PROJE ALANI TARIM ARAZİSİ OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR
Çimentaş İzmir Çim. Fab. T.A.Ş. tarafından Edirne ili Lalapaşa ilçesi , Çömlek Köy mevkiinde 85183 Ruhsat Nolu 2-A Grubu Kalker ocağının açılmak istendiğini ifade eden Tema Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, “Proje alanına en yakın yerleşim birimi, alanın kuş uçuşu yaklaşık 325 m güneygüneybatısında yer alan Çömlek Köy’dür.Proje alanının büyük bir kısmı 125/54 ve 112/29 no.lu mera parselleri içerisinde kalmaktadır. Sahanın geri kalan kısmında ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 1/100.000 Ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planına göre Ruhsat sahası ve proje alanı tarım arazisi olarak görülmektedir” diye konuştu.
HÜKÜMLERE NE DERECE UYULACAK
Çoğal konuşmasının devamında ise, “Çimentaş İzmir Çim. Fab. T.A.Ş.’nin proje tanıtım dosyasına göre; yılda 1.300.000 ton (520.000 m3) kalker cevheri üretimi yapılmasını planlanmaktadır. 10 yıl içerisinde üretilecek kalker miktarı yaklaşık olarak 13.000.000 ton’dur. Proje alanında hesaplanan işletilebilir rezerv miktarı 13.629.375 ton olup, yıllık üretim miktarı üzerinden işletmenin ömrü yaklaşık 10,5 yıldır. Günün ekonomik koşulları ve rezerv durumu göz önüne alınarak ruhsat süresi sonunda şirket temdit talebinde de bulunabilecektir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle birlikte bu bölgede bulunan 25 familya ve bu familyalara ait 92 bitki türü ile birlikte endemik türler de zarar görecektir. Ayrıca proje alanı içinde bulunan fauna türleri sahadaki hareketlilik ve gürültüden dolayı yaşam alanlarını terk etmek zorunda bırakılacak ve doğal hayat bu durumdan olumsuz etkilenecektir.. Proje alanında yapılacak üretim faaliyetleri sırasında çevreye olan olumsuz etkilerinin olacağı ortadayken Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Merkez Av Komisyonu Kararlarına ve Bern Sözleşmesi hükümlerine ne derece uyulacaktır?” dedi.
DOĞANIN FAALİYETİDİR
Çimentaş İzmir Çim. Fab. T.A.Ş. tarafından proje alanında üretim faaliyetlerine başlanmadan önce mera arazisi için 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında mera vasıf değişikliğine gidileceğinin belirtildiğini sözlerine ekleyen Şirin Çoğal, “Doğaldır ki TEMA Vakfı gibi çevreci kuruluşlar kabaca “yeşil muhasebe” diye adlandırılan, ekosistem ve ekoloji ağırlıklı bir üstün kamu yararı değerlendirmesi yapmaktadırlar. Yani bir doğal varlığın mevcut haliyle sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda yararlanılması mı, yoksa bu doğal varlığın yok edilmesi, vasfının değiştirilmesi veya amacı dışında kullanılmasına sebep olacak başka bir faaliyetin tercih edilmesi mi, kabul edilecektir. İşte sorun buradadır. Yapılan yatırım hesaplarında yapılacak yatırımın, oluşacak artı değerin ve istihdamın maliyeti yapılmaktadır. Yok veya tahrip olan doğanın maliyeti sıfır olarak kabul edilmektedir. Halbuki burada bir ‘Görünmeyen Maliyet’ vardır. Görünmeyen maliyette doğanın maliyetidir” ifadelerini kullandı.
KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Çoğal konuşmasının sonunda ise, “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planına göre korunması gereken üç öncelikli ekosistemden biri olarak sayılan meralar, Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke yüzölçümünün %56’sını oluştururken günümüzde yüzde 19’a kadar gerilemiştir. İklim değişikliği açısından da önemli karbon yutaklarından biri olan meraların tahsis amacı dışında kullanılmaması hayvancılığın geliştirilmesi açısından da önemlidir..Ülkemiz dünyada zirai açıdan kendine yeten birkaç ülkeden biri iken, maalesef şu anda artık bunu yitirmiş, 1980’lerden sonra et ve zirai ürün ithal eder hale gelmiştir. Şimdi ise ‘Gıda Güvenliğini’ yitirme ile karşı karşıyadır. Kamunun ortak çıkarlarının korunması adına TEMA Vakfı Edirne İl Temsilciliği olarak meraların amacı doğrultusunda kullanılması yönelik gerekli başvurularımızı yaptığımızı ve konunun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız” dedi.
Haber / Gökhan TEKER