Vali Aziz Yıldırım, toplantıda yaptığı konuşmada, afetlerin insanlara zarar vermemesi için daha doğrusu doğa olaylarının afet haline gelmemesi için birtakım tedbirlerin alınması gerektiğini ifade ederek “Aslına bakarsanız bu tedbirlerin en önemlisi afet meydana gelmeden önceki yaptığımız işler, planlamalar, projeler, projelendirmeler çalışmalar. İnsan unsuru yani. Bunları yerine getirebilirsek afet denen hadiseleri belki de meydana gelmeden insanlara zarar vermeden daha hafif geçiştirmek belki mümkün olacak. Değerli arkadaşlar, afetler mücadele mi, yoksa doğal olayları ile birlikte yaşamak mı? bu hala tartışılıyor ama model ülkelerde özellikle Japonya ve Amerika'da gördüklerimiz şudur ki, afetle yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Mademki bu durumlar var ister insan eliyle meydana gelmiş olsun, ister doğa olaylarının sonucu olarak meydana gelmiş olsun; hepsi ile beraber yaşamayı öncelikle öğrenmek gerekiyor. Eğer bunu biz sağlayabilirsek, bunu öğrenebilirsek o zaman çok fazla negatif bir etkiye sahip olmayacağımızı da düşünüyoruz” dedi.
“YAŞANAN AFETLERİN HER BİRİ BİZE DERS NİTELİĞİNDE OLMALIDIR”
İl afet planlarının hazırlanması ve risklerin azaltılmasının planlanmasının önem taşıdığını dile getiren Yıldırım, “Biz afetle mücadele ya da afet döngüsü dediğimiz zaman hep afetin olduktan sonraki hali arama kurtarma ve sonrasındaki iyileştirme hayatın normale dönüştürmesi çabalarını anlıyoruz ama onun çok daha az ve daha az masrafsız olması için de asıl yapmamız gereken şey bunun meydana gelmesine önlemektir. Depremin olmasını önleyemeyiz ama bunlardan daha az zararla çıkmanın yollarını bulabiliriz; zaten olması gereken de o. Asıl meydana gelen hâdiselerden biz nasıl daha az zararla çıkabilirizin hesaplanması lazım. Bizim öncelikle bunlara uymamız lazım, bunu yapabilirsek başarılı oluruz. Yaşanan afetlerin her biri bize ders niteliğinde olmalıdır” dedi.
Haber / Şaban KARDEŞ
