Gözden kaçırmayın

Ertuğrul Fırkateyni şehitleri anıldıErtuğrul Fırkateyni şehitleri anıldı

Toplantıya ülkücü hareketin Dede Korkut’u avukat Orhan Çakıroğlu, ülkücü hareketin mihenk taşlarından İstanbul Eski Ocak Başkanı Erdem Karakoç, Tekirdağ İl eski Başkanları Yunus Meral ve Mustafa Yüce başta olmak üzere ülkücü hareketin çilesini çekmiş, cezaevlerinde ömür tüketmiş çok sayıda Taş Medreseli ülkücü katıldı.

 

 

“KIZIL ELMAYA DOĞRU OLAN BU YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ HİÇ KİMSE ENGELLEYEMEYECEK”

Toplantının açılışı konuşmasını yapan avukat Orhan Çakıroğlu, “Nerede Hazreti Peygamberin adını yüceltmeye çalışan bir Türk varsa herkes alarma geçmiş. Onun için bu ruh mutlaka yaşamalı, sizde yaşamalı. Siz de bu ruhu gelecek nesillere aktarmakla görevli olduğunuzu unutmamalısınız. Hayatınızı verecek kadar cesur olmanız yetmez, en büyük düşmanınız yine kendinizsiniz. Ülkücü; menfaat için yola çıkmaz, çıkar gözetmez, siyasi ihtirasları ve muhteris ihtirasları yoktur. Hayatınızdan değerli hiçbir şey yok, onu verdiniz. Onun için düşman zaaflarınızdan yakalayacaktır. Zaafınızdan istifade etmek suretiyle inanç yapınızı bozmaya çalışacaktır. Onun için bu mücadelenin ana kuralı ülkücü asla ve asla hiçbir zafiyeti olmayan, bu zafiyetlerden kendini arındırmış insandır. Onun için ülkücü satın alınamayan insandır. Ülkücü sadece Allah ve resulünün önünde secde eden varlıktır. Bunu böyle de devam ettireceğiz. Ettirmeyenler ise yolun kenarında kalacak. Kervan yürüyor. Turan katarı yola çıktı. Bugün Turan katarının içerisinde Turancılar olmayabilir ama katar yola çıktı. Bu katar, ocak ruhunu yaşayan insanları da oraya davet ediyor. Onu yeniden onaracak, bu katarı dolduracak olanlar da sizsiniz. Neyle mi, yüreğiniz size yeter. Neyle mi ocakta yandıysanız ateş ateşi yakmaz. O ateş aşk ateşidir, o ateş Türk milletine duyduğunuz sevgidir, muhabbettir. O ateş Hazreti Peygamberimize duyduğunuz sevgidir, muhabbettir. Anadolu yaylasının mayasında var bu. Bu mayayı mutlaka dünyaya taşımak zorundayız. O nedenle ayağınızın değdiği her yer kızıl elmadır. Kızıl elmaya doğru olan bu yürüyüşümüzü hiç kimse engelleyemeyecek, durduramayacak” dedi.

“DÜNYADA MİLLİYETÇİLİK HER GEÇEN GÜN YÜKSELİYOR”

Ülkü Ocakları eski başkanlarından Memduh Yellice de “Biz ülkücü Türk milliyetçileri olarak siyasal bir hareketiz. Türk milleti eksenli davranışların ve fiiliyatın esas alındığı bir hareketiz. Milletimizi layık olduğu noktaya taşıma konusunda kararlılığımızı her şartta inanarak ifade etmek zorundayız. Bu gerçekliği ortaya koyduktan sonra hem milletler mücadelesindeki başarıyı hem de milletler ailesi içerisinde hak ettiğimiz noktayı yakalarız” dedi. Dünyada milliyetçiliğin her geçen gün yükseldiğini söyleyen Yellice, “Milliyetçi hareketin öngördüğü bütün fikirler, bütün düşünceler dünyada gerçekleşiyor. Hareketimizin mimarı Başbuğ Alparslan Türkeş’i rahmetle yad ediyorum. O’nun öngörüleri tam manasıyla Türkiye’de gerçekleşiyor. Turan ülküsünün, Türk dünyasının gerçekliğinin gün yüzüne çıktığı günleri yaşıyoruz. Bu konuda mesafe alınmasını da takdirle karşılıyorum. Bizim geçmişimizde gocunacağımız, hayat kırıklığına uğrayacağımız, rahatsız olacağımız hiçbir mücadele yok. Şerefli bir mücadele tarihimiz var. Biz bu mücadele tarihini siyaset zemininde doğru kullanırsak, millete doğru anlatırsak milliyetçi hareketin, Türk milletinin gönlüne girmesi an meselesidir” diye konuştu.

“BU SEVDAYA SAHİP OLAN İNSANLARI KİMSE DAĞITAMAZ”

Ülkücü hareketin mihenk taşlarından İstanbul Eski Ocak Başkanı Erdem Karakoç da toplantıda yaptığı konuşmada “Bizimki bir sevdadır. Sevdamızın peşinde Başbuğumuz gibi son nefesimize kadar yürüyeceğiz. Bu sevdaya sahip olan insanları kimse dağıtamaz, kimse yolundan alıkoyamaz. Ülkücülüğümüz gereğini birlik ve beraberlik içinde sürdürmeye, özellikle güzellikler görüp eksiklikleri telafi etmek için gayret etmeye devam edeceğiz. Ülkücüler vatandaşa gitme konusunda çok büyük güç sahibi olmuş durumda. Bugün Türkiye’de topluma ulaşma konusunda amatör spor kulüplerinin tamamına yakınının başkanları ülkücü kökenli. Esnaf odalarının, kooperatiflerin başkanları ülkücü kökenli. Hemşehri derneklerinin büyük bölümünün başkanları ülkücü kökenli” dedi.

“VARLIĞIMIZ TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN”

Karakoç, “Baba ocağında buluşmaktan başka, ocak ruhunu gerçek anlamda yaşatmaktan başka kimsenin seçeneği yok. Biz bunu Allah’ın izniyle yapacağız. Başbuğumuz bizi hak yoluna, hakikat yoluna, Allah yoluna çağırmıştır. Hak yolunda, hakikat yolunda, Allah yolunda yürümeye devam ediyoruz. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun diyerek yolumuza devam ediyor. Bir an önce en hızlı şekilde Türkiye’nin meselelerinde siyasi tavrı birlikte koymak üzere gayretimizi ortaya koyacağız” diye konuştu.

“BU TİP ORGANİZASYONLAR BİZİM SAFLARIMIZI SIKLAŞTIRIYOR”

1980 öncesi Küçükyalı Ülkü Ocakları Başkanlığı yapan Ahmet Tat da birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı. Toplantıda ülkücü gazeteci Şaban Kardeş de söz aldı. Kardeş, “Ben şanslıyım. Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in son ocak başkanıyım. Devlet Beyin ilk ocak başkanlığını yaptım. Başbuğ Alparslan Türkeş bir Ramazan günü iftara geldiğinde sözlerine şöyle başlamıştı ‘Ateş yağmurun altında bizi, yüce dileğe götüren bir seldir. Yüce dilek için eriyerek bitmek şuursuzca yaşamaktan güzeldir.’ O gün ülkücülüğümü ben bu dizelerle pekiştirdim” dedi. Siyaseti, politikayı herkesin yapabileceğini ama ülkücülüğü herkesin yapamayacağını dile getiren Şaban Kardeş, “Ülkü davasını herkes taşıyamaz. Bu tip organizasyonlar bizim saflarımızı sıklaştırıyor” ifadelerini kullandı.

 

 

“DÖRT DUVARIN ARASINDA VERDİĞİM MÜCADELEYİ DIŞARIDA DA GÖRMEK İSTİYORUM”

MHP Tekirdağ İl eski Başkanlarından Yunus Meral de kendi yazdığı iki şiiri okuyarak konuşmasına başladı. Hayatın birçok şeyde boş olduğunu gördüğünü söyleyen Yunus Meral, “Beni 14 yıl o zindanlarda ayakta tutan bir davaydı. Başka hiçbir şey değildi” dedi. Cezaevinde yaşadığı bazı olayları da anlatan Meral, “O dört duvarın arasında verdiğim mücadeleyi dışarıda da görmek istiyorum. Bugün yönetimde, herhangi bir yerde bir arıza varsa suçlu başta benim. Herkes kendisini sorgulasın. Bizi bölüp parçalamaya çalışanlar varken, ülkücü hareketi, Milliyetçi Hareket Partisi’ni bölüp parçalamaya kalkanlar varken arkadaşlarımızla kavga etmek yakışmaz” diye konuştu.

 

 

“TÜRK MİLLETİ ÜLKÜCÜLERİ NEREDE GÖRÜYOR?”

MHP Tekirdağ İl eski Başkanlarından Avukat Mustafa Yüce de toplantıda yaptığı konuşmada, “Türk milletine kendini vakfeden bir hareketin taraftarı olarak, bir ülkücü olarak çekilen bu çileler, verilen şehitler, 50 yıldan fazla süren bir mücadelenin sonucunda beklentilerimiz çok yüksek. Ülkücülerin gündemine bir soruyu alması gerekiyor ‘Neden biz şehit olduk, gazi olduk, çilelerin tamamını çektik ama milletimizden neden teveccüh göremedik?’ Bu sorunun cevabını vermeden yarınların inşası asla mümkün değildir. Ülkücüler Türk milletinin çelik çekirdeğidir, Türk milletinin bekasıdır, geleceğidir, Türk milletinin yaşaması için, yaşatılması için, yüceltilmesi için Türk Devletinin ebediyen yaşaması için her türlü fedakarlık yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Ancak Türk milleti ülkücüleri nerede görüyor? Bu soru da cevap verilmesi gereken bir soru. Ülkücüler Türk Milletinin gözünde Cudi Dağı’nda, Gabar Dağı’nda bozkurt işareti yapan adamlar, yangın yandığında itfaiye memurları gibi telakki edilerek kendi geleceğinin inşasında, kendi geleceğinin bekasında yeri olmayan bir kadro olarak tanımlanamaz, tanımlanmamalı” dedi.

“BU MİLLETİN DERTLERİNİN MERHEMİNİ ÜRETMELİYİZ”

Marifetin iltifata tabi olduğunu dile getiren Yüce, “Marifet sahiplerini taltif etmek zorundayız. Bunu ülkücü ahlakın en temeli sayıyorum. Vefalı olmak zorundayız. Bilenleri, öne çıkanları, çıkmak isteyenleri omuzlarda taşımalıyız. Hak edenlere hak ettiği değeri vermeliyiz. Türk milletinin problemlerinin çözümünde enerji harcayan, mesai harcayan, göz nuru döken insanlarımıza sahip çıkmalıyız. Ülkücüler itfaiye memuru konumundan çıkarılmalı. Türk milletinin geleceğinin inşasını Türk milletinin menfaatleri çerçevesinde ülkücü kadroyla yapmak için önemli ve özellikli çalışma yapmamız gerekiyor. Aynaya bakarak kendimizi düzeltmek, eksiklerimizi gidermek, birbirimiz arasındaki sevgi ve saygı bağlarını güçlendirmek zorundayız. Gelecek Türk milletinindir, milliyetçi hareketindir, ülkücülerindir. Ülkücülerin birlik beraberliği her şeyin önündedir. Mazide yaşananlar elbette ki baş tacımızdır, şeref levhalarımızdır ancak tarihe sevgi körlüğüyle, nefret gözüyle değil, akılla, bilgiyle bakarak yarınlar inşa edilmelidir. Bu milletin dertlerinin merhemini üretmeliyiz” ifadelerini kullandı.

 

 

“TÜRKLER ÇOK ŞÜKÜR ARTIK TARİH YAZIYORLAR”

Toplantının kapanış konuşmasını ise gazetemizde de köşe yazan ülkücü yazar Fahrettin Masum Budak yaptı. Yazarlığın günümüzde zor olmayan bir meslek olduğunu söyleyen Budak, “Ama her şeyden önce yazarın okunması lazım. Kitaplarının alınması lazım. Ülkücü hareketin yazarının, çizerinin, ressamının az olduğunu söylüyorlar. Biz zamanlar bu doğru olabilir ama ben son zamanlarda buna katılmıyorum. Çok değerli yazarlarımız çıktı. Özellikle taş medresede yetişen birçok arkadaşımız var. Sizler de bu davaya büyük emekler sarf etmiş insanlarsınız. ‘Türkler tarih yapar ama tarih yazamaz’ diyorlar ya Türkler çok şükür artık tarih yazıyorlar. Biz tarihimizi artık Çin’den, Rusya’dan, Avrupa’dan değil içimizden yetiştirdiğimiz çok değerli yazarlarımızdan öğrenmeye başladık. Sizin buraya gelmeniz benim için çok kıymetli” dedi. Yemeğin ardından toplantı hep beraber okunan Kürşat Marşı’yla sona erdi.

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU