Anne dostu hastane sürecini anlattı

Özel Optimed Hastanesi'nin anne dostu hastane olma sürecini anlatan Hastane Yönetim Kurulu Üyesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nevzat Koç, anne dostu sezaryen ve sezaryen sonrası normal doğumun mÃ

GÜNDEM 24.07.2019 15:14:00 0
Anne dostu hastane sürecini anlattı

Doğumun çok meşakkatli, çok uzun ve yorucu bir iş olduğunu bu nedenle hekimlerin genelde bir doğumu baştan sona izlemelerinin zor olabildiğini söyleyen Nevzat Koç “Kanamalar, doğum sonrası atoniler ve bunlara bağlı problemlerin ve atonilere bağlı anne -bebek kayıplarının çok olduğu bir dönemde, devletin politikası da herkesin hastaneye gitmesi yönünde oldu. Fakat o dönem bu kadar kadın doğum hekimi ve ebe yoktu, dolayısıyla bir anda birden fazla gebe ile başbaşa kalınabiliyordu. Örneğin benim SSK’da olduğum dönemde gebeleri takip ettiğimiz bir odamız vardı, buraya sancı odası deniyordu, yaklaşık 30-40 gebe aynı anda o odada yer alıyor, bu gebeler birbirilerinin yaşadıkları her şeyi görüyorlardı, bu durumda onların paniklerinin, dolayısıyla sıkıntıların artmasına sebep oluyordu. Çünkü doğumda mahremiyetçok önemlidir, doğum anını yaşayan bir gebe, kendisi dışında başka bir gebenin bağırmasına şahit olması halinde, korkmasına sebep olur” dedi. Sezaryen oranının neden arttığı konusunda fikrini de paylaşan Koç “Normal doğumlarda da bu gibi durumlar yüzünden komplikasyonlar ve anne ölüm oranlarıartıyordu, bu oranların yüksek olmamasına dikkat edilmesi gerekiyor, annelerin kaygılarını yatıştıramadığımız için en ufak bir riskte sezaryene almak gerekebiliyordu. Oysa köyde, evinde, ebe eşliğinde, mahrem alanında, tek başına yapabilseydi doğumu çok daha kolay olacakken, hastanenin gergin ve kalabalık ortamında diğer kişilerle birlikte stresi artıyor, adrenalin seviyesi yükseliyor ve doğum zorlaşıyordu. Bizler de hekim olarak sezaryene yönelmek zorunda kalıyorduk. İşte böylece Türkiye’de sezaryen oranı arttı. Doğum bence ebelerin işidir, biz Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları olarak, bebeğin oluşum öncesi ve doğum anına kadar olan sürece eşlik etmeli ve doğum zamanı devreye problem olduğunda girmeliyiz” dedi.

 

 

 

“DOĞUMA VE BEBEĞE HAZIRLIK EĞİTİMLERİ VERİYORUZ”

 

Doğumların sezaryene çok kaymış olmasının bakanlıkta bir alarm durumu oluşturduğunu kaydeden Koç “Her şeyin yolunda gitmemesine sebep olan nedenleri listeleyince, bu durumu düzeltmek için “Anne Dostu” uygulamasını başlattılar. Bu uygulamada yer alan birçok kriter var, ancak 10 zorunlu kriter mevcut. Bu unvanı almak için bakanlığın oluşturduğu, bu uygulamada yer alan maddeler doğrultusunda uygun hizmet ediyor olmalı ve bunu sürdürülebilir yapıyor olmamız gerekiyor. Maddeleri açacak olursak, hastanelerde düzenli olarak gebelerin eğitim alıyor olmasının sağlanması, doğum öncesi ve doğum sonrası olacak şekilde. Biz de bunun için; gebelerimizin 12. haftasını doldurması ile kendilerini ve eşlerini “Doğum Okulumuza” davet diyoruz, burada “Doğuma ve Bebeğe Hazırlık” eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimlerde doğum psikoloğumuzu tanıştırıyor ve ondan alabilecekleri desteği de gösteriyoruz. Ayrıca hastanemizdeki doğum ünitelerimizi gezdiriyor, onlara doğum yapacakları tek kişilik TDL odalarını anlatıyoruz ve ebeleri ile önceden tanıştırıyoruz, böylece kaygıları daha da azalıyor” dedi.

 

“MAHREMİYET ÖNEMLİ BİR KRİTER”

 

Mahremiyetin, “Anne Dostu Hastane” olmanın önemli kriterlerinden biri olduğunu kaydeden Koç, bunu sağlamak için doğum odalarını özellikli şekilde dizayn ettiklerini, eşlerin de odada yer almalarını sağladıklarını, gebelik sürecinde baba adaylarına da kasılmalar geldiğinde nasıl yardımcı olacaklarını anlattıklarını belirterek “Müzik eşliğinde hipnoterapi kullanıyoruz, böylece rahatlıyorlar, hareket özgürlüğüne sonsuz destek veriyoruz, uygun egzersizleri yapıyorlar. Doğum odalarımız görüntü itibari ile de bir evi yansıttığı için kendilerini en mahrem alanlarında, yani evlerinde gibi hissediyorlar” dedi. Anne Dostu Hastane olmanın bir diğer kriterinin de ‘gerekli olmadıkça tıbbi müdahale yapmamak’ olduğunu söyleyen Koç, “Örneğin anne adaylarına gelir gelmez damar yolu açılmıyor, doğum öncesi lavman yapılmıyor, gebenin misafiri çoksa onun gergin olmaması için misafirleri “Doğum ünitesi Bekleme Salonunda” ağırlıyoruz. Mümkün olduğunca pozitif bir dil kullanıyoruz, onları yargılamıyoruz, yapacaklarına inanıyoruz ve bunu ifade ediyoruz” dedi.

 

“DOĞUMDA BABALAR MUTLAKA BULUNMALI”

 

Doğumda babaların mutlaka bulunması gerektiğini söyleyen Koç “Babalar mutlaka bulunmalı, bu anı yaşamaları o kadar güzel bir şey ki; annelerin yaşadığı duyguyu görüyor, annenin gücüne şahit oluyor, onlara saygısı artıyor. Ayrıca anne dostu hastane olmanın getirdiği bir kural da bebek doğar doğmaz ten tene temas meselesi, böylece hem annesi hem de babası ile doğar doğmaz bu teması yaşatma şansımız oluyor. Doğumda babanın yer alması bence çok büyülü ve romantik bir an. Bu anı yaşayan her ailenin bağları eminim ki çok güçlü oluyor. Ayrıca kadının en sevdiği, güvendiği kişi yanında olunca gücü ve doğurabileceğine olan inancı da artıyor” dedi.

 

 

 

NE GİBİ FARKLILIKLAR OLDUĞUNU ANLATTI

 

Sezaryen ile doğan bebeklerle, normal doğan bebeklerin ileride karşılaştıkları hastalıklar arasında ne gibi farklılıklar olduğunu da anlatan Koç, “Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerde bazı hastalıkların daha az görüldüğü araştırmalarda hep bahsediliyor. Çünkü normal doğum esnasında, anne vajinasından geçen bebeğin flora ile doğrudan temas etmesi, bebeklerin bağışıklık sistemini daha güçlü kılıyor. Bu nedenle normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde; astım, alerji, hiperaktivite, otizm gibi hastalıkların daha az görüldüğü söyleniyor. Çocuk doktorları da bunları keşfettikleri için, bazen mecburi sezaryen, bazen de annenin isteği üzerine sezaryen doğan bebekler yeni doğan bakıma girdikleri an, ağızlarına probiyotik (dost bakteriler) damlatıyoruz. Eskiden daha sık karşılaşılan bağırsak problemleri en aza indirgeniyor” dedi.

 

 

“İZİN VERİN BEBEK OLGUNLAŞSIN”

 

Sezaryenin kötü bir şey olmadığını, hiçbir zaman böyle algılanmasını istemediğini, aksine doğru zamanda yapılan sezaryenin hayat kurtarıcı olduğunu söyleyen Koç “Biz randevu ile sezaryen doğum yapmayın diyoruz. Yani anne sezaryen istiyor olabilir, tabi ki tercih hakkı var, ancak izin verin bebek olgunlaşsın, kendisi gelmeye karar versin, o durumda sezaryen yapalım istiyoruz. Ağrı başladıktan hemen sonra değil, bir iki saat bebeğin olgunlaşması, salgıladığı hormonlara izin verilmesi ve ardından sezaryen yapılması durumunda gerçekleşen sezaryen doğuma “anne dostu sezaryen” deniliyor” dedi.

 

 

“VAJİNA NORMAL DOĞUMLA BOZULACAK BİR ORGAN DEĞİLDİR”

 

Doğum Okulu eğitimleriniz devam ediyor, peki bu eğitimlerin ne gibi faydası oluyor?

Hekimler olarak anne adaylarına her muayenede en fazla 20 dakika zaman ayırabildiklerini söyleyen Koç “Bu süreçte de muayene, bebeğin sağlığı, annenin sağlık kontrolü derken zaman bitiyor. Oysa ücretsiz verdiğimiz doğuma hazırlık eğitimleri, 16 saat sürüyor, doğumun her anını en ince detaylarına kadar anlatıyoruz. Oraya korkuyla gelen bir sürü anne adayı korkularını yenme fırsatı buluyor ve inanın normal doğuma hazırlanmış oluyorlar” dedi. Fiziksel olarak, vajinal bozukluk yaşayacağını düşünen kadınların, sezaryen doğum yapmak istediğinin belirtilmesi üzerine Nevzat Koç “Bu konu bir şehir efsanesi, vajina normal doğumla bozulacak bir organ değildir. Sadece bir iki hafta hissizlik, idrar kaçırma olabilir. 6 ay sonra tamamen kendisini toparlar. Kegel egzersizi dediğimiz bir egzersiz var, biz hastane olarak doğum okulu eğitimlerimizde bu konuda da bilgilendirme yapıyoruz, hatta bu eğitimleri özellikle veriyor ve bu bilgi doğru değil diyoruz” dedi.

 

Haber / Gülveren ALTUNOĞLU