sayıda kulübün başkanlığını yapan asıl kişiler, belediye başkanları. Yanılmıyorsam 1990’lı yılların sonunda çıkan bir yasayla belediye başkanlarının aynı zamanda kulüp başkanı olmalarına güya “yasak” getirildi. Kimi “Onursal Başkan” diye sürdürüyor. Kimi aynı Edirne örneğinde olduğu gibi var olan kulüplerin isminin başına ismini koydu. Sonra caydı. Belediyelerin spor kulübü kurmasının önündeyse bir engel yok gibi. Çorlu dahil olmak üzere çok sayıda belediyenin spor kulübü var. Bu tür kulüpler de ağırlıklı olarak salon sporlarıyla ilgililer.
Belediye başkanlarının özellikle futbol söz konusu olduğunda kulübe destek olmalarının kişisel yararı siyasetle seçilen kişiler olmalarından esasla seçim dönemlerinde ellerini güçlendirmesidir. Halkın hatıra sayılır kısmının futbola ilgisi, belediye başkanını da kayıtsız bırakamaz. Aynı zamanda seçmen özelliği de taşıyan taraftar ve konu ilgilileri, belediye başkanının kulübe olan desteği ve ilgisini de tartar, eder.
Türkiye’nin hemen hemen tüm il ve ilçelerinde kentin takımı konumundaki kulüpler, belediye desteği olmadan mesafe kat edemez. Yasalar belediyelerin spor kulüplerine desteğini sınırlamak ile birlikte belediyeler başta esnafı sanayicisi girişimcisi ile iş adamları olmak üzere farklı kesimlerin olası ekonomik desteklerinin önünü açar. Bu bakımdan bu destek olmalıdır, sürmelidir.
Dezavantajlı yönü belediye başkanlarının siyasetle seçilmesinden esasla toplumun kesimlerinin meseleyi nasıl algılayacağıdır. Bu bakımdan hele ki Çerkezköy gibi çok renkli, iktidarda hangi renk olursa olsun bir diğerinin ağırlığını koruduğu ilçelerde risktir. Bu anlamda bence Uğur Erem şahsında CHP’li bir belediye meclis üyesinin kulüp başkanlığına seçilmesiyle bir risk üstlenilmiştir.Doğru mu, yanlış mı olduğunun yanıtını zaman verecektir. Bu arada şunu bir kere daha vurgulama gereği ver. Risk Uğur Erem’in şahsıyla, kişiseliyle ilgili değildir. CHP kurumsalında bir siyasi partide aktif siyasetçi olması risktir.
Öte yandan 33 yıllık eğitimciliği, Kızılpınar Kent Konseyi Başkanlığı; Çerkezköy Lions Kulübü, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve öğretmen sendikası Eğitim-İş’te çeşitli görevlerde bulunmasından esasla sivil toplum yönünün kuvvetli olması avantajları olarak öne çıkıyor. Bu arada BAL’da mücadele eden kulüpler nezdinde mesleği öğretmenlik olan tek ve ilk başkan olma olasılığı da var.
Yine Edirne üzerinden örnekleyecek olursak yerel iktidarda Çerkezköy’de de CHP yer almakla birlikte öyle yüzde 70’lik, 80’lik oranlar, salt çoğunluklar yoktur. Referandumda Hayır’ı farklı kesimlerin de varlığıyla kıl payı çıkartan bir gerçeklik ortadadır.
Ve birçok yerde örneği yaşanmıştır. Yine bu süreçte Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’a “1911 Çerkezköyspor Onursal Başkanı” unvanı da eklenecek olabilir, kim bilir belki de eklenmiştir.
Her ne olursa olsun,
Kulüplere belediye desteğinin gerekliliğiyle birlikte belediye başkanları ve meclis üyelerinin siyasetle seçilen kişiler olduğu gerçekliği göz ardı edilmemelidir.
Herkesin siyasi bir duruşu elbette vardır, olmalıdır. Herhangi bir siyasi partiye üyelikleri de olabilir ancak aktif, toplumun gözü önündeki siyaset farklı bir siyaset biçimidir.
Kenti temsil eden kulüplerin, yerel iktidarda hangi parti veya kişi olursa olsun partiler üstü bir ortak değer olduğu göz ardı edilmemelidir.
Sizin ne yaptığınızdan ziyade toplumun neyi nasıl algıladığı gerçeği de bir kenara atılmamalıdır.
Hamleler çok dikkatli, toplumun tüm hassas dengeleri göz önünde tutularak atılmalıdır. Atılmadı mı ne oluyor, bir örnekle bağlamak gerekirse.
Bir zamanlar 1’nci Lig’de mücadele eden, bir iki sezon Süper Lig’i de zorlayan Kartalspor var. Yerel seçimlerde AKP ile CHP arasında gel gitler yaşayan Kartal’da (Yanılmıyorsam Mehmet Sekmen/AKP’nin yerel iktidarda olduğu süreçte)Kartalspor üzerinden CHP’nin prim yaptığı öngörüsüyle Kartal Belediyespor diye bir kulüp kuruldu. Sıfır taraftarlı kulübe çuvalla para harcanıp 3’ncü Lig’e kadar bile yükseltildi. Sonra ve hali hazırda Kartal’da yerel iktidarı yine CHP aldı ancak kulübün o veya bu parti marifetiyle siyasete bu kadar alet edilmesi ekonomik kaynağı sağlayanların galiba biraz ayağını kesti. O Kartalspor şimdi rivayete göre 3 milyon TL’ye yakın borçla irtifa kaybede kaybede bu sezon soluğu Bölgesel Amatör Lig’de aldı. 1911 Çerkezköyspor’un da olası rakiplerindendir. Ola ki 1911 Çerkezköyspor ile aynı gruba düşerlerse, onlar Çerkezköy’e geldiğinde veya 1911 Çerkezköy, Kartal’a gittiğinde, “Bu başarıyı camia olarak neye borçlusunuz?” diye sormakta fayda var…
Başlıkla da bağlamak gerekirse…
Vahap Akay dahil olmak üzere belediye başkanlarının, kentin kulüplerine desteği yerinde ve olması gerekendir. Kötü örneklerden emsal olmaz.
Belediye başkanlarının kentin kulüplerine onursal başkan olması, yanlış bir vakadır.
Vahap Akay günümüz itibariyle öylesi bir sıfat taşımamakla birlikte, taşımamalıdır da…
