"Aile içi iletişim, ihmal, istismar ve şiddet"

Kırklareli Üniversitesi tarafından yürütülen ve Trakya Kalkınma Ajansı'nca Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı kapsamında desteklenen TR21/19/SOGEP/0008 No'lu Nesiller Arası Gelişim Merkezi (NEGEM) faaliyetle

GÜNDEM 30.11.2021 16:40:00 0

Önceki gün Rektörlük Kültür Merkezi Alt Salonda, Kırklareli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Serkan Akten moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Kırklareli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürü Çiğdem Kurt katıldı.

 

“HİTAP ŞEKLİ ÇOK ÖNEMLİ”

 

Ailenin en küçük toplumsal birim olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Serkan Akten, her ailenin sağlıklı, başarılı ve mutlu bireyler yetiştirme isteğinde olduğunu dile getirdi. Aile içi iletişimde aile bireylerinin birbirlerini sevmelerinin ve birbirlerine değerli olduklarını hissettirmelerinin önemli olduğunu vurgulayan Akten, sürekli kavga eden ebeveynlerin çocuklarının ebeveynlerine olan güvenlerinin zamanla azaldığını belirtti. Okullardaki sorunlu çocukların çoğunun aile içinde sevgi ve ilgi alamayan çocuklar olduğunu kaydeden Akten, “Aile içi iletişimde hitap şekli çok önemlidir. Sıklıkla ‘Yaramaz, Tembel ve Sorumsuz’ gibi kelimeler duyan çocuklardan olumlu bir davranış bekleyemezsiniz. Hitap şeklimiz karşımızdakine verdiğimiz değeri gösterir” dedi.

 

 

“3 KADINDAN BİRİ ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”

 

Kırklareli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi Müdürü Çiğdem Kurt ise dünyada en az 3 kadından 1’inin fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığına dikkat çekerek dünya çapında kadın cinayetlerinin yüzde 38’inin kadınların eşi veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından gerçekleştirildiğini aktardı. Kurt, “Türkiye’de şiddet mağduru kadınların yalnızca yüzde 11’i yaşadığı şiddete ilişkin resmi makamlara başvuruda bulunmuştur. Buzdağının görünen kısmının sadece %11 olduğu, başvurmayan çok büyük bir kitlenin var olduğu, oranın artırılabilmesi için farkındalığın artırılması önemlidir. Çocukların şiddete tanık olma ya da maruz kalması aynı zamanda çocuk ihmal ve istismarı olarak değerlendirilmektedir. Çocuklar şiddetin nedenini kendisi olarak görme ya da annesini şiddetten koruyamama düşüncelerini çok yoğun yaşamakta ve bu suçluluk duygusu çocuklar üzerinde birçok sorunlara temel olabilmektedir.  Kadına yönelik şiddetten, doğum öncesi dönemden itibaren her yaştan çocuğun etkilenmesi söz konusudur. Şiddetin normalleşmesi, gelecek nesillere zarar vermektedir. Bu durum ilerleyen dönemde kız çocukları açısından ‘potansiyel mağdur’, erkek çocukları açısından ‘potansiyel şiddet uygulayan’ sonucunu doğurabilir. Çocuklukların da şiddete maruz kalmış/tanık olmuş bireylerin ilerleyen yaşlarda şiddet uygulama riski diğer bireylere göre yüksektir. Çocuklar, evde ya da kamusal alanda şiddetin hiçbir türüne ve hiç kimseye uygulandığına tanık olmamalı, şiddete maruz kalmamalıdır” dedi.

 

Haber / Menşure KARDEŞ