"Ergene Nehri'ndeki kirlilik ölümcül hastalıkları tetikliyor"

Çevre sorunları üzerine akademik çalışmalar yürüten bilim insanı Dr. Emrah Akyüz, Ergene Nehri'nde yaşanan su kirliliğinin Trakya bölgesinde kanser vakalarında artışı tetiklediğini belirterek,

GÜNDEM 4.12.2021 17:24:00 0

Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili bir ülke olduğunu, bu sebeple Türkiye’nin zengin su kaynaklarına sahip olduğunun düşünüldüğünü belirten Akyüz, “Bu bilgi kesinlikle yanlıştır çünkü deniz suyu tuzlu olduğu için insan ihtiyaçları için kullanılamaz. Bu nedenle bir ülkenin su kaynakları potansiyeli tatlı su rezervleri ile ölçülür. Tatlı su kaynakları açısından baktığımızda Türkiye’nin yeterli kaynaklara sahip olmadığı söylemek mümkündür. Ayrıca son dönemlerde sera gazlarının salınımının artması ile birlikte etkileri giderek artan küresel ısınmadan dolayı su kaynakları azalmaktadır” şeklinde konuştu.

 

“HAYATİ ÖNEME SAHİP”

 

Ülkemizin ciddi bir su sorunu ile karşı karşıya olduğunu da kaydeden Akyüz, “Önümüzdeki yıllarda su sorunu yaşayacak bölgelerden bir tanesi Trakya’dır. Ergene Nehri, Trakya Bölgesi’nin az sayıda bulunan tatlı su kaynaklarından bir tanesidir. Bundan dolayı Ergene Nehri’nin korunması ve geliştirilmesi bölge halkı için hayati öneme sahiptir” dedi.

 

“1980 YILINDAN BU YANA YASA DIŞI ŞEKİLDE BIRAKILIYOR”

 

Ergene Nehri’nde yaşanan kirliliğin birçok nedeni bulunduğunu belirten Dr. Emrah Akyüz, “Bunlar içerisinde en önemlisi sanayi tesislerinin neden olduğu atıklardır. Trakya bölgesi deri, kozmetik, tekstil ve plastik fabrikalarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu fabrikaların atıkları ve atık suları yaklaşık olarak 1980 yılından bu yana yasa dışı bir şekilde Ergene Nehri’ne bırakılmaktadır. Fabrika atıkları kirletici kimyasal maddeler taşımaktadır. Bu nedenle fabrika atıklarının ve atık sularının su kaynaklarına bırakılması, suyun doğal yapısını bozarak kirliliğe neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

 

“GELENEKSEL YÖNTEMLERLE YAPILMASI GEREKİYOR”

 

“Ergene Nehri’nde yaşanan kirliliğin ikinci en önemli sebebi ise tarımda kullanılan suni gübre ve ilaçlardır” diyen Akyüz, “Trakya Bölgesi tarımsal faaliyetlerin yoğun olarak yapıldığı bir bölgedir. Çünkü tarım açısından Türkiye’nin en zengin topraklarına sahiptir. Türkiye’de artan nüfusun besin ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılayabilmek ve daha fazla ürün elde edebilmek için tarımsal faaliyetlerde kimyasal gübre ve ilaçlar kullanılmaktadır. Tarımda kullanılan kimyasal maddelerin su kaynaklarına temas etmesi Ergene Nehrinde su kirliliğini tetiklemektedir. Bu nedenle tarımsal faaliyetlerin geleneksel yöntemlerle yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

 

 

“TESADÜFİ DEĞİLDİR”

 

Ergene Nehri’nde ortaya çıkan su kirliliğinin ölümcül hastalıları tetiklediğini kaydeden Akyüz, “Su kirliliğinin canlı yaşamı için önemli sağlık sorunları doğurduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Nitekim bu alanda yapılmış bilimsel çalışmalar göstermektedir ki su kirliliği ishal, kolera, dizanteri, tifo ve çocuk felci gibi hastalıkları tetiklemektedir. Ergene Nehri’ndeki su kirliliğinin neden olduğu en önemli hastalık kanserdir. Kanserin en önemli nedeni hava kirliliğidir. Fakat son dönemlerde yapılan bilimsel çalışmalar su kirliliğinin de kanseri tetiklediğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle Ergene Nehri’ne yaşanan su kirliliğinden dolayı Trakya bölgesinde yaşayanlar kanser hastalığı riski ile karşı karşıyadır. Nitekim son yıllarda Ergene Nehri’nin çevresinde yaşayan hanelerde kanser vakalarında ciddi artışlar meydana gelmesi tesadüfi değildir” dedi.

 

“ÇEVRE MAHKEMELERİ KURULMALI”

 

Devlete düşen en önemli görevlerden bir tanesinin çevre mahkemeleri kurması olduğunu kaydeden Akyüz, “Türkiye’de çevre fiziksel ve biyolojik unsurlarının korunması için hukuk alanında atılması gereken en önemli adımlardan bir tanesi çevre mahkemelerinin kurulmasıdır. Çevre sorunları teknik bir konudur. Çevre sorunları hakkında sağlıklı bir karar verilebilmesi için bu alanda teknik bilgiye sahip yargı kurumlarına, yani çevre mahkemelerine ihtiyaç vardır. Modern demokrasilerde çevre mahkemeleri giderek yaygınlaşmaktadır. Çevre sorunlarının önlenmesi ve Ergene Nehri gibi önemli su havzalarının korunabilmesi için Türkiye’nin de hukuk alanında bir adım atması, yani çevre hukuku alanında ihtisaslaşmış çevre mahkemelerinin kurulması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

 

“O BÖLGEDE YAŞAYAN HERKESİN ORTAK DEĞERİDİR”

 

“Daha önce de belirtildiği gibi Ergene Nehri tüm Trakya bölgesinin önemli su havzalarından bir tanesidir” diyen Akyüz, “Ergene Nehri o bölgede yaşayan herkesin ortak değeridir. Bölge halkının Ergene Nehri’nde kirliliğe neden olan eylemlerden kaçınması gerekmektedir. O bölgede yaşayanların evsel atıkları su kaynaklarına bırakması sonlandırılmalıdır. Ayrıca, tarımsal faaliyetlerle uğraşan bölge insanlarının tarımda kullanılan suni gübre ve ilaçların kullanılmasını sonlandırması ivedi olarak atılması gereken adımlardan bir tanesidir” ifadelerini kullandı.

 

Haber/ Buse SERİN