Abdal MALUMKİŞİ


1911 Çerkezköy: Haftaya Olmaz Şimdi

Toplum olarak yerleşik bir geleneğimiz, yazarçizer erbabının huyudur. Testi kırılır, yol gösteren çok olur. Mesele testi kırılmadan yolu, yordamı gösterebilmektir. Bu yorum naçizane öyle bir yorumdur.


Daha önce de kimi yorumlarımda ele aldım. Çerkezköy Halkı varlığının veya öneminin ne kadar farkında bilmiyorum ama bu kentin 1911 Çerkezköyspor diye bir kulübü var.

Ancak diğer kentlerde olduğu gibi 1911 Çerkezköyspor da bir kulüpten, ya da A takımından esasla bir futbol takımından ibaret değil.

Günümüz itibariyle sporun diğer dallarında yer almaması da bir eleştiri konusu olabilir. Veya var da benim bilgim yok ancak hiç o yönleriyle gündeme gelmiyor.

1911 Çerkezköyspor, “Ben futbolla ilgilenmiyorum. Sevmiyorum o spor dalını” denilerek sırt veya yüz çevrilecek bir kulüp de değil.

En azından şöyle düşünün.

12 Eylül 1980 askeri darbesinde bugünkü sistemin temelini atanlar çok sayıda spor kulübünün kapısına da niye kilit vurdu…

Hadi siyasi partilerin, sendikaların, kimi sivil toplum örgütlerinin canına okundu da spor kulübünden ne istersin ama emperyalizmin memleketimizdeki işbirlikçisi faşo…

Demek ki neymiş, spor kulüpleri önemliymiş. Hele ki kenti temsil ettiği kabul edilen, kentin dışa yansıyan yüzü olan spor kulüpleri çok daha önemli.

1911 Çerkezköyspor öyle bir kulüp.

Futbol başta olmak üzere diğer spor dallarında bu ilçenin ve civarının sporcularının formasını giyebilmek için hevesleneceği bir kulüp.

**

Kulübün futbolda A takımı bu sezon Bölgesel Amatör Lig’de mücadele edecek. Bu lig dar coğrafyalı olmakla birlikte dört beş ilden kulüplerin yer aldığı bir lig. Amatör kelimesi laftan ibaret, yarı profesyonel bir lig.

Profesyonelliği hedefleyen kulüplerin sıçrama tahtası bir lig.

Detaylarına burada değinmeyeceğim ama örneğin geçen sezon 1911 Çerkezköyspor’u geçen sezonun son iki ayında çalıştıran Emre Morgil ile yine geçen sezon BAL 12’de mücadele eden Bozüyük Vitraspor’u çalıştıran Teknik Direktör İsmet Çelen’i de konuşturmuştuk. Statüsü ile akla zarar bir lig. Grup maçlarını lider olarak tamamlayan takımın, şayet ilinin BAL kotası bir ise, aynı sezon temsil ettiği ilinsüper amatör ligine düşme olasılığı olan bir lig, dünyada ikinci bir örneği olmayan, Türk usulü bir lig.

Yeni sezonun statüsü henüz belirlenmedi, grup kuraları çekilmedi ancak şu kesin ihtimal: 1911 Çerkezköyspor grubunda babayiğit, önemli taraftar potansiyeli olan il ve ilçe takımlarıyla da aynı grupta eşleşecek. Çok köklü İstanbul takımları da denk gelebilir. Örneğin geçen sezon 108 yıllık Vefaspor da bu ligdeydi. İki sezon önce, Kocaelispor da bu ligdeydi. 2’nci Lig’de yoluna Zonguldak Kömürspor olarak devam eden, “İşçi Milli Takımı” unvanlı Zonguldakspor da birkaç sezon önce bu ligdeydi. Sakaryaspor bu lige de düşmenin direğinden döndü. Geçen sezon Orduspor da bu lige düştü ancak merkez ilçe takımı Güzelorduspor, 3’ncü Lig’e yükselince isim değişikliğine giderek Orduspor adını aldı…

Bu ne demek, bu şu demek?

1911 Çerkezköyspor’un hemen her iç saha maçında kendi taraftarından da esaslasimitçisi, köftecisi, çekirdekçisi ile seyyar satıcısının kazanması demek.

Çok kısa mesafeli rakipler hariç rakibin konaklamalı olarak gelecek olmasından esasla otelcinin kazanması demek.

Rakibin taraftarı gelirse başta yöresel ürünler hazırlayıp satanı olmak üzere lokantacısının, restoranının kazanması demek.

Hava sıcaksa dondurmacı, soğuksa salepçi esnafının kazanması demek ve tüm örneklerin ortak noktası, “Ek gelir” misali kazanması demek…

Öte yandan 1911 Çerkezköyspor deplasmana çıktığında hiç ummadık il ve ilçelerde Çerkezköy’ün adının sanının duyulması, bilmeyenin bilmesi demek.

Hele ki 3’cü Lig’e yükselirse, bu ligde de grupların geçtiğimiz yıllarda dar coğrafi yapıdan ülke geneline yayılması nedeniyle kulübün Mardin’e, Artvin’e… memleketin en uç noktalarına kadar açılıp oraların il, ilçe takımlarını taraftarıyla birlikte burada ağırlaması demek. Uzak mesafeli Anadolu takımlarının İstanbul’daki hemşeri potansiyelini, Çerkezköy ve civarındaki potansiyelini de göz önünde tutmak lazım.

İşte böylesi bir öneme sahip 1911 Çerkezköyspor.

Asla ve asla bir spor kulübünden, bir futbol takımından ibaret değil.

O kulübün yarın kongresi var. Yarın olmazsa haftaya sarkacak. Haftaya sarkması “son” demek değil ancak dünkü spor sayfamızda da ayrıntıları ile yer aldı.

Olası birçok kulüp yeni sezonun hazırlıklarına başladı, tamamlıyor. Kongre yapması gerekenler çoktan yaptı.

BAL’da Trakya takımlarında geçen sezon mücadele eden futbolculardan biri Kocaeli Çayırovaspor’a, ikisi Antalya’dan Serik Belediyespor’a imza attı.

Malum, amatör liglerde sözleşmeler sadece tek sezonluk. Şayet kulüp bir an önce kongreyi tamamlayıp teknik heyet ve takım oluşumuna ilişkin hamleyi bir an önce atmazsa her iki seçiminde de tercihlerinde daralmak zorunda kalacak.

Onun için bu kongre yarın gerekli çoğunluk sağlanarak yapılmalı.

**

Kulüp başkanlığında başarılı bir sezonu geride bırakan Murat Narçın devam etmeli mi, etmemeli. Bu konuya girmem. Bu konu asli olanların tasarrufundadır.

Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’ın duruşu doğru. Başkanlığa her kim seçilirse seçilsin desteğinin süreceğini söylüyor. Ama çağrısı da doğru: Belediyesiz olmuyor ama sadece belediye ile de olmuyor. Esnaf başta taraftar dahil olmak üzere sürecin tüm dinamikleri bu meseleye sarılmalı. Bürokratı, siyasetçisi, sivil toplumcusu da sarılmalı. Sanayicisi de sarılmalı. Basını da sarılmalı.

Bu bir bütün. Kimse tek başına “Her şey” değil.Her kişi, kurum, oluşum bütünün parçası.

Bir başka yorum konusudur ama Trakya’nın en dar bütçeli ilinin takımı Kırklarelispor bugün 2’nci Lig’de ise o bütünlüğü sağladığından 2’nci Ligde’dir.

Devasa bütçe ve harcamalara karşın Çorluspor 1947, Edirne Belediyesi Edirnespor da halen Bölgesel Amatör Lig’de ise o bütünlüğü sağlayamadığından oradadır.

1911 Çerkezköyspor için de haftaya çok geçtir.

Yarın kongre tamamlanıp gemi dümenini hedefine doğru kırmalıdır.