Gözden kaçırmayın

Kapıkule-Çerkezköy etabında yüzde 88 fiziki ilerlemeKapıkule-Çerkezköy etabında yüzde 88 fiziki ilerleme

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 3. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşma ile başladı.

“TÜRKİYE’NİN ARTIK REZERV MESELESİ YOK”

Merkez Bankası’nın geçen sene Mayıs’ta 98,5 milyar dolar olan brüt rezervlerinin, bugün 156 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz. Hamdolsun Türkiye’nin artık rezerv meselesi yoktur” dedi.

“2023 YILINI REKOR ZİYARETÇİ SAYISI VE GELİRİYLE KAPATTIK”

Bir diğer kronik sorunumuz olan cari açığı, sürdürülebilir bir düzeye çektiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçen yıl 57 milyar dolar olan cari açık, gayretlerimiz neticesinde, Temmuz’da 20 milyar doların altına indi. 2023’te ihracatımız 256 milyar dolarla rekor kırdı. İhracattaki güçlü performansımız 2024’te de devam ediyor. Yıllık ihracat ağustosta 262 milyar dolarla tarihimizin zirvesine çıktı. Turizmde, 2023 yılını rekor ziyaretçi sayısı ve geliriyle kapattık. Bu sene 60 milyon turist sayısı, 60 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz; inşallah bu hedefimizi de tutturacağız. Son bir yılda 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkânı oluşturduk. Millî gelirimiz 1 trilyon dolar sınırını geçerek 1 trilyon 119 milyar dolara ulaştı. Böylece, millî gelirde çok kritik bir psikolojik eşiği aşmayı başardık. 2024 yılında kredi notu üç büyük kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu. Ekonomimizin temel göstergelerindeki iyileşmeye bağlı olarak ülkemizin risk primi de düşüyor. Bankacılık ve reel sektörümüzün dış borç çevirme oranları yükseldi. Türkiye’yi, daha çok siyasi sebeplerle alındığı gri listeden de çıkardık” dedi.

“ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ TRENDİNE GİRMİŞ BULUNUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine bu süreçte, 6 Şubat depremlerinin Türk ekonomisine getirdiği 104 milyar dolarlık ilave faturaya rağmen mali disiplinden taviz vermedik. ‘Kim ne vaat ediyorsa benden beş fazlası’ siyasetinin seçim meydanlarını esir aldığı 31 Mart sürecinde popülizme asla tevessül etmedik. Kararlı duruşumuz sayesinde, hamdolsun, enflasyonda kalıcı düşüş trendine girmiş bulunuyoruz. Son üç ayda yıllık enflasyon 23,5 puan geriledi.  Gıda enflasyonu da dört yıl sonra ilk kez aylık bazda negatife döndü. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş devam edecek ve milletimiz bu düşüşü çarşıda, pazarda, alışveriş sepetinde, mutfağında daha fazla hissedecek. Her zaman söylüyorum, bizim bir tane gündemimiz var; o da vatandaşımızın refahını ve alım gücünü kalıcı biçimde artırmaktır. Ne yapıyorsak sadece bunun için yapıyoruz. Hangi özveride bulunuyorsak bunun için bulunuyoruz. Yakın çevremiz istikrara kavuştukça inşallah biz de rahatlayacak, çok daha iyi yerlere geleceğiz” ifadelerini kullandı.

“MAKRO DENGELERİ HIZLA İYİLEŞTİRİYORUZ”

Covid-19 salgınıyla başlayan, bölgedeki savaşlarla devam eden, asrın felaketinin de etkisiyle sarsılan makro dengeleri hızla iyileştirdiklerini kaydeden Erdoğan, “Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyütme stratejimizi uygulamaya devam edeceğiz. Her fırsatta ifade ettiğim gibi, ekonomi programımıza katkı sunacak her türlü öneriye açığız. Ancak uyguladığımız programa olan inancı zayıflatmaya dönük söylemleri tasvip etmiyoruz. Kabul edelim ki eleştiri ayrıdır, ekonomik tetikçilik ayrıdır. Türkiye’ye kaybettirerek siyaset yapılmaz, millete faydalı olunmaz. Türkiye’nin ve 85 milyon vatandaşımızın menfaati söz konusu olduğunda siyasi rekabeti bir tarafa bırakmamız gerekiyor. Meclisimizden ve siz saygıdeğer milletvekillerimizden bu konuda azami hassasiyet bekliyor, desteğiniz için şimdiden her birinize teşekkür ediyorum. Deprem bölgemizin süratle ayağa kaldırılmasının gündemimizin ilk sırasında olmayı sürdüreceğini burada tekraren ifade etmek istiyorum. Şartlar ne olursa olsun 6 Şubat gecesi yuvası yıkılan, düzeni bozulan, yakınlarını kaybeden depremzede kardeşlerimizin yanında olacak, yaralarını saracak, inşallah güvenli yuvalarını peyderpey teslim edeceğiz” dedi.

“HER TÜRLÜ PROVOKASYONU DENİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ile ilgili açıklamalarının ardından, Filistin ve Lübnan’da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi: “İsrail’in Filistin’de, Gazze’de yaklaşık 1 yıldır yürüttüğü terör ve soykırım, bugünlerde maalesef Lübnan’a uzandı. Dün işgal güçleri, Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım yaparken, bir yandan Lübnan’a terör saldırıları yaparken, aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor. Burada iki hususun altını çizmek mecburiyetindeyim; ne yazık ki, bütün bölgeyi ateşe atmayı amaçlayan, Gazze’de, 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katleden, şimdi de Lübnan’da katliama başlayan İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. Bunu, geçen hafta, İsrail saldırganlığının önüne geçmesi gereken Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu’nda da açık ve net şekilde ifade ettim”

“GAZZE, BÜYÜK BİR ‘İMHA KAMPINA’ DÖNÜŞTÜ”

İsrail devletinin, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Soykırım, katliam, ırkçılık, ayrımcılık, taciz, tecavüz, işkence, etnik temizlik, gazeteci öldürme, ifade özgürlüğünü yok etme, ibadethaneleri, hastaneleri, okulları bombalama dâhil insanlığa karşı işlenebilecek ne kadar suç varsa tamamı defalarca işlenmiştir. Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elinde Gazze, 42 bin masum insanın katledildiği büyük bir “imha kampına” dönüşmüştür. Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen, bazı ülkeler İsrail’e destek vermeye, finansal veya askerî destek sağlamaya devam ediyor. Diğer bazı ülkeler de susmak suretiyle bu insanlık suçuna, bu vahşete maalesef ortak oluyor. Bu önemli günde şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak. Evlatlarının beyaz kefenlerine sarılan anaların, babaların ahı, bu zalimleri rezil rüsva edecek. Ancak, sadece İsrail’in değil, bugün Batı’dakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacak. Özellikle İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail’in Filistinlilerden ziyade Müslümanlara yönelik bu terörüne sessiz kalmaları, bir ayıp olarak, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak” dedi.

“ZALİMLER KARŞISINDA DİMDİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Bakınız, bugün yüreğim yanarak, içim kan ağlayarak söylüyorum.  İsrail’in Gazze halkına yönelik soykırımı başlayalı tam 360 gün oldu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “42 bin kardeşimiz kameralar önünde canlı yayınlarda alçakça şehit edildi. Annelere enkaz altında kalan ciğerparelerinin parçalarını toplattılar. İnsana ve insanlığa dair ne kadar değer varsa hepsini çiğnediler, hepsini ayaklar altına aldılar. Sadece camileri değil, asırlık kiliseleri de bombalarla enkaz yığınına çevirdiler. Ancak bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar ne insan hakları örgütleri ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler bir araya gelip, bir ortak tepki göstermedi. Tam 360 gündür bırakınız İsrail’i caydırmayı, bırakınız İsrail’i durdurmayı, müşterek bir tavır dahi sergilenmedi. Hamas’ın defalarca kabul ettiğini açıkladığı ateşkese İsrail’i icbar edecek zorlayıcı hiçbir adım atılmadı. Oysa herkes biliyor ki, ses çıkartılmadıkça İsrail işgal, istila ve katliam politikasını pervasızca devam ettirecek. Susmak, vahşeti görmezden, duymazdan gelmek hiç kimseyi, hiçbirimizi, bölgedeki hiçbir ülkeyi bu soykırım şebekesinin saldırganlığından kurtaramayacak. Bu tembelliğin, bu ataletin, bu tepkisizliğin, duygusuzluğun sona ermesi için Türkiye olarak hakkı cesaretle söylemeye, hakkı savunmaya, zalimler karşısında dimdik durmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Haber / Buse AKIN