"Kadına yönelik her türlü şiddetin karşısındayız"

Türk Metal Sendikası Trakya Bölgesi Kadın Kolları tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Çerkezköy'deki sendika üye

GÜNDEM 25.11.2019 18:00:00 0

Dün saat 16:15’da düzenlenen seminere konuşmacı olarak Eğitmen-Yaşam Koçu Ayla Uçkun, Psikolog Özge İsmihan ve Avukat Didem Boz katıldı. Seminerde konuşan Ayla Uçkun, “Bize kadın diyorlar. Doğaya da biz doğa ana diyoruz. Çünkü doğa ana gibi yeşertiyor, canlandırıyor, yeniden hayata getiriyor. Bunu yapan kadınlar. Şiddet o kadar büyük bir ağırlık yapıyor ki o doğa anadaki çorak etkileri yapıyor. Toprak çatır çatır kupkuru, hiçbir filiz veremiyorken hangimizin içi parçalanmıyor? İşte şiddet o hale getiriyor. Bizim ruhumuzu çıraklaştırıyor. Ruhumuzu hiçbir filizi, hiçbir tohumu yeşertemeyecek hale getiriyor. Ve biz bunu ne yazık ki farkına bile varamadan ‘aman başıma daha büyük şeyler gelmesin’ derken, korumaya almışken yapıyoruz. Biz kendi dünyamıza o kadar odaklanıyoruz ki kafamızı kaldırıp toplumda açtığımız yaraları göremiyoruz. Fiziksel şiddet çok kötü, kesinlikle kabul etmiyorum ancak 3 günde, 5 günde, 1 ayda geçen yaralar ruhumuzdaki bu çoraklaşmayla yüz yıla tekabül ediyor. Bir toplumun, bir hayatın, bir geleceğin yüz yılını elinden alıyor. Ruhumuzda açtığımız yaraları biran önce nerede, kimler tarafından bu yaralar açılmış, bunu n farkına varma cesaretini, özgüvenini, çabasını sarf edip yaraları tamir etmenin yollarını bulabilmek için kendimizi bilgi, beceri olarak donatamazsak bu çorak doğa anaya yeni çoraklar katılmış olacak” dedi. 

AİLE İÇİ PSİKOLOJİK ŞİDDET

Psikolog Özge İsmihan da aile içi psikolojik şiddetle ilgili konuştu. Çerkezköy’ün çalışan kadınların yoğunlukta olduğu bir ilçe olduğunu dile getiren İsmihan “Çalışan kadınlar çok ama genel olarak mutsuzuz” derken, aile içi psikolojik şiddetin çocuklara nasıl yansıdığını da anlattı. Bazı vakalardan örnekler veren İsmihan “Bazı çocuklar resim çizerken babalarının kollarını çizmiyor. Neden çizmediğini sorduklarında ‘anneme vurmasını istemediğim için çizmiyorum’ cevabını alıyorlar. Babasına ‘senin kolların kırılsın’ diyemeyen çocuk, resimde bunu yansıtıyor. Bazı aileler gelip ‘biz çok tartıştık ama çocuğumuza bunu hiç yansıtmadık’ diyor. Hayır, hepsi yansıyor. Çocuk o duygusu bastırıyor ve gerek ergenlikte, gerek eş seçiminde gerek kendi kurduğu ailede patlak veriyor” dedi. 

UYGULAMADA AĞIR İŞLİYOR

Avukat Didem Boz ise seminerde 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili bilgiler verdi. Bu kanunun kadını, çocuğu ve aile bireylerini koruduğunu söyleyen Boz “Şiddete maruz kalma ihtimali olan bütün durumlara karşı koruyucu bir kanun. Gündemde de var. İstanbul Sözleşmesi de aynı nitelikte. Bu kanunda kadına karşı mükemmel koruyucu önlemler yer alıyor. Ama bizim ülkemizde maalesef uygulamaya geldiğinde bu kanunların uygulanması çok ağır aksak işliyor. Kanunda şiddetten kasıt ne. Şiddet sadece fizyolojik değil. Bu şiddetle bahsedilen şey psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, ekonomik zarara uğrama. Bunların hepsi şiddete giriyor. Erkeklerin bunu fiilen gerçekleştirmiş olmaları önemli değil. Bunun muhtemelen doğa ihtimali bile sizin bu kanundan yararlanmanız için yeterli” dedi.

Seminerin ardından da Türk Metal Sendikası önünde basın açıklaması yapıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan Türk İş Tekirdağ İl Temsilcisi ve Türk Metal Sendikası Çerkezköy Şube Başkanı Murat Koçak, “Kadına yönelik her türlü şiddetin, temel bir insan hakkı ihlali olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Kadına yönelik şiddet katı töre, gelenek gibi hiçbir gerekçe ile meşrulaştırılamaz. Kadına yönelik şiddete son vermek için hepimiz bir olalım. Kadına karşı şiddetle mücadelede üzerimize düşen görevi yapmak üzere Türk-İş Konfederasyonu olarak 1 milyon üyemizle ve Türk Metal Sendikası olarak 210 bin üyemizle bu mücadelede biz de varız. Kadına yönelik her türlü şiddetin sonuna kadar karşısındayız” dedi. Türk Metal Sendikası Kapaklı Şube Başkanı Günay Özden de kadına şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu belirterek “Türk Metal Sendikası olarak kadına şiddetin her türüne karşı olan ve bunun önlenmesi için mücadele veren bir kurumuz. Kadınlarımız, bugün ve her gün daha güvenli bir dünyada insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayatı sonuna kadar hak ediyor” dedi. 

“KADINIM KORUMAK DEVLETİN ASLİ GÖREVLERİNDEN BİRİDİR”

Türk Metal Sendikası Kapaklı Şubesi Eğitim Sekreteri ve Trakya Kadın Kolları temsilcisi Nurten Yüksel de  “Şiddet, ister kamusal isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan cinsiyete dayalı bir eylem uygulama, ya da bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakmadır. Ülkemizde her üç kadından biri fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalmakta ve her geçen gün sayıları artarak çoğalan kadın cinayetleri meydana gelmektedir. Bir birey olan kadını korumak devletin en asli görevlerinden biridir. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı Uluslararası İstanbul Sözleşmesi gereği 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı kanunun kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla etkin olarak işletilmesi gerekmektedir. Bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülke olmak maalesef kadınlarımızı korumaya yetmiyor. Bu ülkenin siyasetçisi, gazetecisi, eğitimcisi, yargısı ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte topyekün mücadele edersek ancak kadına karşı şiddeti, ayrımcılığı ve istismarı bu topraklardan söküp atabiliriz. Biz kadınlar, buna sessiz kalmıyoruz, kalmayacağız! Evlerimizde, iş yerlerimizde, sokaklarda, mekanlarda var olma hakkımızı istiyoruz” dedi. Basın açıklamasının ardından şiddet gören ve gördükleri şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınlar için mor balon uçuruldu. 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU