FAHRETTİN MASUM BUDAK


15 TEMMUZ KALKIŞMASI

Türkiye'de bu güne kadar bir çok darbeye, kalkışmaya ve ihtilale şahit olduk. Hiç birisi 15 Temmuz kalkışması kadar şedit, zalim ve vahşice olmadı.


Türkiye'de bu güne kadar bir çok darbeye, kalkışmaya ve ihtilale şahit olduk. Hiç birisi 15 Temmuz kalkışması kadar şedit, zalim ve vahşice olmadı.

Bu vahşiliği biz ne tarihimizde  ne  Osmanlı'da ne de Cumhuriyet'te gördük! Aslında üzerinden bir kaç yıl geçmesine rağmen hàlă bu kalkışma yeterince analiz edilmedi.

15 Temmuz bize göre çok farklı ve bilindiğin çok ötesinde bir kalkışmaydı. Cumhuriyet döneminde yapılan ve yapılmaya çalışılan darbelerin hiç biriyle benzerlik taşımıyordu.12 Eylül Darbesi bile bu darbenin yanında zalimlik yönünden sönük kaldı.

   Esasen ahtapotun kolları gibi bu kalkışmayı bu noktaya taşıyan iktidarın bizzat kendisi oldu. Bütün iktidarları boyunca destekledi, besledi ve büyüttü. Yapılan tüm ikazlara kulağını tıkadı. Bu konuda açıklama yapan tüm kesimlere düşmanca tavir sergiledi. Meselenin ciddiyetini ta başından beri görüp uyarılarını sık sık tekrarlayan  Sayın Bahçeli, iktidarın bakanları tarafından her defasında sözlü saldırılara maruz kaldı.. Her bir bakan sözleşmişçesine Fetö'yü savunarak adeta toz kondurmadılar

 Türkiye'deki darbelerin en acımasızı, en kanlısı ve en düşmanca yapılanı 15 Temmuz Darbesi'dir. Bu darbenin başı da  sonu da tam bir vahşeti andırdı.

  Fetö kalkışmasının iki üç günlük blaçosu: 251 insanımız zalimce katledildi. 2500'e yakın insanımız da yaralandı.

  Fetö bir tarak dişi gibi ülkeyi sarmıştı. Ülkenin en önemli kurumlarını sinsice ele geçirmişti. Askeriye, milli eğitim ve emniyet Fetö'ye teslim edilmişti. Yargı düşmek üzereydi. Bürokrasi ve üniversiteler Fetullah Gülen'in adamlarına peşkeş çekilmişti. Açıkça devletin önemli kurumları Fetö'nün istila ve işgaline uğramıştı.

  Bu işin yurt dışı ayağı da ayarlanmıştı. Amerika ve Batı bir nevi Haçlı zihniyetiyle Fetullah Gülen'e yardım ve yataklık ediyor ve alanen desteklerini açıklamaktan çekinmiyordu. Nitekim "Ehli Salip" olduklarını kalkışma gecesi ve sonrası bir kez daha gösterdiler. Olanca ağırlıklarıyla Türk devletinin üzerine çullandılar. Demokrsinin kıblegahı meclisi bombaladılar. Özel Harekatı ve diğer kurumları topa tuttular.

  Darbe gecesi partiler ortadan kayboldu. İktidarın bir iki bakanı dışındaki kadroları yoklara karıştı. Bir çok kurum kısa zamanda saf değiştirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu bir kaç gün Batı'yla birlikte hareket etti. Onların ağzıyla oturdu durdu. 

  Zaten Cumhurbaşkanı ile Başbakan can derdine düşmüştü. 15 temmuz'da tek bir siyasi kurum ve tek bir siyasi lider ayaktaydı. O da Milliyetçi hareketin  önderi lider devlet Bahçeli'ydi. Darbeyi haber alır almaz Genel Merkeze geçti.
Karargahın ışıklarını yaktı. Arkadaşlarını çağırıp telefon trafiğini başlattı. Gerekli yerlere talimatlar yağdırdı ve "darbenin karşısında olduğunun" bildirisini her yere ulaştırdı. İşte darbenin gerçek kırılma noktası burada başladı!

  Çok şükür ki, şanlı milletimiz duyarlı ve ayaktaydı. Kalkışmayı haber alır almaz meydanlara koştular. Tanklara, toplara ve ölüm kusan mermilere imanlı göğüslerini siper ettiler! Direndiler, can verdiler, kan verdiler ama vatanlarını ve namus bildikleri iradelerini teslim etmediler!

   Kimse bize bu konuda maval okumasın. Darbe karşısında o günkü davranışlarını,  kimin ne yaptığını ve ne ettiğini herkes biliyor.

 Bugünkü 7'li ittifakın bir bölümü Amerika ve Batıyla birlikte alkış çalmak için hazır bekliyordu. 

  Bu kalkışmanın sevinenleri de kahrolanları da aynı güruh ve aynı şebekeydi.  Bunlar kimdi? Bunlar Amerika, Batı, Fetö, PKK ve icerideki işbirlikçi, hain melunlardır. Kalkışma başlayınca çok sevindiler ve ellerini oğuşturdular. Kalkışma bastırılınca da kahroldular ve köstebek gibi yerin dibine girdiler! 

  Buna rağmen boş durmadılar. Dünyaya dağılıp boş boğazlık yapmaya devam ettiler. Bu darbe "iktidar tarafından kurgulandı" dediler. "Kontrollü darbe" ucubesinde bulundular!

  Allah'tan Sayın Cumhurbaşkanı hatadan dönmesini ve yanlıştan gayıtmasını bilen bir liderdir. Partisinin içindeki tüm fetöcüleri temizlemeye çalıştı ve öze ve milli kimliğe kısa zamanda dönerek iç ve dış düşmanlara cesur mesajlar verdi.

  15 Temmuz 2016 kalkışması Türk'ün demokrasiye, özgürlüğe ve milli iradeye düşkünlüğünün ve bağlılığının şanlı adıdır.

  15 Temmuz şehit ve gazilerimizin kanlarıyla yazılmış zaferin ve Haçlılara ve tarikatlara karşı atılmış güçlü tokatın  adıdır.

  Şehitlerimizi minnetle, hürmetle ve rahmetle anarken, gazilerimize sağlıklı ve uzun ömürler diliyoruz.

  FAHRETTİN MASUM BUDAK